09 Kasım 2023 Perşembe

Petrol, hisselerdeki yükselişin talep sıkıntılarını hafifletmesiyle üç ayın en düşük seviyesinden yükseldi.

Petrol, talep görünümünün kötüleştiğine dair işaretler üzerine önceki iki seansta neredeyse yüzde 7 oranında düştükten sonra, geniş finansal piyasalarla birlikte yükseldi.

Küresel gösterge Brent, Çarşamba günü Temmuz ayından bu yana ilk kez eşiğin altında kapandıktan sonra varil başına 80 dolara yaklaştı. ABD ham petrolü 76 dolara yakındı. Asya’da hisse senetleri, ABD hisse senetlerinin Çarşamba günü ABD faiz oranlarının zirveye ulaştığına dair iyimserlikle neredeyse iki yılın en sıcak galibiyet serisini yaşayarak sekizinci günde de yükselmesinin ardından yükseldi.

Petrol fiyatları, zayıf talebe ilişkin artan endişelerin etkisiyle son üç haftadır keskin bir düşüş yaşadı. En büyük ithalatçı olan Çin’de rafinaj marjlarının düşmesi ve stokların artmasıyla birlikte odak temellere geri döndü. Perşembe günü açıklanan verilere göre Asya’nın en büyük ekonomisi deflasyona döndü.

Dünya ham petrolünün yaklaşık üçte birinin kaynağı olan Orta Doğu’dan gelen arz, gerilimin ardından bir aydan fazla bir süre boyunca etkilenmedi. Rusya sevkiyatları dört ayın en yüksek seviyesine yakın seyrediyor. ABD’de sektör verileri ham stokların geçen hafta yaklaşık 12 milyon varil arttığını gösterdi ancak Enerji Bilgi İdaresi’nin resmi verileri önümüzdeki Çarşamba gününe kadar açıklanmayacak.

Saxo Capital Markets Pte.’den piyasa stratejisti Charu Chanana, talep kaygılarının şu anda piyasa duyarlılığını desteklediğini söyledi. Chanana “Hem ABD hem de Çin’den gelen makro veriler ve EIA envanter verileri, yüksek faiz oranlarının petrol talebi üzerindeki etkisini değerlendirmek için yakın vadede kilit rol oynayacak” dedi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

08 Kasım 2023 Çarşamba

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) iç borç stokundaki payı Ekim ayı itibariyle yüzde 4,6’ya geriledi. Böylelikle TCMB’nin payı deprem öncesi seviyelere yaklaştı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) makro ihtiyati çerçevede sadeleşme adımlarını sürdürürken, bilançosunda da sadeleşme eğilimine devam ediyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre Ekim ayında TCMB’nin iç borç stokundaki payı yüzde 4,6 seviyesine geriledi. Böylelikle TCMB’nin bu varlıklardaki payı deprem öncesi seviyelere yakınlaşmış oldu.

Geçen yılın sonunda açıklanan 2023 Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi metninde 2023 yılında TCMB’nin tahvil alımlarının bilanço büyüklüğünün yüzde 7’sine kadar artırılması öngörülmüştü.

Bununla birlikte bu yılın Şubat ayında Türkiye’yi sarsan deprem felaketi sonrasında yapılan BES düzenlemesi ile kotasyon yoluyla bankalardan DİBS alımı ve piyasa yapıcı bankalardan doğrudan alımların devam ettiği görülmüştü.

A

Bu gelişmelerin etkisiyle TCMB’nin iç borç stokundaki payı Mayıs’ta yüzde 7,4’e kadar yükselmişti. Böylelikle pandemiden bu yana en yüksek seviye izlenmişti. Haziran 2020’de TCMB’nin iç borç stokundaki payı yüzde 7,6’ya çıkmıştı.

TCMB’de yaşanan yönetim değişikliğinin ardından bu payda gerileme eğilimi başladı. TCMB’nin iç borç stokundaki payı Temmuz’da yüzde 6’nın altına, Eylül’de ise yüzde 5’in altına geriledi. Pandemi etkilerinin ortadan kalktığı 2022’de bu pay yüzde 4’e kadar gerilemişti. Şimdi dikkatler TCMB’nin bu payını ne kadar kısabileceğine çevrildi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

08 Kasım 2023 Çarşamba

QNB Finansbank 2024 yılına ilişkin Türkiye büyüme tahminini yüzde 4’ten yüzde 3,5’e çekti. Banka ekonomistleri değerlendirmelerinde tüketim harcamalarındaki eğilime vurgu yaptı.

