28 Ağustos 2023 Pazartesi

ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo, Çin’de iş yapan Amerikan şirketlerinin iki ülke arasında artan jeostratejik rekabet ve siyasi gerilimler nedeniyle yatırım ortamına dair endişelerinin çoğaldığı bir dönemde Çin’e ziyaret gerçekleştirecek.

Dört günlük ziyaret için bugün Çin’e ulaşması beklenen Bakan Raimondo, Şanghay ve başkent Pekin’de temaslarda bulunacak.

Şanghay’da Çin Komünist Partisi (ÇKP) Şanghay Sekreteri Çın Cining ile bu kentteki Amerikan Ticaret Odası (AmCham) temsilcileriyle bir araya gelecek olan Raimondo’nun, Pekin’de mevkidaşı Vang Vıntao ve diğer yetkililerle görüşmesi bekleniyor.

ABD’li Bakan’ın ziyareti, Çin’de iş yapan Amerikalı yatırımcıların iki ülke arasında başta teknoloji alanında olmak üzere ekonomik rekabetin ve küresel jeopolitik gerilimlerinin arttığı döneme denk geliyor.

İş dünyası, siyasi gerilimlerden endişeli

Çin’in ticaret ve finans merkezi Şanghay’da 1000’den fazla kayıtlı üyesi bulunan AmCham’in mart ayında yaptığı “Çin İş İklimi Anketi”, son 25 yılda ilk kez Amerikan şirketlerin çoğunluğunun Çin’i “yatırım önceliği” olarak görmediğini ortaya koymuştu.

Ankete katılan şirketlerin yüzde 45’i Çin’i “yatırımda öncelikli ilk 3 ülke” arasında sayarken yüzde 55’i saymamıştı.

Öte yandan şirketlerin yüzde 45’i Çin’deki iş ortamının “bozulduğunu” belirtirken en önemli sorunun, “ABD ile Çin arasında artan gerilimler” olduğu görüşünü dile getirmişti.

Amerikan danışmalık şirketlerine baskınlar

Bakan Raimondo’nun, ziyaretinde Çinli muhataplarına Amerikan şirketlerinin piyasaya erişimlerine yönelik veri güvenliği ve ulusal güvenlik gerekçesiyle engellemelere dair endişelerini gündeme getirmesi bekleniyor.

Çinli güvenlik birimlerinin Bain&Co, Mintz ve Capvision gibi ABD merkezli uluslararası denetim ve danışmanlık firmalarının ofislerine baskınlar düzenleyerek soruşturmalar yürütmesi, ülkede “devlet sırrı” ile yatırım kararları için gerekli olan açık piyasa bilgisi arasındaki sınırın bulanıklaştığına dair endişeleri ortaya çıkarmıştı.

Mayıs ayında denetim firması Mintz’in Pekin ofisi, danışmanlık firması Bain&Co’nun Şanhgay ofisi ve piyasa araştırma şirketi Capvision’ın Şanghay, Pekin, Sucou ve Şıncın ofislerine baskınlar düzenlenmişti.

Soruşturmaya uğrayan firmalardan Mintz’e 22 Ağustos’ta “onaysız istatistiki çalışma yürüttüğü” gerekçesiyle 1,5 milyon dolar para cezası verilmişti.

“Çip savaşı”nın yarattığı kaygılar

Öte yandan Washington ile Pekin arasında başta yarı iletkenler olmak üzere ileri teknoloji alanında artan rekabetin tetiklediği karşılıklı kısıtlayıcı önlemler de iş çevresinde kaygı uyandırıyor.

Çin, ABD’li mikroçip üreticisi Micron Technologies hakkında yürütülen siber güvenlik soruşturmasının ardından şirketin kritik altyapı projelerini yürüten Çinli firmalara çip ve entegre devre satışını yasaklamıştı.

Raimondo’nun Micron’a getirilen yasağı örnek göstereceği, bunun yanı sıra Amerikan şirketlerinin piyasaya erişimine dair sıkıntıları gündeme getireceği öngörülüyor.

Öte yandan ABD de son dönemde çip sektöründe Çinli şirketlere getirdiği ihracat kontrolleri ve teknoloji kısıtlamalarıyla Çin’in sektördeki teknolojik gelişimine ket vurma niyetini ortaya koymuştu.

