10 Kasım 2023 Cuma
Menkul kıymet tesisi uygulamasının görünürde iki amacı vardı. Bunlardan ilki Kur Korumalı Mevduatlara (KKM) geçişleri hızlandırmak, diğeri de kredilerdeki büyümeyi sınırlayarak iç talebi baskılamak ve enflasyon üzerindeki baskıyı azaltmaktı. Bunun yanı sıra ticari kredilerde belirlenen kriterlerin üzerinde faiz uygulayan bankalar da menkul kıymet tesis etmek zorunda kaldı. Geriye dönüp 18 aylık döneme baktığımızda tek taşla söylenenden daha fazla kuşun hedeflendiğini görüyoruz.
Döviz kurlarında 2021 yılının son baharında yaşanan sert yükselişler 2022 yılına girerken ekonomi yönetiminin de sert tedbirler almasını beraberinde getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Aralık 2021 Pazartesi günü kabine toplantısından sonra
akşam saatlerinde açıkladığı Kur Korumalı Mevduat uygulaması dövizdeki sert yükselişi tersine çevirdi. Dolar kuru birkaç günde 18 liradan 10 liraya kadar düşse de kalıcı olmadı ve yönünü yeniden yukarı çevirdi. Doların yeniden 17 lira seviyelerine doğru yönelmesi ekonomi yönetimini harekete geçirdi. 10 Haziran 2022’ye geldiğimizde menkul kıymet tesisi uygulamasının 18 ay sürecek yolculuğu başladı.
Ekonomi yönetimi 10 Haziran 2022’de yayımlanan tebliğ ile döviz mevduatlarına Türk lirası cinsinden uzun vadeli sabit faizli menkul kıymet tesis etme zorunluluğu getirdi. Türk lirası mevduata dönüşüm oranında verilen hedefi tutturamayan bankalara getirilen menkul kıymet tesisi zorunluluğuna ilerleyen haftalarda kredi büyümesi kriteri de eklendi. Buna göre ekonomi yönetiminin belirlediği kredi büyüme hızını aşan bankalar da aştıkları tutar kadar menkul kıymet tesis etmek durumunda kaldılar. Bunların yanı sıra bankaların kullandırdığı ticari krediler için
belirledikleri faiz oranlarına göre de menkul kıymet tesisi getirildi. Buna göre ticari kredilerde Merkez Bankası’nın yıllık bileşik referans faiz oranın 1,4 ile 1,8 katı arasında yıllık bileşik faizle kullandırılan kredi tutarının yüzde 20’si, 1,8 katı üzerinde faizle kullandırılacak kredi tutarlarının da yüzde 90’ı oranında menkul kıymet tesis edilmesine karar verildi. Menkul kıymet tesisi uygulamasına getirilen bu şartlar bankaların tam anlamıyla sabit faizli devlet iç borçlanma
senetlerine (DIBS) hücum etmelerine neden oldu.
Bankaların Mayıs 2022’ye kadar 195 milyar lira civarında olan teminattaki menkul kıymetlerinin tutarı hızla artarak Eylül 2022’de 450 milyar liraya, 2022 sonunda 640 milyar liraya ve Haziran 2023’te de 1 trilyon liraya ulaştı. Yeni ekonomi yönetiminin attığı normalleşme adımlarıyla birlikte de haziran ayından bu yana 1 trilyon lira civarında yatay bir seyir izliyor. Bu artışın enflasyon kaynaklı ya da bankaların menkul kıymetler kalemindeki genel bir artışa bağlı olup olmadığının ayrımını yapabilmek için bankaların teminata verdikleri menkul kıymetlerin ellerinde tuttukları toplam menkul kıymetlere oranına baktık. Grafikten de görüleceği üzere bankaların menkul kıymetler kalemlerindeki artış tamamen menkul kıymet tesisi uygulaması nedeniyle teminata vermek üzere aldıkları DİBS’lerden kaynaklanıyor. Mayıs 2022’ye kadar bankaların teminata verdiklerin menkul kıymetlerin toplam menkul kıymetlerine oranı yüzde 20-24 bandında hareket ederken, 2022 mayıs ortasından itibaren hızlı ve sürekli bir artışa geçiyor. Teminata verilen menkul kıymetlerin oranı bir yıllık sürede yüzde 22’de yüzde 60’a kadar çıkıyor.