QNB Finansbank, tüketim harcamaları, kredi büyümesi ve sıkılaşmaya atıfta bulunarak 2024 Türkiye büyüme tahminini yüzde 4’ten yüzde 3,5’e revize etti.

Banka başekonomisti Erkin Işık ve ekonomistler Deniz Çiçek ile Kaan Özçelikkale’nin yayımladığı raporda kartlı harcama verilerindeki reel değişimin üç aylık ortalamasının ekim sonu itibarıyla negatife döndüğü belirtilerek “Bu sonuç, yılın ilk yarısında büyümeye en büyük katkıyı yapan tüketim harcamalarının ikinci yarıda zayıfladığına işaret etmektedir” denildi.

Ekonomistler ekim sonu itibarıyla 13 haftalık ortalama reel net kredi kullanımının sıfır seviyesinin altına inerek tarihsel eğilime göre yavaş bir reel kredi genişlemesine işaret ettiğini belirtti.

QNB Finansbank ekonomistlerinin raporunda şu değerlendirmeler yer aldı: TCMB’nin faiz artırımı ile likidite ve kredi düzenlemeleriyle yürüttüğü sıkılaştırmanın sürmesiyle, önümüzdeki dönemde reel kredi kullanımında daha belirgin bir yavaşlama olmasını bekleriz. Bu da bir miktar gecikmeyle birlikte, iç talep ve büyüme göstergelerinde zayıflamaya yol açacaktır.

(Kaynak: BloombergHT.com )

08 Kasım 2023 Çarşamba

İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan ihracat iklim endeksi Ekim ayında 48,5 değerini aldı. Önceki veri yüzde 49 olarak kaydedilmişti. İhracat ikliminde 2023 başından bu yana en belirgin bozulma kaydedilirken, zayıflığın ana kaynağı Avrupa olmaya devam etti

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi eşik değer 50,0’nin altında kalarak Ekim ayı 2023’te 48,5 olarak gerçekleşti.

Türk imalat sektörü ihracatının en büyük on pazarından yedisinin bulunduğu Avrupa’da söz konusu pazarlardan İspanya hariç tümü ekim ayında daralma kaydetti. İspanya’da üretim değişim göstermedi. ABD, Orta Doğu ve Asya’nın bazı bölgelerinde büyüme görüldü. Hindistan’da büyüme yüksek temposunu korurken, Singapur, Endonezya ve Filipinler kayda değer üretim artışlarıyla öne çıktı.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi Ekim’de üst üste üçüncü ay 50 eşik değerinin altında gerçekleşti. Eylül’de 49 olan endeks 48,5’e gerileyerek dış talep koşullarında yıl başından bu yana en belirgin bozulmaya işaret etti.

Avrupa pazarlarında daralma

Türk imalat sanayi ihracatçıları, yılın son çeyreğinin başında zorlu bir talep ortamıyla karşı karşıya kalmaya devam etti. Son aylarda olduğu gibi, zayıflık yine büyük ölçüde Avrupa’daki ana ihracat pazarlarında süregelen yavaşlamadan kaynaklandı. ABD genişleme patikasında kalırken, bazı Asya ülkeleri ve Orta Doğu büyüme eğiliminin yoğunlaştığı diğer bölgeler oldu.

Türk imalat sektörü ihracatının en büyük on pazarından yedisinin bulunduğu Avrupa’da söz konusu pazarlardan biri hariç tümü ekim ayında daralma kaydetti. Bu durumun tek istisnası, üretimin değişim göstermediği İspanya oldu. Birleşik Krallık’ta ekonomik aktivite üst üste üçüncü ay azalırken, Almanya’da daralma eğilimi dört aya ulaştı. İtalya ve Fransa’da ise son beş ay boyunca üretim düşüş gösterdi. Türk imalat sanayi ürünlerinin en büyük ikinci ihracat pazarı olan ABD, Ekim ayında da büyümeye devam etti. Genişleme ılımlı düzeyde olmakla birlikte son üç ayın en yüksek hızında gerçekleşti.

