10 Kasım 2023 Cuma

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan dönüşü medya mensuplarına yaptığı açıklamalarda ekonomi gündemine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

Erdoğan ekonomiye ilişkin şu ifadeleri kullandı:

Küresel gündemi de meşgul eden enflasyon sorunu ile mücadelede kararlıyız.

Enflasyonun belini kırdık, etkilerini de önümüzdeki süreçte sileceğiz. Biz hep çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz dedik ve hamdolsun sözümüzü tuttuk. Asgari ücrete cumhuriyet tarihinde yapılmamış oranda zam yaptık. Emeklilerimizin maaşlarını artırdık ve onları daha da rahatlatacak çözümleri geliştirdik ve çok yakında uygulayacağız. Biliyorsunuz emeklilerimizi kısa vadede rahatlatacak 5 bin liralık ikramiye ödemelerini de bu ay içerisinde yapmayı planladık. Aldığımız tedbirlerle yapacağımız ödemelerle emekli ve çalışanlarımızın yanında durduk, bundan sonra da durmaya devam edeceğiz. Asgari ücret konusunun kendi takvimi var biliyorsunuz. İşçilerimizi ara zamla rahatlatmıştık, şimdi de işçi ve işveren kesimini bir araya getirip en makul çözümü bulacağımıza inanıyorum.

(Kaynak: BloombergHT.com )

10 Kasım 2023 Cuma

Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye’deki şirketlerin yeşil dönüşümünü desteklemek ve Türkiye’nin sermaye piyasalarındaki iklim finansmanını arttırmak için 155 milyon dolar tutarında krediyi onayladı.

Dünya Bankası, Türkiye’deki şirketlerin yeşil dönüşümü için sermaye finansmanını arttırmaya yönelik 155 Milyon dolar kredi sağladı.

Dünya Bankası tarafından yapılan açıklamaya göre, kredi tutarları Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) aracılığıyla, TSKB de bu fonları Türkiye Yeşil Fonu’nun kısmi olarak sermayelendirilmesi için kullanacak. Kredi, Türkiye’nin önemli varlık yönetimi şirketlerinden Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi A.Ş. (Maxis) ile Proje kapsamındaki proje uygulayıcı kuruluş tarafından yönetilecek.

Büyüklük 403 milyon dolar

Projenin toplam büyüklüğünün, Dünya Bankası kredisine ek olarak fon düzeyinde ve yatırım yapılan şirket düzeyinde toplam 250 milyon dolar tutarındaki özel sermayenin harekete geçirilmesiyle birlikte 405 milyon dolara ulaşması bekleniyor.

Proje eşzamanlı olarak, şirketlerin karbondan arınma uygulamalarını ve yeşil teknolojilere yaptıkları yatırımları, gösterim niteliğindeki bir yeşil fon yoluyla Özel Sermaye sektörünün geliştirilmesini, finansal sektörün çeşitlendirilmesini ve şirketlerin çeşitlendirilmiş uzun vadeli finansmana erişimlerinin geliştirilmesini, yüksek şirket kaldıraç oranlarının düşürülmesini ve yeşil dönüşüme ve geliştirilmiş iklim eylemine yönelik finansmanın hızlandırılmasını destekleyecek.

“Türkiye’de en büyük CO2 kaynağı enerji ve imalat sanayi”

Dünya Bankası’nın 2022 yılında yayınladığı Ülke İklim ve Kalkınma Raporuna göre, Türkiye’deki şirketlerin karbondan arındırmak, iklim değişikliğine uyum sağlamak, Türkiye’nin yeşil dönüşümüne katkıda bulunmak, büyüme potansiyellerini artırmak ve istihdam yaratmak için yeşil teknolojilere yatırım yapması gerekiyor.

Enerji sektörü en büyük CO2 emisyon kaynağı ve bu sektörü imalat sanayii ve tarım sektörleri izliyor. Türkiye’nin belirlediği yeşil hedeflere ulaşabilmesi için şirketlerin karbondan arınmaları gerekiyor. Aynı zamanda, özellikle AB Yeşil Mutabakatının ardından, şirketlerin büyüme potansiyellerini korumaları için karbondan arınmaları önemli olacak. Şirketlerin yeşil dönüşüme yönelik yatırım ihtiyaçlarının mahiyeti göz önüne alındığında, bilgi transferi ile birlikte uzun vadeli finansmana da ihtiyaç duyulacak, ancak yeşil yatırımlara yönelik finansman kaynakları yeterli değildir, çoğunlukla kısa vadeli banka kredilerinden oluşmaktadır ve yeşil sermaye piyasası araçlarının gelişimi yetersiz.

