07 Kasım 2023 Salı

ABD piyasalarında 2022 yılındaki satış dalgasında daha iyimser görüşleriyle öne çıkan JPMorgan Stratejisti Marko Kolanovic ABD’de ‘diz çöktüren’ hisse rallisinin devam etmeyeceği görüşünde.

ABD hisse senetleri ralli yaşanan bir haftayı geride bırakırken JPMorgan Stratejisti Marko Kolanovic, yüksek faiz oranlarının devam etmesi ve yavaşlayan büyümenin yeniden odak noktası haline gelmesiyle hisse senetlerinin yakında yatırımcılar için yeniden cazip olmayacağı görüşünde.

Kolanovic Pazartesi günü müşterilerine gönderdiği notta, düşen tahvil getirileri ve güvercin merkez bankası toplantılarının kısa vadede “hisse senetleri için olumlu” olduğunu, ancak büyüme-politika dengesinin yıl sonuna kadar zorlu olmaya devam edeceğini söyledi.

Stratejist yayımladığı notta “Kısa vadede Fed faizleri daha uzun süre daha yüksek tutmaya hazırlanırken piyasalar politika hatasını fiyatlayabilir, bu da uzun vadeli getirileri düşük bir çizgiye getirebilir. Bu durum, özellikle daha kötümser 2024 bilanço öngörüleriyle birleştiğinde nihayetinde hisseler için destekleyici olmayabilir” diye yazdı.

Stratejist, kurumsal fiyatlandırma gücünün azaldığı, kar marjlarının risk altında olduğu ve ciro büyümesindeki yavaşlamanın devam edeceği görüşünü de yineledi.

Kolanovic, 2022’de satış dalgası sırasında Wall Street’in en büyük iyimserlerinden biri olarak öne çıkmıştı. Ancak Kolanovic bu yıl kötüleşen ekonomik görünüm nedeniyle Aralık ortası, Ocak, Mart ve Mayıs aylarında hisse senedi dağılımını azaltarak görüşünü tersine çevirdi.

Kolanovic’e göre petrol fiyatları ve dolar da hisse senetlerini negatif etkileyebilecek faktörler arasında. Kolanovic son olarak “Kötü haber iyi haberdir” sloganının etkisinin azalmaya başladığını, sağlıklı bir ekonomik yavaşlama ile resesyon başlangıcını ayırt etmenin güçleştiğini vurguladı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

07 Kasım 2023 Salı

Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari “Faiz konusunda iyi bir yerde olduğumuzu söylemeye hazır değilim” dedi.

Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari fiyat baskılarının azaldığına dair pozitif sinyaller gelmesine rağmen enflasyona karşı zafer ilan etmek için çok erken olduğunu söyledi.

Fox News televizyonuna konuşan Kashkari “‘Bu işi bitirdik, çözdük’ diyebilmemiz için daha fazla veriye ve ekonominin nasıl evrildiğini görmeye ihtiyacımız var” diye konuştu.

Son üç ayın enflasyon verisinin iyi geldiğini belirten Kashkari “Ancak bu yeterli değil. Enflasyon cinini tekrar şişeye döndürmek için daha fazla veriye ihtiyacımız var” dedi.

Kashkari bu röportajı öncesi yaptığı konuşmada da aşırı sıkılaşma riskinin gereğinden az sıkılaşmaya göre daha az risk taşıdığını belirtmişti.

Öte yandan Fed’in bankaların kredilerden sorumlu yöneticileri arasında yaptığı ankete göre üçüncü çeyrekte sıkı kredi koşulları ve zayıf talep trendi devam etti.

Ankete katılan bankaların yüzde 33,9’u orta ve büyük ölçekli firmalara verilen ticari kredilerde standartların sıkılaştığını bildirdi. Bu oran ikinci çeyrekteki yüzde 50,8’den düşüş ifade etse de geçtiğimiz yıllara göre oldukça yüksek seviyede bulunuyor.

(Kaynak: BloombergHT.com )

07 Kasım 2023 Salı

Avustralya Merkez Bankası enflasyon beklentilerinde yaşanan yükseliş nedeniyle 25 baz puan artışa gitti.

Avustralya Merkez Bankası (RBA), dört toplantıda sabit tuttuğu gösterge faiz oranında, enflasyon beklentilerinde yaşanan yükseliş nedeniyle artışa gitti.

RBA yönetim kurulu Salı günü nakit faiz oranını 25 baz puan artırarak 12 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 4,35’e yükseltmeye karar verdi. Ekonomistlerin beklentisi de faiz oranında 25 baz puan artış olacağı yönündeydi.