ABD Başkanı Joe Biden, 10 Ağustos’ta imzaladığı başkanlık kararnamesiyle, yarı iletkenler ve mikro-elektronik, kuantum bilgi teknolojileri ve belirli yapay zeka sistemlerinin olduğu üç kritik teknoloji alanında Amerikan şirketlerinin Çin’e girişim sermayesi ve hisse ortaklığı yatırımlarına kısıtlama getirmişti.

2022’de kabul edilen Çip ve Bilim Yasası’nın yıl dönümüne denk gelen kararname, Washington’ın çip sektöründe ihracat kısıtlamalarının ardından yatırım kontrolleriyle Çin’in bu alandaki teknolojik kabiliyetine set çekmekteki ısrarını gösteriyor.

Çin, “tek taraflı tedbirlerden kaygılı”

Pekin yönetimi ise ziyarette ABD’nin teknoloji alanındaki ihracat kontrolleri ve yatırım kısıtlamalarıyla ilgili politikasını açıklığa kavuşturmasını bekliyor.

ABD Ticaret Bakanlığı, Raimondo’nun ziyaretinin duyurulmasından iki gün önce, 21 Ağustos’ta aralarında 27 Çin şirketinin olduğu 33 şirketi ihracat kontrolü “izleme listesinden” çıkardığını duyurmuştu.

Çin Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamada, Washington’ın kararının “normal ikili ticarete katkı sağlayacağı” değerlendirmesinde bulunulmuştu.

Ticaret Bakanlığı Sözcüsü Şu Cüeting, Raimondo’nun ziyaretine ilişkin açıklamasında, “Çin’in acil ticari sorunlara ilişkin pozisyonunu deklare edeceğini” bildirdi.

İkili ticaret ve yatırımlardaki sıkıntının, “ABD’nin tek taraflı ve korumacılığa yönelik eylemlerinden kaynaklandığını” savunan Sözcü Şu, “İki ülke arasındaki ticari anlaşmazlıkların çözülmesini ve pratik işbirliğine yönelik tartışmalarda mesafe kaydetmeyi umuyoruz.” ifadesini kullandı.

ABD yönetiminden dördüncü üst düzey ziyaret

Raimondo’nun ziyareti, Biden yönetiminden yetkililerin bu yıl Çin’e dördündü üst düzey ziyareti olacak.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın hazirandaki ziyaretinin ardından temmuzda Hazine Bakanı Janet Yellen ve İklim Değişikliği Özel Temcilcisi John Kerry, ülkeyi ziyaret etmişti.

Ayrıca eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı ve ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger da temmuzda Pekin’e ziyarette bulunmuş, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından kabul edilmişti.

(Kaynak: BloombergHT.com )

28 Ağustos 2023 Pazartesi

Ticaret Bakanlığı, düzenlemeye aykırı nitelikte gramaj/hacim değişiklikleriyle satışa sunulan ve söz konusu ölçü birimi değişikliğine karşın, satış fiyatında bu yönde değişiklik yapılmayan ürünlerin tespiti amacıyla 81 ilde ticaret müdürlüklerine talimat verirken denetimlere odaklandı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, son zamanlarda gerek ulaşan başvurular gerekse sosyal medya mecrasında yer alan paylaşımlardan, satışa sunulan ürünlerin gramaj, adet ve ağırlık gibi ölçü birimlerinin azaltıldığının, buna karşın ambalaj ve satış fiyatlarının değiştirilmemesi nedeniyle tüketicilerin ürünlerdeki bu değişikliği fark edemediğinin, böylelikle ürünlerin birim fiyatlarında gizli artış yapıldığının gözlemlendiği belirtildi.

Açıklamada, söz konusu durumun, ilgili düzenlemelerde konuya ilişkin olarak “Tüketicilere sunulan bir malda birim fiyatını farklılaştıracak şekilde, adet, uzunluk, ağırlık, alan, hacim ölçüleri ve benzeri unsurlarından birinde değişiklik yapılmasına rağmen, değişiklik yapılmadığı izlenimi uyandıran yanıltıcı ambalajlama uygulamaları” hükmü kapsamında olduğu ifade edildi.