Dünya Bankası Türkiye Ülke Dirtektörü Humberto Lopez kredinin onaylanması vesilesiyle yaptığı açıklamada şunları vurguladı:

“Özsermaye finansmanı, uzun vadeli risk sermayesi sağlar ve bu fonları şirketlerin yeşil dönüşüm süreci için hayati önem taşıyan bir başka unsur olan uzmanlık bilgisi transferiyle birleştirir. Türkiye Yeşil Fonu aracılığıyla, Türkiye, yatırımcıların yeşil yatırım fırsatlarına ilişkin bir arayış içerisinde olduğu küresel eğilimden de faydalanabilecektir.”

Eşitlikçi yatırımlar geliştirilecek

Türkiye Yeşil Fonu, açık bir Yatırım Politikası Beyanı ve Yeşil Yatırım Çerçevesi doğrultusunda, özellikle KOBİ’ler ve orta ölçekli şirketler olmak üzere yeşil veya yeşil dönüşüm sürecindeki yenilikçi şirketlere yapılan yatırımlara öncelik verecek. Proje aynı zamanda yatırım potansiyeli olan kadınları kapsayıcı şirketleri belirleyerek eşitlikçi yatırımları da geliştirecek.

Bu proje sayesinde, Türkiye’nin finans sistemi özel sermayeyi çekerken, özel sermaye sektörü derinleşecek ve Yeşil Yatırım Çerçevesi içerisindeki fonlardan faydalanacak; TSKB sermaye piyasası faaliyetleri yoluyla yeşil finansmana öncülük etme kapasitesini arttıracak; şirketler karbonsuzlaşma süreçleri ve yeşil teknoloji yatırımları için uzun vadeli finansmana erişebilecek, finansmanlarını borçtan özsermaye doğru bir değişimle çeşitlendirebilecek.

Dünya Bankası Proje Ekibi Liderleri Gunhild Berg ve Etkin Özen proje ile ilgili olarak, “Proje sonuçta düşük karbonlu ve iklime dirençli bir ekonomiye geçişi destekleyecek, finansal sektörün çeşitlendirilmesine katkıda bulunacak ve uzun vadeli finansman, sermaye piyasaları ve istihdam yaratma için yerli kaynakların geliştirilmesini destekleyecektir. Önerilen yapı ve sermaye piyasası araçları üzerindeki odak sayesinde, proje özel sermayeyi çekme ve piyasa yaratma konusunda önemli bir potansiyele sahiptir” değerlendirmesini yaptı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

10 Kasım 2023 Cuma

Menkul kıymet tesisi uygulamasının görünürde iki amacı vardı. Bunlardan ilki Kur Korumalı Mevduatlara (KKM) geçişleri hızlandırmak, diğeri de kredilerdeki büyümeyi sınırlayarak iç talebi baskılamak ve enflasyon üzerindeki baskıyı azaltmaktı. Bunun yanı sıra ticari kredilerde belirlenen kriterlerin üzerinde faiz uygulayan bankalar da menkul kıymet tesis etmek zorunda kaldı. Geriye dönüp 18 aylık döneme baktığımızda tek taşla söylenenden daha fazla kuşun hedeflendiğini görüyoruz.

Döviz kurlarında 2021 yılının son baharında yaşanan sert yükselişler 2022 yılına girerken ekonomi yönetiminin de sert tedbirler almasını beraberinde getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Aralık 2021 Pazartesi günü kabine toplantısından sonra
akşam saatlerinde açıkladığı Kur Korumalı Mevduat uygulaması dövizdeki sert yükselişi tersine çevirdi. Dolar kuru birkaç günde 18 liradan 10 liraya kadar düşse de kalıcı olmadı ve yönünü yeniden yukarı çevirdi. Doların yeniden 17 lira seviyelerine doğru yönelmesi ekonomi yönetimini harekete geçirdi. 10 Haziran 2022’ye geldiğimizde menkul kıymet tesisi uygulamasının 18 ay sürecek yolculuğu başladı.