Yeni başkan Michelle Bullock ve yönetim kurulu son zamanlarda enflasyonun beklendiği gibi yavaşlamaması halinde faiz artışlarına devam etmeye hazır olduklarına dair defalarca sinyal göndermişti.

Para Politikası Kurulu, “enflasyonun makul bir zaman diliminde hedefe dönmesini sağlamak için para politikasının daha da sıkılaştırılmasının gerekip gerekmediği, verilere ve gelişen risk değerlendirmelerine bağlı olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

(Kaynak: BloombergHT.com )

06 Kasım 2023 Pazartesi

Ticaret Bakanlığı’nın öncü verilerine göre otomotiv sektörü Ekim ayında da dış ticaret açığı verdi. Yılın ilk 10 ayında sektörün verdiği açık 1,1 milyar dolar olarak kaydedildi.

Türkiye ekonomisinin dış ticaret fazlasıyla öne çıkan sektörü otomotivde dengeler tersine dönerken, açık serisi de devam ediyor.

Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre Ekim ayında sektörün ihracatı 2,7 milyar dolar oldu. İthalat ise 3,3 milyar dolar olarak kaydedildi. Böylelikle sektörde Ekim ayında yaklaşık 600 milyon dolar dış ticaret açığı verildi. Ekim ayıyla birlikte sektör birbirini izleyen dördüncü ayda da açık vermiş oldu.

Ocak-Ekim dönemi dikkate alındığında sektörün toplam dış ticaret açığı 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2022 yılının tamamında otomotiv sektörü 9 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası vermişti.

Otomotiv sektöründeki durum Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın dış ticaret verilerine ilişkin sunumunda da öne çıkan noktalardan biri oldu.

Bolat, dış alımda öne çıkan kalemlerden biri olan otomotiv ithalatında da geçen yılın 10 aylık dönemine kıyasla yüzde 150 artış yaşandığına dikkati çekerek, “Burada da hükümetimiz ve Bakanlığımızın aldığı tedbirler sonucunda artış hızında yavaşlama var ağustos, eylül ve ekim döneminde. 10 ayda 26,2 milyar dolar otomotiv ve yedek parça, aksam ithalatı gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemine göre 12,5 milyar dolar artış var” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

06 Kasım 2023 Pazartesi

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 11 ay vadeli bono ihalesinde basit faiz yüzde 39,62 olarak gerçekleşti.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 11 ay vadeli bono ihalesinde 6,56 milyar TL’lik teklife karşılık 1,15 milyar TL net satış gerçekleştirildi.

11 ay vade bonoda basit faiz yüzde 39,62, bileşik faiz yüzde 40,03’te oluştu. 4 yıl vadeli TLREF’e endeksli tahvil ihalesinde 23 milyar TL’lik teklife karşılık 9,34 milyar TL net satış yapıldı. 4 yıl vadeli TLREF’e endeksli tahvil ihalesinde dönemsel faiz yüzde 7,94 oldu.

Hazine ihale öncesi iki tahvilde 8,1 milyar TL satış yaptı

Hazine ve Maliye Bakanlığı 11 ay vadeli kuponsuz bono ile 4 yıl vadeli TLREF’e endeksli 3 ayda bir kupon ödemeli devlet tahvilinin yeniden ihracı öncesi piyasa yapıcılardan 8,1 milyar TL borçlandı.

11 ay vadeli kuponsuz bononun yeniden ihracı öncesi piyasa yapıcılardan 161 milyon TL teklif gelirken, satış tutarı 100 milyon TL oldu.

4 yıl vadeli TLREF’e endeksli tahvilin yeniden ihracı öncesi piyasa yapıcılardan 12,2 milyar TL teklif gelirken, 8 milyar TL satış gerçekleştirildi.

Hazine iki tahvilde de ihale öncesi kamuya satış yapmadı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

02 Kasım 2023 Perşembe

ABD Merkez Bankası (Fed) küresel piyasaların beklediği faiz kararını açıkladı. Fed Ekim ayı toplantısında beklentilere paralel olarak politika faizini değiştirmeyerek 22 yılın zirve seviyesinde tuttu. Banka böylece 2 toplantı üst üste faizi değiştirmedi. Başkan Jerome Powell faiz indiriminin henüz gündemde olmadığını belirtti. Para politikasında temkinli olarak ilerleyecekleri mesajını verdi.