Haksız ticari uygulamanın önüne geçilmesi ve tüketici mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla ülke genelinde inceleme ve denetimler gerçekleştirileceği belirtilen açıklamada, düzenlemeye aykırı nitelikte gramaj/hacim değişiklikleriyle satışa sunulan ve söz konusu ölçü birimi değişikliğine karşın, satış fiyatında bu yönde değişiklik yapılmayan ürünlerin tespit edilip tutanağa bağlanması ve ispata yönelik bilgi ve belgelerin eklenerek Reklam Kurulunca değerlendirilmek üzere gönderilmesi konusunda 81 ildeki ticaret müdürlüklerine talimat verildiği bildirildi.

İdari para cezaları uygulanacak

Açıklamada, bu kapsamda, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğüne intikal eden konuya ilişkin tespit tutanakların incelenmesinin ardından, üretici-satıcı firmaların savunmalarının alınacağı ve mevzuatın amir hükmüne aykırı mahiyetteki haksız ticari uygulamalara idari para cezaları uygulanacağı vurgulandı.

Mağduriyetlerin önüne geçmek için tüketicilere de çağrı yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Satın alacakları ürünlerin ambalajlarının ve etiketlerinin dikkatle incelenmesi konusunda tüketicilerin de farkındalığa sahip olmasının önemli olduğu değerlendirilmekte olup, herhangi bir yanıltıcı ambalaj uygulamasıyla karşılaşılması halinde, Reklam Kuruluna veya ticaret il müdürlüklerine başvurulması gerekmektedir. Tüketicilerimizi aldatıcı ve yanıltıcı olan söz konusu uygulamalar Ticaret Bakanlığımız tarafından yakından takip edilmektedir. Gerek illerden gelen şikayet başvuruları ve denetim tutanakları gerekse basına ve sosyal medya mecralarına yansıyan benzer faaliyetler titizlikle takip edilmekte olup, Bakanlığımıza ulaşan bu yöndeki uygulamalar hakkında inceleme ve değerlendirmeler devam edecektir.”

(Kaynak: BloombergHT.com )

25 Ağustos 2023 Cuma

Ipsos Araştırma şirketinin “kiracılar ve ev sahipleri” araştırmasına göre, kiracıların yüzde 86’sı taşınmak durumunda kalsalar aynı semtte ihtiyaçlarına ve bütçelerine uygun bir ev bulamayacaklarını düşünüyor.

Ipsos Araştırma şirketi “kiracılar ve ev sahipleri” araştırmasını yayımladı. Araştırmaya göre her 10 kiracıdan 9’unun taşınmak zorunda kalsa bütçesine uygun ev bulamayacağını düşünüyor.

Kiracıların üçte biri oturdukları evden memnun

Kiracıların yarısı oturdukları semtten memnun ancak oturdukları evden memnun olanların oranı daha düşük. Araştırmaya katılan bireylerin yüzde 48i geçen yıl oturdukları semtten memnunken; bu yıl bu oran yüzde 45’e düşmüş durumda. Oturdukları evden memnun mu diye sorulduğunda; oturdukları semtten geçen yıl memnun olanların oranı yüzde 41 iken bu yıl bu oran yüzde 35’e gerilemiş durumda.

Bütçeye uygun ev bulmayacağını düşünenlerin oranı yüzde 86

Kiracılar bugün taşınmak durumunda kalsa bütçesine uygun bir ev bulamayacağını düşünüyor. Kiracıların yüzde 86’sı taşınmak durumunda kalsalar aynı semtte ihtiyaçlarına ve bütçelerine uygun bir ev bulamayacakları görüşünde. Bu konuda zorlamayacağını düşünenlerin oranı sadece yüzde 14.

Kira artışları hem devletin oranını hem de maaşları geçti

Devletin açıkladığı enflasyon oranında kira artış oranlarına rağmen kiracıların yüzde 69’u bu oranın üzerinde bir artışı kabul etmek durumunda kalmış. Bu oran kontrat güncellemesi zamanı gelenler nezdinde yüzde 86’sı resmi kira artışı üzerinden gelen talebi kabül etmek durumunda kalmış.

Yapılan kira artışları kiracıların yarısının gelirinden daha yüksek. 2022 yılına göre 4 puanlık bir artış var.