Ekonomi yönetimi 10 Haziran 2022’de yayımlanan tebliğ ile döviz mevduatlarına Türk lirası cinsinden uzun vadeli sabit faizli menkul kıymet tesis etme zorunluluğu getirdi. Türk lirası mevduata dönüşüm oranında verilen hedefi tutturamayan bankalara getirilen menkul kıymet tesisi zorunluluğuna ilerleyen haftalarda kredi büyümesi kriteri de eklendi. Buna göre ekonomi yönetiminin belirlediği kredi büyüme hızını aşan bankalar da aştıkları tutar kadar menkul kıymet tesis etmek durumunda kaldılar. Bunların yanı sıra bankaların kullandırdığı ticari krediler için
belirledikleri faiz oranlarına göre de menkul kıymet tesisi getirildi. Buna göre ticari kredilerde Merkez Bankası’nın yıllık bileşik referans faiz oranın 1,4 ile 1,8 katı arasında yıllık bileşik faizle kullandırılan kredi tutarının yüzde 20’si, 1,8 katı üzerinde faizle kullandırılacak kredi tutarlarının da yüzde 90’ı oranında menkul kıymet tesis edilmesine karar verildi. Menkul kıymet tesisi uygulamasına getirilen bu şartlar bankaların tam anlamıyla sabit faizli devlet iç borçlanma
senetlerine (DIBS) hücum etmelerine neden oldu.

Bankaların Mayıs 2022’ye kadar 195 milyar lira civarında olan teminattaki menkul kıymetlerinin tutarı hızla artarak Eylül 2022’de 450 milyar liraya, 2022 sonunda 640 milyar liraya ve Haziran 2023’te de 1 trilyon liraya ulaştı. Yeni ekonomi yönetiminin attığı normalleşme adımlarıyla birlikte de haziran ayından bu yana 1 trilyon lira civarında yatay bir seyir izliyor. Bu artışın enflasyon kaynaklı ya da bankaların menkul kıymetler kalemindeki genel bir artışa bağlı olup olmadığının ayrımını yapabilmek için bankaların teminata verdikleri menkul kıymetlerin ellerinde tuttukları toplam menkul kıymetlere oranına baktık. Grafikten de görüleceği üzere bankaların menkul kıymetler kalemlerindeki artış tamamen menkul kıymet tesisi uygulaması nedeniyle teminata vermek üzere aldıkları DİBS’lerden kaynaklanıyor. Mayıs 2022’ye kadar bankaların teminata verdiklerin menkul kıymetlerin toplam menkul kıymetlerine oranı yüzde 20-24 bandında hareket ederken, 2022 mayıs ortasından itibaren hızlı ve sürekli bir artışa geçiyor. Teminata verilen menkul kıymetlerin oranı bir yıllık sürede yüzde 22’de yüzde 60’a kadar çıkıyor.

(Kaynak: BloombergHT.com )

10 Kasım 2023 Cuma

Asya-Pasifik piyasaları Fed Başkanı Jerome Powell’ın enflasyonu düşürmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulabileceğinin sinyalini vermesiyle Cuma günü düştü.

Asya-Pasifik piyasaları Cuma günü düştü ve ABD piyasalarının gece boyunca olumsuz bir görünüm sergilemesi üzerine önceki seansta elde ettiği küçük kazanımlardan geri çekildi.

ABD gösterge S&P 500 endeksi, Hazine getirilerinin artması ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın enflasyonu düşürmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulabileceğinin sinyalini vermesiyle sekiz günlük yükseliş serisine son verdi.

Japonya’nın Nikkei 225 endeksi önceki seanstaki yaklaşık yüzde 1,5’lik kazancın ardından yüzde 0,92 düştü. Topix açılışta yüzde 0,65 düştü.

Güney Kore’de Kospi perşembe günkü kazanımların ardından yine düşüşle yüzde 0,92 düşüşle açılırken, Kosdaq açılışta yüzde 1,67 kayıp yaşadı.

Hong Kong’un Hang Seng endeksi yüzde 1,43 düşüşle açılırken, Çin’in CSI 300 endeksi açılışta yüzde 0,55 düştü.