Asya’da büyüme

Talebi olumlu yönde etkileyen pazarların büyük bölümü yine Orta Doğu’da yer aldı. Büyümenin son dört ayın en yüksek temposuna ulaştığı Birleşik Arap Emirlikleri, anket paneli kapsamında en hızlı genişleyen pazar oldu. Bir diğer önemli ihracat pazarı olan Rusya’da ise üretim ekim ayında güçlü bir şekilde artmaya devam etti. Böylece ekonomik aktivite son dokuz ay boyunca büyüme kaydetti. Dördüncü çeyreğin başında güçlü performans gösteren diğer pazarlar ise Asya ülkeleri oldu. Hindistan’da büyüme yüksek temposunu korurken Singapur, Endonezya ve Filipinler de kayda değer üretim artışlarıyla öne çıktı.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi, “Türk imalat sanayi ihracatçıları, Ekim ayında da Avrupa ekonomisinin içinde bulunduğu zor durumdan etkilenmeye devam etti. İktisadi faaliyetin birçok önemli ihracat pazarlarında gerilemesi, genel iklimin bozulmasına yol açtı. ABD ekonomisindeki dayanıklılık belirtilerinin yanı sıra Asya ve Orta Doğu’nun bazı bölgelerinde gözlenen büyüme ise genel tablodaki bozulmaya engel olamadı. Bu nedenle, yeni ticaret arayışlarına yönelen imalatçılar dünyada ekonomik durumun daha güçlü seyrettiği bölgelere odaklanmaya karar verebilirler.”

Endekste eşik değer olan 50’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.

(Kaynak: BloombergHT.com )

08 Kasım 2023 Çarşamba

Deutsche Bank’a göre, Fed’in “güvercin politikalara döneceği” yönünde yapılan fiyatlamalar yanlış işaret olabilir.

Deutsche Bank’a göre tahvil piyasalarında Fed’in “güvercin politikalara döneceği” yönünde yapılan fiyatlamalar yanlış bir beklentiye işaret ediyor olabilir.

Bankanın makro stratejisti Henry Allen yayımladığı notta Fed’in mevcut sıkılaştırma döngüsü içinde tahvil piyasalarında en az yedinci kez “güvercine dönüş” fiyatlaması yapıldığını hatırlattı.

Allen “Buradaki sorun bu beklentilerin güvercin bir dönüşü daha az mümkün hale getirebilecek olmasıdır. Bu beklentilerin finansal koşulları yumuşatmasıyla merkez bankaları enflasyonu düşürmek için yeniden sıkılaşma gerektiğini hissedebilir” değerlendirmesini yaptı.

Fed Başkanı Jerome Powell’ın son faiz kararı sonrası sıkılaşma döngüsünün bitmeye yakın olduğuna işaret etmesi tahvil getirilerini aşağı çekmişti. ABD ekonomisinin geçtiğimiz hafta sınırlı sayıda tarım dışı istihdam yaratması da bu atmosferi desteklemişti.

Piyasalar önümüzdeki yıl Fed’in 92 baz puan faiz indirimi yapmasını fiyatlarken Fed üyelerinin medyan beklentisi 50 baz puan indirim seviyesinde. Allen’a göre enflasyonun merkez bankası hedefinin oldukça üzerinde seyretmesi en azından şimdilik faiz indirimleri için erken olduğunu ima ediyor.

(Kaynak: BloombergHT.com )

08 Kasım 2023 Çarşamba

Fed üyesi Christopher Waller Temmuz ayından itibaren yükselen tahvil getirileri için “deprem” tanımlaması yaptı. Fed üyelerinden gelen mesajlara rağmen küresel piyasalarda sakin bir görünüm izlendi.

Fed üyelerinin yüzde 2 enflasyon hedefine dönüşü vurgulayan konuşmalarına rağmen ABD tahvilleri salı günkü yükselişini korudu. ABD 10 yıllık tahvil getirisi Salı günü sekiz baz puan düşüşle yüzde 4,5665’e geriledi. Getiri yeni işlem gününde hafif yükselişle yüzde 4,5830’a çıktı.

Yatırımcılar Fed’in ağır topları Jerome Powell ve John Williams’ın konuşmalarını beklerken Asya Pasifik hisse senetleri piyasaları sakin bir görünüm sergiliyor. MSCI Asya Pasifik yatay seyir izlerken Japon Nikkei 225 olumsuz ayrışıyor. Amerikan hisse vadelileri ise sınırlı kayıp yaşıyor.

Bloomberg Dolar Endeksi 1.261 puanda yatay. ABD ve Çin talebinde düşüş endişesiyle Salı günü yüzde 4’ün üzerinde kayıp yaşayan Brent petrol yüzde 0,1 ek düşüşle 81,5 dolardan alıcı buluyor.