Fed politika faizini 2. ayda da değiştirmeyerek yüzde 5,25-5,50 aralığında tuttu. Karar, oybirliğiyle alındı.

Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin medyan beklentisi de politika faiz aralığının bu seviyede kalması yönündeydi.

Fed açıklamasında daha sıkı finansal koşullar ve kredi koşullarının ekonomiyi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Önceki metinden farklı olarak “Finansal koşullar”ın eklendiği açıklamada “Hanehalkı ve işletmeler için sıkı finansal koşullar ve kredi koşullarının ekonomik aktivite, işe alımlar ve enflasyon üzerinde baskı oluşturması muhtemel” ifadesi kullanıldı.

Yetkililer, para politikasında ‘kümülatif sıkılaşmayı’ para politikasının gecikmeli etkileri ile dikkate alacağı söylemini yineledi.

Açıklamada son göstergelerin ekonomik aktivitenin 3. çeyrekte güçlü büyümeye işaret ettiği belirtildi. İşsizlik oranının düşük kaldığı belirtilerek “İstihdam kazanımları yıl başından bu yana yavaşladı ancak güçlü kalmaya devam ediyor” dendi. Enflasyonun yüksek kalmaya devam ettiği ve enflasyon risklerinin son derece dikkatle izlendiği vurgulandı.

Metinde bankacılık sisteminin sağlam ve dayanıklı olduğu belirtildi. Bilanço daraltma hızının daha önce duyurulan şekilde sürdürüleceği ifade edildi.

Fed Eylül ayı toplantısında da faizleri değiştirmemiş, Fed yetkilileri bu yıl için bir artış daha öngörmüştü. Fed, Mart 2022’den bu yana toplam 11 faiz artırımı gerçekleştirmiş ve faiz oranını toplam 525 baz puan artırmıştı.

Powell’dan açıklamalar

Fed Başkanı Jerome Powell faiz kararı sonrası düzenlenen basın toplantısında parasal sıkılaştırmanın tüm etkilerinin henüz hissedilmediğini belirtti. Enflasyonun hala hedefin üzerinde olduğunu kaydeden Powell “Sürdürülebilir bir şekilde hedefimize ulaşmak için hala gidecek yolumuz var” dedi. Powell şu an faiz indiriminin gündemlerinde olmadığını söyledi.

Powell’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle;

“Para politikasında ne kadar ilerlediğimizi dikkate alarak temkinli ilerliyoruz. Para Politikası Kurulu ekonomik verilere ve görünüme göre karar verecek.

Enflasyonun hedefe yaklaştığına emin olana kadar faizlerin bu seviyelerde kalmasını öngörüyoruz.

Para politikası duruşunu yeterince kısıtlayıcı hale getirmeye kararlıyız.

Yavaşlamak Para Politikası Kurulu’nun daha fazla adım atmaya ihtiyaç olup olmadığını daha iyi anlamasını sağlayacak.

Finansal koşullar belirgin bir şekilde sıkılaştı.

Eylül’de bir faiz artışı daha gelebileceğinin sinyalini vermiştik ama şu an farklı bir noktadayız.

Ekonomiye olası etkileri için jeopolitik gelişmeleri izliyoruz.”

(Kaynak: BloombergHT.com )

01 Kasım 2023 Çarşamba

Küresel piyasalarda tüm dikkatler Fed’in faiz kararı ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarına çevrildi. Piyasalar açısından ABD’nin borçlanma programı da kritik gelişmeler arasında ön sıralarda yer alıyor.

Wall Street, Orta Doğu’da jeopolitik gerilimin tırmanması, tahvil getirilerinde yaşanan yükseliş ve Fed’in faiz patikasına ilişkin belirsizliğin etkisiyle zorlu bir ayı geride bıraktı.

S&P 500 aralıksız üçüncü aylık düşüşünü yaşadı ve pandeminin etkili olduğu 2020 başından bu yana en uzun aylık düşüş serisine imza attı.

Küresel piyasalar yeni işlem gününde Fed kararı ile ABD Hazinesi’nin borçlanma planını beklerken ABD vadeli endeksleri ekside. Japonya Merkez Bankası’nın ultra gevşek para politikasına büyük ölçüde bağlı kalacak kararlar açıklamasının ardından dün euro karşısında 15 yılın en düşük seviyesine inen Japon yeni, bu sabah ise Japonya’da bir numaralı kur yetkilisi olarak görülen Maliye Bakanı Yardımcısı Masato Kanda’nın “gerektiğinde müdahale etmeye hazırız” açıklaması ile toparlandı.