Avustralya’da S&P/ASX 200 yüzde 0,55 düşüşle işlem gördü.

(Kaynak: BloombergHT.com )

09 Kasım 2023 Perşembe

Türkiye’nin dış ticareti açısından kritik verilerden biri olan dış ticaret haddi Temmuz’da gördüğü iki yıllık zirvenin ardından Eylül’de de gerilemesine devam etti.

Eylül ayına ilişkin dış ticaret endeksleri, Türkiye’nin dış ticaret haddinde gerilemenin devam ettiğine işaret etti.

İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan dış ticaret haddi Eylül ayında 86,3 oldu. Böylelikle Temmuz’da görülen zirvenin ardından Ağustos’ta görülen gerileme Eylül ayında da devam etmiş oldu. Ağustos’ta dış ticaret haddi 86,8 olarak kaydedilmişti.

Dış ticaret haddinin 100’ün üzerinde bulunması; dış ticarete konu malların baz yılına göre pahalıya satılıp, ucuza satın alındığı için ihraç eden ülke lehine bir duruma işaret ederken tersi durum ülke aleyhinde bir tabloya işaret ediyor.

İhracat birim değer endeksi yüzde 1,2 azaldı

İhracat birim değer endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,2 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 0,7 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 12,4 azaldı, yakıtlarda yüzde 11,2 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 0,3 arttı.

İthalat birim değer endeksi yüzde 17,1 azaldı

İthalat birim değer endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,1 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 8,4 azaldı, yakıtlarda yüzde 43,4 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 18,0 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 5,6 azaldı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

08 Kasım 2023 Çarşamba

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) iç borç stokundaki payı Ekim ayı itibariyle yüzde 4,6’ya geriledi. Böylelikle TCMB’nin payı deprem öncesi seviyelere yaklaştı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) makro ihtiyati çerçevede sadeleşme adımlarını sürdürürken, bilançosunda da sadeleşme eğilimine devam ediyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre Ekim ayında TCMB’nin iç borç stokundaki payı yüzde 4,6 seviyesine geriledi. Böylelikle TCMB’nin bu varlıklardaki payı deprem öncesi seviyelere yakınlaşmış oldu.

Geçen yılın sonunda açıklanan 2023 Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi metninde 2023 yılında TCMB’nin tahvil alımlarının bilanço büyüklüğünün yüzde 7’sine kadar artırılması öngörülmüştü.

Bununla birlikte bu yılın Şubat ayında Türkiye’yi sarsan deprem felaketi sonrasında yapılan BES düzenlemesi ile kotasyon yoluyla bankalardan DİBS alımı ve piyasa yapıcı bankalardan doğrudan alımların devam ettiği görülmüştü.

A

Bu gelişmelerin etkisiyle TCMB’nin iç borç stokundaki payı Mayıs’ta yüzde 7,4’e kadar yükselmişti. Böylelikle pandemiden bu yana en yüksek seviye izlenmişti. Haziran 2020’de TCMB’nin iç borç stokundaki payı yüzde 7,6’ya çıkmıştı.

TCMB’de yaşanan yönetim değişikliğinin ardından bu payda gerileme eğilimi başladı. TCMB’nin iç borç stokundaki payı Temmuz’da yüzde 6’nın altına, Eylül’de ise yüzde 5’in altına geriledi. Pandemi etkilerinin ortadan kalktığı 2022’de bu pay yüzde 4’e kadar gerilemişti. Şimdi dikkatler TCMB’nin bu payını ne kadar kısabileceğine çevrildi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

08 Kasım 2023 Çarşamba

QNB Finansbank 2024 yılına ilişkin Türkiye büyüme tahminini yüzde 4’ten yüzde 3,5’e çekti. Banka ekonomistleri değerlendirmelerinde tüketim harcamalarındaki eğilime vurgu yaptı.

QNB Finansbank, tüketim harcamaları, kredi büyümesi ve sıkılaşmaya atıfta bulunarak 2024 Türkiye büyüme tahminini yüzde 4’ten yüzde 3,5’e revize etti.