Altın fiyatlarında kayıp serisi üçüncü güne taşınıyor.

Fed üyelerinden sıkılaşma mesajları

ABD tahvil getirilerinde son dönemde yaşanan düşüşe rağmen Fed toplantısı öncesi 10 yıllık getirinin yüzde 5’i görmesi “tahvil getirileri sıkılaştırmaya destek oluyor mu” tartışmalarını beraberinde getirmişti. Salı günü konuşan bazı Fed üyeleri bu tartışmaya değindi.

Fed üyesi Christopher Waller “Temmuz ayından bu yana tahvil getirisi neredeyse bir tam yüzde puan yükseldi. Merkez bankası, finansal piyasalar için bu bir depremdir” ifadelerini kullandı. Waller bu durumun politika faizine olası etkisi üzerine ise yorum yapmadı.

Bir başka Fed Üyesi Michelle Bowman’a göre ise tahvil getirisi artışıyla sıkılaşan finansal koşulların enflasyona ve ekonomiye etkisini bilmek için henüz çok erken. Getirilerin oldukça volatil olduğuna dikkat çeken Bowman, enflasyondaki iyileşmenin durması ya da enflasyon hedefine dönüşte yetersiz kalınması durumunda daha fazla faiz artışını destekleyebileceğini dile getirdi. Fed üyesi Lorie Logan ise enflasyondaki iyileşmeyi olumlu karşıladıklarını belirterek “Ancak enflasyon hala çok yüksek seviyelerde. Benim için ana soru bugün gördüğümüz finansal koşulların yüzde 2 hedefine dönüş için yeteri kadar kısıtlayıcı olup olmadığıdır” yorumunu yaptı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

07 Kasım 2023 Salı

Gösterge tahvil faizi niteliğindeki 2 yıl vadeli tahvil faizleri yüzde 42’nin üzerine çıktı.

Yurt içi piyasada yatırımcılar Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tahvil ihalelerini takip ederken gösterge tahvil faizinde hızlı yükseliş yaşandı.

2 yıl vadeli tahvil faizi ihalelerin hemen öncesinde 275 baz puan artışla yüzde 42,4 seviyesine kadar yükseldi. Böylelikle gösterge tahvilde zirve seviyeler kaydedildi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı 2 yıl vadeli 6 ayda bir yüzde 6,30 sabit kupon ödemeli devlet tahvilinin ve 10 yıl vadeli 6 ayda bir yüzde 13,10 sabit kupon ödemeli devlet tahvilinin yeniden ihracı öncesi piyasa yapıcılar ile kamudan toplam 10 milyar lira borçlandı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

07 Kasım 2023 Salı

Altında fiyatlar savaş riskinin getirdiği primin gerilemesiyle düşüşünü ikinci güne taşıdı.

Altın, Hamas’ın Ekim başında İsrail’e saldırısının ardından güvenli liman alımlarından kaynaklanan kazançlarını geri veriyor.

Tahvil getirilerindeki artışın da etkisiyle önceki seansta yüzde 0,7’lik düşüş yaşayan spot altın, yeni işlem gününde 1.970 dolar seviyesinin altını test etti.

Dünyanın en büyük metal üreticisi Newmont Corp.’un CEO’su Tom Palmer, Sydney’de Bloomberg TV’ye verdiği röportajda, faiz oranlarının düşmesinin beklenmesi sebebiyle altının görünümünün 2024 ve 2025’te olumlu olduğunu söyledi. Öte yandan Palmer, spot altının “dünya çapındaki dalgalanmalar” ve merkez bankası alımlarının desteğiyle 1.900-2.000 dolar civarında tutunduğunu ifade etti.

Altın, geçen hafta Cuma günü ABD verilerinin yatırımcıları Fed’in gelecek yıl faiz indirimlerine ilişkin tahminlerini öne çekmesiyle 2 bin doları test etmişti.

(Kaynak: BloombergHT.com )

07 Kasım 2023 Salı

Dolar/TL kurunda yükseliş ivmesi devam ederken, Türkiye’nin risk primindeki düşüş de dikkat çekiyor.

Dolar/TL ‘de yükseliş ivmesi haftanın ikinci işlem gününde de devam etti.