MSCI Asya Pasifik Endeksi Japon hisseleri öncülüğünde yaklaşık yüzde 1 arttı. Japon Topix endeksi bir yılda gördüğü en güçlü günlük yükselişi kaydetti. Japon Nikkei 225 yüzde 2 artıda işlem gördü.

Çin Merkez Bankası’nın likidite adımı ve ülkede açıklanan zayıf PMI verisi sonrası Hong Kong Hang Seng ve Çin CSI 300 yatay. Salı günü yüzde 0,44 yükselen Bloomberg Dolar Endeksi bu sabah fazla değişim göstermedi.

Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları bekleniyor

Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin beklentisi Fed’in faiz aralığının yüzde 5,25-5,50’de bırakılması yönünde.

Fed Başkanı Jerome Powell kararın ardından basın toplantısı düzenleyecek. Beklentinin gerçekleşmesi halinde Fed aralıksız ikinci toplantısında faiz değişikliğine gitmemiş olacak.

Bloomberg Economics ABD Başekonomisti Anna Wong’a göre her ne kadar çekirdek enflasyon Eylül ayında hızlı yükseldiyse de, yaz boyunca enflasyonda görülen düşüş, yıl sonunda çekirdek PCE enflasyonunun muhtemelen Fed’in son tahmininin altında kalacağı anlamına geliyor ve bu da yetkililerin nihai bir faiz artırımının gerekip gerekmediğine karar vermeden önce biraz beklemesine olanak sağlıyor.

Bununla birlikte Wong, “Faiz oranlarını sabit tutsa bile, Fed’in son dönemde ekonomik aktivitede gözlenen yukarı yönlü sürpriz nedeniyle sıkılaştırma söylemini sürdürmesi muhtemel” değerlendirmesinde bulundu.

Yine de Bloomberg Economics işgücü piyasasının yılın geri kalanında hızlı bir şekilde soğumasını bekliyor; bu nedenle Fed’in 2023’te tekrar faiz artırımı yapacağını düşünmüyor.

Wong, Powell’ın, uzun vadeli tahvil getirilerinde devam eden artışın, bir veya iki faiz artırımının yerine geçebileceğini söylemesini beklediklerini de belirtti.

(Kaynak: BloombergHT.com )

01 Kasım 2023 Çarşamba

Milyarder yatırımcı Stan Druckenmiller ve JPMorgan Asset Management Küresel Piyasa Baş Stratejisti David Kelly ABD ekonomisine ilişkin endişelere işaret ettiler.

Milyarder yatırımcı Stan Druckenmiller ABD ekonomisine ilişkin endişelerine işaret ederek, 2 yıllık tahvillerde “devasa” alım pozisyonları açtığını açıkladı.

Geçen hafta katıldığı bir konferansta konuşan Druckenmiller, “Son haftalarda endişem arttı ve kısa vadeli tahvillerde devasa kaldıraçlı pozisyonlar aldım” dedi. Böylece Druckenmiller, ABD ekonomisi için olumsuz görüşlerini dile getiren ve Pershing Square Kurucusu Bill Ackman ile Pimco Kurucu Ortağı Bill Gross’un da aralarında olduğu yatırımcıların arasına katılmış oldu.

JPMorgan Asset Management Küresel Piyasa Baş Stratejisti David Kelly ise ABD hisse senetlerinde yaşanan son düşüş ve bilanço sezonunun S&P 500 şirketlerinin değerlemelerini tarihsel ortalamalara yaklaştırmasının, yatırımcılara hasılat ve karları piyasa ortalamasından daha hızlı artması beklenen “değer hisse senetlerini” değerlendirme fırsatı sunduğu görüşünde.

Yine de Kelly, teknoloji hisselerinin fiyat/kazanç oranının geçmişe göre yüksek kalması nedeniyle bu hisselere hala temkinli bakıyor. Kelly, temel hisse senetleriyle karşılaştırıldığında nispeten ucuz görünen değer hisselerini tavsiye etse de, yüksek faiz oranları ve jeopolitik çalkantılardan kaynaklanan ters rüzgarlar göz önüne alındığında bunun garantili bir karar olmadığını da ekliyor.

“ABD hisse senetlerindeki fırsat uzun süredir olduğundan daha iyi görünüyor” diyen Kelly, “Girmek için cesaretli olmak yeterli” dedi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

30 Ekim 2023 Pazartesi

Dünya Bankası, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın neden olduğu aksaklıklar üzerine Orta Doğu’daki son çatışmanın tırmanmasının küresel emtia piyasalarında “çifte şoka” neden olabileceği ve emtia piyasalarını “tehlikeli sulara” itebileceği uyarısında bulundu.