Banka başekonomisti Erkin Işık ve ekonomistler Deniz Çiçek ile Kaan Özçelikkale’nin yayımladığı raporda kartlı harcama verilerindeki reel değişimin üç aylık ortalamasının ekim sonu itibarıyla negatife döndüğü belirtilerek “Bu sonuç, yılın ilk yarısında büyümeye en büyük katkıyı yapan tüketim harcamalarının ikinci yarıda zayıfladığına işaret etmektedir” denildi.

Ekonomistler ekim sonu itibarıyla 13 haftalık ortalama reel net kredi kullanımının sıfır seviyesinin altına inerek tarihsel eğilime göre yavaş bir reel kredi genişlemesine işaret ettiğini belirtti.

QNB Finansbank ekonomistlerinin raporunda şu değerlendirmeler yer aldı: TCMB’nin faiz artırımı ile likidite ve kredi düzenlemeleriyle yürüttüğü sıkılaştırmanın sürmesiyle, önümüzdeki dönemde reel kredi kullanımında daha belirgin bir yavaşlama olmasını bekleriz. Bu da bir miktar gecikmeyle birlikte, iç talep ve büyüme göstergelerinde zayıflamaya yol açacaktır.

(Kaynak: BloombergHT.com )

08 Kasım 2023 Çarşamba

İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan ihracat iklim endeksi Ekim ayında 48,5 değerini aldı. Önceki veri yüzde 49 olarak kaydedilmişti. İhracat ikliminde 2023 başından bu yana en belirgin bozulma kaydedilirken, zayıflığın ana kaynağı Avrupa olmaya devam etti

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi eşik değer 50,0’nin altında kalarak Ekim ayı 2023’te 48,5 olarak gerçekleşti.

Türk imalat sektörü ihracatının en büyük on pazarından yedisinin bulunduğu Avrupa’da söz konusu pazarlardan İspanya hariç tümü ekim ayında daralma kaydetti. İspanya’da üretim değişim göstermedi. ABD, Orta Doğu ve Asya’nın bazı bölgelerinde büyüme görüldü. Hindistan’da büyüme yüksek temposunu korurken, Singapur, Endonezya ve Filipinler kayda değer üretim artışlarıyla öne çıktı.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi Ekim’de üst üste üçüncü ay 50 eşik değerinin altında gerçekleşti. Eylül’de 49 olan endeks 48,5’e gerileyerek dış talep koşullarında yıl başından bu yana en belirgin bozulmaya işaret etti.

Avrupa pazarlarında daralma

Türk imalat sanayi ihracatçıları, yılın son çeyreğinin başında zorlu bir talep ortamıyla karşı karşıya kalmaya devam etti. Son aylarda olduğu gibi, zayıflık yine büyük ölçüde Avrupa’daki ana ihracat pazarlarında süregelen yavaşlamadan kaynaklandı. ABD genişleme patikasında kalırken, bazı Asya ülkeleri ve Orta Doğu büyüme eğiliminin yoğunlaştığı diğer bölgeler oldu.

Türk imalat sektörü ihracatının en büyük on pazarından yedisinin bulunduğu Avrupa’da söz konusu pazarlardan biri hariç tümü ekim ayında daralma kaydetti. Bu durumun tek istisnası, üretimin değişim göstermediği İspanya oldu. Birleşik Krallık’ta ekonomik aktivite üst üste üçüncü ay azalırken, Almanya’da daralma eğilimi dört aya ulaştı. İtalya ve Fransa’da ise son beş ay boyunca üretim düşüş gösterdi. Türk imalat sanayi ürünlerinin en büyük ikinci ihracat pazarı olan ABD, Ekim ayında da büyümeye devam etti. Genişleme ılımlı düzeyde olmakla birlikte son üç ayın en yüksek hızında gerçekleşti.