Kirada evi olan ev sahiplerinin yarısından çoğu yaptıkları ya da yapacakları kira artışını devletin belirlediği oranda yaptığını veya yapacağını söylese de yüzde 41’i evlerinin bulunduğu semtteki ortalama kira raicine göre yapma eğiliminde. 2022 yılında bu orab yüzde 32 idi.

“Geçen yıl her iki kiracıdan biri resmi sınırdan daha fazla artış talebi ile karşılaştığını belirtiyordu, bu yıl durum kötüye gitti”

Ipsos Türkiye CEO’su Sidar Gedik verilerle ilgili “Yüksek enflasyon dönemine yeniden girdiğimizden beri ev sahipleri ile kiracılar arasındaki ilişki gündemde önemli yer tutuyor. Ortaya çıkan anlaşmazlıkların, taraflardan birinin diğerini tehdit ettiği, hatta saldırdığı örneklere kadar vardığını görüyoruz. Bir çözüm olarak hükümet konut kira artış oranlarına sınır getirdi ve bu resmi kira güncelleme oranını enflasyona paralel olarak yeniden tanımladı. Ancak bu önlem yaşanan sorunu tamamen çözmeye yetmemiş görünüyor. Geçen yıl her iki kiracıdan biri resmi sınırdan daha fazla artış talebi ile karşılaştığını belirtiyordu, bu yıl durum kötüye gitti, artık her on kiracıdan yedisi bu durum ile karşılaştığını iletiyor. Geçen sene resmi sınırdan daha fazla kira artış talebi ile karşılaşan kiracıların yaklaşık dörtte üçü bu talebi kabul etmek zorunda kaldıklarını belirtmişlerdi, bu sene ise bu durumda olan neredeyse her on kiracıdan dokuzu resmi sınırdan fazla olan artış talebini kabul etmek durumunda kalmış.

Üstelik tüm bunlar yaşanırken oturdukları semtten ve evden memnun olan kiracıların oranlarında da geçen seneye göre gerileme var. Her iki kiracıdan biri kirasının gelirinden daha hızlı şekilde arttığını paylaşıyor. Peki neden oturmaktan memnun olmadıkları bu evler için ödemekte zorlandıkları kiraları kabul ediyorlar? Çünkü neredeyse her on kiracıdan dokuzu bugün taşınmak durumunda kalsa oturduğu semtte ihtiyacına ve bütçesine göre başka bir ev bulamayacağı inancında. Daha da kötü bir durumda kalmamak için kabul ediyorlar. Ev sahibi tarafına baktığımızda ise onlar açısından da olumsuzluklar tespit ediyoruz. Geçen her on ev sahibinden altısı “son dönemde kiralar sürekli artarken evimde mevcut bir kiracının olması nedeni ile maddi kayba uğruyorum” ifadesine katılıyordu, bu yıl bu oran yükseldi, artık her on ev sahibinden yedisi bu şekilde düşünüyor. Bunun doğal sonucu olarak da ev sahipleri arasında kira gelirlerini piyasa ortalamasında tutabilmek için resmi sınırın üzerinde kira talep edenlerin oranı giderek yükseliyor. Geçen yıl her üç ev sahibinden biri resmi kira güncelleme oranından fazla bir artış talep ettiğini belirtmişti, bu sene ise oran yüzde 41’e yükselmiş durumda. Yüksek enflasyonun birçok nedeni ve sonucu var. Fiyatlama davranışındaki bozulma da hem neden hem de sonuç. Benzer bozulmanın başka alanlarda da olduğunu biliyoruz, ancak özellikle konut kiraları bu bozulmanın en net şekilde gözlemlenebildiği yerlerden biri. Kiracılar ve ev sahipleri bir kısır döngü içindeler, görünen o ki resmi güncelleme oranı tanımlamak sorunu ancak kısmen çözebiliyor, problemin ana gövdesi olduğu yerde durmaya devam ediyor” diye konuştu.

(Kaynak: BloombergHT.com )

25 Ağustos 2023 Cuma

Goldman Sachs, Türkiye’de ekonomi yönetiminin son dönemde duyurduğu düzenlemeler ve rekor faiz artışını da kapsayan gelişmeleri değerlendirdiği bir araştırma raporu yayımladı.