Dünya Bankası, Emtia Piyasaları Görünüm Raporu’nun Ekim 2023 sayısını “Jeopolitik Risklerin Gölgesinde” başlığıyla yayımladı.

Raporda, Orta Doğu’da yaşanan son çatışmaların, son yıllarda sıra dışı şokların etkileriyle mücadele eden emtia piyasalarında önemli bir belirsizlik yarattığı aktarıldı.

Çatışma başlamadan önce Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun gönüllü olarak petrol arzını azaltmasının üçüncü çeyrekte enerji fiyatlarının yüzde 9 artmasına neden olduğu kaydedilen raporda, sonuç olarak Dünya Bankası’nın emtia fiyat endeksinin bu dönemde yüzde 5 arttığı ve şu anda 2015-2019 ortalamasının yüzde 45 üzerinde olduğu bildirildi.

Çatışmanın etkisi şu ana kadar sınırlı

Raporda, çatışmanın emtia fiyatları üzerindeki etkisinin şimdilik sınırlı olduğu, petrol fiyatlarının çatışmanın başlangıcından bu yana yaklaşık yüzde 6 arttığı, tarımsal emtiaların, çoğu metalin ve diğer emtiaların fiyatlarının ise neredeyse yatay seyrettiği kaydedildi.

Bankanın raporunda, “Bununla birlikte tarih, çatışmanın tırmanmasının, petrol ve diğer emtia fiyatlarının artmasına yol açabilecek büyük bir riski temsil ettiğini gösteriyor; bu, bölgede ve dünya genelinde gıda güvensizliğini yoğunlaştıracak bir sonuç olacaktır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Çatışmanın artması durumunda emtia fiyatlarına ilişkin görünümün hızla kötüleşeceğine işaret edilen raporda, çatışmanın etkilerinin arz kesintilerinin süresine ve ölçeğine bağlı olacağı, ticaret kısıtlamaları ve hava koşullarına bağlı aksamaların da fiyatların yükselmesine neden olabileceği, beklenenden zayıf küresel büyümenin de emtia fiyatları üzerinde önemli bir aşağı yönlü risk oluşturduğu aktarıldı.

Raporda, petrol arzında “küçük bir aksama” olması durumunda küresel petrol arzının günde 500 bin ila 2 milyon varil azalmasının ve petrol fiyatlarının varil başına 93 ila 102 dolar aralığına ulaşmasının öngörüldüğü kaydedildi.

Arzda “orta düzeyde bir aksama” durumunda ise küresel petrol arzının günde 3 ila 5 milyon varil azalacağı ve petrol fiyatlarının varil başına 109 ila 121 dolara yükselmesinin beklendiği belirtilen raporda, “büyük bir aksama” senaryosunda ise küresel petrol arzının günde 6 ila 8 milyon varil azalacağı ve fiyatların varil başına 140 ila 157 dolara çıkmasının öngörüldüğü bildirildi.

Emtia fiyatlarının 2025’te istikrara kavuşması bekleniyor

Raporda, küresel ekonominin büyük bir petrol fiyatı şokuyla başa çıkma konusunda 1970’lerdekinden çok daha iyi bir konumda olduğu, buna rağmen Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın neden olduğu aksaklıkların üzerine Orta Doğu’daki son çatışmaların tırmanmasının küresel emtia piyasalarını “tehlikeli sulara” itebileceği vurgulandı.

Emtia fiyatlarına ilişkin tahminlere yer verilen raporda, genel olarak emtia fiyatlarının bu yıl yüzde 23,5 ve gelecek yıl yüzde 4,1 düşmesinin beklendiği kaydedildi. Bankanın raporunda, emtia fiyatlarının 2025 yılında istikrara kavuşmasının beklendiği aktarıldı.

Raporda, enerji fiyatlarının ise bu yıl yüzde 28,8 ve gelecek yıl yüzde 4,5 düşeceğinin tahmin edildiği belirtilerek Brent tipi ham petrolün fiyatının bu yıl varil başına ortalama 84 dolar olmasının, küresel ekonomik büyümenin yavaşlamasıyla gelecek yıl ise varil başına ortalama 81 dolara düşmesinin beklendiği bildirildi.