Asya’da büyüme

Talebi olumlu yönde etkileyen pazarların büyük bölümü yine Orta Doğu’da yer aldı. Büyümenin son dört ayın en yüksek temposuna ulaştığı Birleşik Arap Emirlikleri, anket paneli kapsamında en hızlı genişleyen pazar oldu. Bir diğer önemli ihracat pazarı olan Rusya’da ise üretim ekim ayında güçlü bir şekilde artmaya devam etti. Böylece ekonomik aktivite son dokuz ay boyunca büyüme kaydetti. Dördüncü çeyreğin başında güçlü performans gösteren diğer pazarlar ise Asya ülkeleri oldu. Hindistan’da büyüme yüksek temposunu korurken Singapur, Endonezya ve Filipinler de kayda değer üretim artışlarıyla öne çıktı.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi, “Türk imalat sanayi ihracatçıları, Ekim ayında da Avrupa ekonomisinin içinde bulunduğu zor durumdan etkilenmeye devam etti. İktisadi faaliyetin birçok önemli ihracat pazarlarında gerilemesi, genel iklimin bozulmasına yol açtı. ABD ekonomisindeki dayanıklılık belirtilerinin yanı sıra Asya ve Orta Doğu’nun bazı bölgelerinde gözlenen büyüme ise genel tablodaki bozulmaya engel olamadı. Bu nedenle, yeni ticaret arayışlarına yönelen imalatçılar dünyada ekonomik durumun daha güçlü seyrettiği bölgelere odaklanmaya karar verebilirler.”

Endekste eşik değer olan 50’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.

(Kaynak: BloombergHT.com )

07 Kasım 2023 Salı

Gösterge tahvil faizi niteliğindeki 2 yıl vadeli tahvil faizleri yüzde 42’nin üzerine çıktı.

Yurt içi piyasada yatırımcılar Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tahvil ihalelerini takip ederken gösterge tahvil faizinde hızlı yükseliş yaşandı.

2 yıl vadeli tahvil faizi ihalelerin hemen öncesinde 275 baz puan artışla yüzde 42,4 seviyesine kadar yükseldi. Böylelikle gösterge tahvilde zirve seviyeler kaydedildi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı 2 yıl vadeli 6 ayda bir yüzde 6,30 sabit kupon ödemeli devlet tahvilinin ve 10 yıl vadeli 6 ayda bir yüzde 13,10 sabit kupon ödemeli devlet tahvilinin yeniden ihracı öncesi piyasa yapıcılar ile kamudan toplam 10 milyar lira borçlandı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

07 Kasım 2023 Salı

Dolar/TL kurunda yükseliş ivmesi devam ederken, Türkiye’nin risk primindeki düşüş de dikkat çekiyor.

Dolar/TL ‘de yükseliş ivmesi haftanın ikinci işlem gününde de devam etti.

Asya seansında sığ piyasada kur 28,63 ile yeni rekorunu gördü. Kur daha sonra 28,47 seviyesinde dengelendi. Yıl başından bu yana dolar/TL kurunda yüzde 52’yi aşan artış görüldü.

Dolar/TL’de yükseliş devam ederken risk primi de geriliyor. Türkiye’nin 5 yıllık risk primi (CDS) 370 baz puana geldi.

Türkiye’nin gösterge tahvil faizi yüzde 39,65 seviyesinde.

Dolar/TL tarihi zirvelerinde günlük sınırlı yükseliş eğilimine devam ederken piyasalarda bugün 2 ve 10 yıl vadeli gösterge tahvil ihaleleri ile veri gündemi takip ediliyor.

Hazine Pazartesi günü başladığı başladığı Kasım ayı iç borçlanma programında iki ihale ile yaklaşık 19 milyar TL borçlandı. 11 aylık bono ihalesinde bileşik getiri %39,6’ya yükseldi. Hazine’nin borçlanma programı 2 ve 10 yıllık gösterge tahvillerin yeniden ihracı ile iç borçlanma programı devam edecek.

Hazine Kasım ayında toplam 78,4 milyar TL iç borç servisine karşılık toplam 78 milyar TL iç borçlanma programlıyor. Son aylarda Hazine programladığının üzerinde borçlanma gerçekleştiriyor.

Ayrıca Hazine Ocak 2029 vadeli dolar cinsi beş yıl vadeli sukuk ihracı için bankalara yetki verdi.

Uluslararası piyasalarda bundan önceki son ihraç Nisan ayında gerçekleşmişti. Hazine Nisan’da ilk yeşil tahvil ihracı ile 2,5 milyar dolar borçlanmıştı. Hazine bu yıl uluslararası piyasalardan 7,5 milyar dolar borçlanma gerçekleştirdi. Geçen yıl uluslararası piyasalardan 11 milyar dolar borçlanan Hazine bu yıl ve gelecek yıl 10 milyar dolar borçlanma öngörüyor.

(Kaynak: BloombergHT.com )