Asya seansında sığ piyasada kur 28,63 ile yeni rekorunu gördü. Kur daha sonra 28,47 seviyesinde dengelendi. Yıl başından bu yana dolar/TL kurunda yüzde 52’yi aşan artış görüldü.

Dolar/TL’de yükseliş devam ederken risk primi de geriliyor. Türkiye’nin 5 yıllık risk primi (CDS) 370 baz puana geldi.

Türkiye’nin gösterge tahvil faizi yüzde 39,65 seviyesinde.

Dolar/TL tarihi zirvelerinde günlük sınırlı yükseliş eğilimine devam ederken piyasalarda bugün 2 ve 10 yıl vadeli gösterge tahvil ihaleleri ile veri gündemi takip ediliyor.

Hazine Pazartesi günü başladığı başladığı Kasım ayı iç borçlanma programında iki ihale ile yaklaşık 19 milyar TL borçlandı. 11 aylık bono ihalesinde bileşik getiri %39,6’ya yükseldi. Hazine’nin borçlanma programı 2 ve 10 yıllık gösterge tahvillerin yeniden ihracı ile iç borçlanma programı devam edecek.

Hazine Kasım ayında toplam 78,4 milyar TL iç borç servisine karşılık toplam 78 milyar TL iç borçlanma programlıyor. Son aylarda Hazine programladığının üzerinde borçlanma gerçekleştiriyor.

Ayrıca Hazine Ocak 2029 vadeli dolar cinsi beş yıl vadeli sukuk ihracı için bankalara yetki verdi.

Uluslararası piyasalarda bundan önceki son ihraç Nisan ayında gerçekleşmişti. Hazine Nisan’da ilk yeşil tahvil ihracı ile 2,5 milyar dolar borçlanmıştı. Hazine bu yıl uluslararası piyasalardan 7,5 milyar dolar borçlanma gerçekleştirdi. Geçen yıl uluslararası piyasalardan 11 milyar dolar borçlanan Hazine bu yıl ve gelecek yıl 10 milyar dolar borçlanma öngörüyor.

(Kaynak: BloombergHT.com )

07 Kasım 2023 Salı

ABD piyasalarında 2022 yılındaki satış dalgasında daha iyimser görüşleriyle öne çıkan JPMorgan Stratejisti Marko Kolanovic ABD’de ‘diz çöktüren’ hisse rallisinin devam etmeyeceği görüşünde.

ABD hisse senetleri ralli yaşanan bir haftayı geride bırakırken JPMorgan Stratejisti Marko Kolanovic, yüksek faiz oranlarının devam etmesi ve yavaşlayan büyümenin yeniden odak noktası haline gelmesiyle hisse senetlerinin yakında yatırımcılar için yeniden cazip olmayacağı görüşünde.

Kolanovic Pazartesi günü müşterilerine gönderdiği notta, düşen tahvil getirileri ve güvercin merkez bankası toplantılarının kısa vadede “hisse senetleri için olumlu” olduğunu, ancak büyüme-politika dengesinin yıl sonuna kadar zorlu olmaya devam edeceğini söyledi.

Stratejist yayımladığı notta “Kısa vadede Fed faizleri daha uzun süre daha yüksek tutmaya hazırlanırken piyasalar politika hatasını fiyatlayabilir, bu da uzun vadeli getirileri düşük bir çizgiye getirebilir. Bu durum, özellikle daha kötümser 2024 bilanço öngörüleriyle birleştiğinde nihayetinde hisseler için destekleyici olmayabilir” diye yazdı.

Stratejist, kurumsal fiyatlandırma gücünün azaldığı, kar marjlarının risk altında olduğu ve ciro büyümesindeki yavaşlamanın devam edeceği görüşünü de yineledi.

Kolanovic, 2022’de satış dalgası sırasında Wall Street’in en büyük iyimserlerinden biri olarak öne çıkmıştı. Ancak Kolanovic bu yıl kötüleşen ekonomik görünüm nedeniyle Aralık ortası, Ocak, Mart ve Mayıs aylarında hisse senedi dağılımını azaltarak görüşünü tersine çevirdi.

Kolanovic’e göre petrol fiyatları ve dolar da hisse senetlerini negatif etkileyebilecek faktörler arasında. Kolanovic son olarak “Kötü haber iyi haberdir” sloganının etkisinin azalmaya başladığını, sağlıklı bir ekonomik yavaşlama ile resesyon başlangıcını ayırt etmenin güçleştiğini vurguladı.

(Kaynak: BloombergHT.com )