Arzın artmasıyla tarımsal emtia fiyatlarının ise gelecek yıl düşmesinin beklendiği belirtilen raporda, metal fiyatlarının ise talebin yavaşlaması nedeniyle 2024’te yüzde 5 düşeceği, 2025’te ise küresel sanayi faaliyetinin toparlanmasıyla yükselmesinin öngörüldüğü aktarıldı.

Altın fiyatları çatışmanın başlangıcından bu yana yaklaşık yüzde 8 arttı

Raporda, politika yapıcıların tetikte olmaları gerektiği vurgulanarak başta altın olmak üzere bazı emtiaların görünüme ilişkin uyarılarda bulunduğuna işaret edildi.

Altın fiyatlarının çatışmanın başlangıcından bu yana yaklaşık yüzde 8 arttığı kaydedilen raporda, altın fiyatlarının jeopolitik kaygılarla benzersiz bir ilişkisi olduğu, çatışma ve belirsizlik dönemlerinde bu artışların sıklıkla “yatırımcı güveninin erozyona uğradığına” işaret ettiği ifade edildi.

Raporda, çatışmanın artması halinde gelişmekte olan ülkelerdeki politika yapıcıların manşet enflasyondaki olası artışı yönetmek için adımlar atmasının gerekeceği belirtildi.

Gıda güvensizliğinin artması riski göz önüne alındığında hükümetlerin gıda ve gübreye yönelik ihracat yasakları gibi ticari kısıtlamalardan kaçınması gerektiği belirtilen raporda, bu tür önlemlerin genellikle fiyat oynaklığını ve gıda güvensizliğini artırdığı aktarıldı.

Raporda, artan gıda ve petrol fiyatlarına tepki olarak fiyat kontrolleri gibi uygulamalardan da kaçınılması gerektiği vurgulanarak sosyal güvenlik ağlarının iyileştirilmesi, gıda kaynaklarının çeşitlendirilmesi, gıda üretimi ve ticaretinde verimliliğin artırılması gerektiği, uzun vadede ise tüm ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırarak enerji güvenliklerini güçlendirebileceği ve bunun da petrol fiyatı şoklarının etkilerini hafifleteceği kaydedildi.

Yüksek petrol fiyatları gıda enflasyonunu yukarı çekebilir

Dünya Bankası Baş Ekonomisti ve Kalkınma Ekonomisinden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Indermit Gill, Orta Doğu’daki son çatışmanın emtia piyasalarının 1970’lerden bu yana yaşadığı en büyük şok olan Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın hemen ardından geldiğini belirtti.

Gill, politika yapıcıların ihtiyatlı olması gerekeceğini vurgulayarak, “Çatışma artarsa, küresel ekonomi yıllar sonra ilk kez yalnızca Ukrayna’daki savaştan değil, aynı zamanda Orta Doğu’dan da kaynaklanan çifte enerji şokuyla karşı karşıya kalacak.” ifadelerini kullandı.

Dünya Bankası Baş Ekonomist Yardımcısı ve Beklentiler Grubu Direktörü Ayhan Köse de yüksek petrol fiyatlarının devam etmesinin kaçınılmaz olarak gıda fiyatlarını da artıracağına dikkati çekti.

Son çatışmanın tırmanmasının yalnızca bölgede değil, dünya genelinde gıda güvensizliğini yoğunlaştıracağı uyarısında bulunan Köse, “Şiddetli bir petrol fiyatı şoku gerçekleşirse, bu durum birçok gelişmekte olan ülkede halihazırda yüksek olan gıda enflasyonunu yukarı çekecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

(Kaynak: BloombergHT.com )

30 Ekim 2023

Dünyanın en büyük arama motoru Google’da yaşaan dolar hatası kısa sürede gündem oldu. Doların ne kadar olduğunu aratanlar Google’da 24,05 TL olduğunu gören yatırımcılar kısa süreli panik yaşadı. Özellikle kripto para piyasasında Tether/TL tarafında yaşanan panik satışları yüzde 4’lük düşüşe neden oldu.

Geçtiğimiz perşembe günü Merkez Bankası’nın faiz oranını 500 baz puan artırarak yüzde 35’e çıkarmasının ardından gözler Dolar/TL kuruna çevrilmişti. Son 3 gündür 28.10 TL dolaylarında işlem gören dolar dün akşam yaşanan bir hata nedeniyle Google arama motorunda 4 TL birden düşerek 24 TL olarak göründü. 

Google'da dolar hatası: 4 lira birden düştü - 1

(Kaynak: Ntv.com.tr)