Goldman Sachs Türkiye’nin son dönemde yaptığı yeni düzenlemelerin sıkılaştırma politikaları üzerindeki etkisini ve TCMB’nin politika çerçevesini değerlendirdi.

Goldman tarafından yayımlanan araştırma raporunda Türkiye’de para politikası sıkılaştırmasının Mayıs ayında gerçekleşen seçimlerden bu yana istikrarsız bir seyir izlediği ancak bu hafta yayımlanan düzenleyici önlemlerin parasal sıkılaştırma çabalarını güçlendireceğini ve TCMB’nin stratejisi ile ilgili daha net bir çerçeve sunacağı belirtildi.

Merkez Bankası’nın 21 Ağustos’ta yayımladığı düzenlemelerle bankaların TL için rekabetçi mevduat faiz oranları sunmaları konusunda cesaretlendirildiği belirtilen raporda bunu takiben Çarşamba günü TCMB’nin bankalara sukuk satacağına ilişkin duyurunun likiditeyi anlamlı derecede sıkılaştıracak bir hamle olduğu kaydedildi.

Goldman bu durumun, TCMB’nin halihazırda ana borç verme olanağı olan Döviz swap penceresi kapsamındaki borç verme miktarını azaltacağını ve likiditeyi anlamlı düzeyde sıkılaştıracağı görüşünü ifade etti.

Banka alınan önlemlerin TCMB’nin para arzı üzerindeki kontrolünü de güçlendireceğini değerlendirdiğini ve duyurulan sukuk satışlarının bankanın yabancı para swaplarına olan bağlılığını azaltması beklendiğine vurgu yaptı.

Goldman Sachs, TCMB’nin enflasyonu düşürme çabalarının merkezinde faizlerin para talebini istikrara kavuşturacak seviyelere getirmesi gerektiğini vurgulayarak Merkez Bankası’nın finansal kurumları, faiz oranlarını güncellemeleri için teşvik etmesinin anlamlı bir adım olduğunu ifade etti.

Öte yandan böylesi bir adımın sürdürülebilir olmasının, bankaların varlık getirilerini net faiz marjlarını koruyacak kadar artırmalarına bağlı olduğu ancak bankaların mevduat faizlerini artırma konusunda isteksiz olabileceğinin altı çizildi.

Banka, TCMB’nin dönüşüm oranlarına uymamanın maliyetini artırdığını ancak bankaların sermaye tamponlarını korumak zorunda olduğuna dikkat çekti.

Raporda bankaların varlık tarafında kazandığı faizin artırılmasının, kredi faiz oranlarında kalan tavanların kaldırılmasını, TL likiditesinin sıkılaştırılmasını ve repo faizlerinin yükseltilmesini gerektireceği görüşüne yer verilerek beklentilerin oldukça üstünde gerçekleştirilen faiz artış hamlesinin bu yönde atılmış bir adım olduğu ifade edildi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

25 Ağustos 2023 Cuma

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kredi garanti sistemi kapsamında KOBİ başına kullanılabilecek azami kredi garanti limitlerini artıracaklarını belirterek, “Mevcut uygulamada, bir KOBİ bu sistemden en fazla 100 milyon liraya kadar kredi garantisi kullanabiliyordu, bu rakam 150 milyon lira olacak, büyük firmalarımız için 350 milyon liradan 500 milyon liraya çıkacak.” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KOBİ’lere ilişkin kredi garanti mekanizmasında yapılacak düzenlemeye yönelik değerlendirmede bulundu.

Mayıs ayında Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle KOBİ tanımında değişiklik yapıldığını anımsatan Şimşek, işletmelerin KOBİ sayılması için gerekli yıllık net satış hasılatları veya mali bilanço tutarları yeniden belirlendiğine dikkati çekti. Şimşek, bu tutarların, mikro işletmeler için azami 5 milyon liradan 10 milyon liraya, küçük işletmeler için azami 50 milyon liradan 100 milyon liraya, orta büyüklükteki işletmeler için azami 250 milyon liradan 500 milyon liraya çıkarıldığına işaret etti.

Şimşek, bu kapsamda Bakanlık olarak, Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Karar’da değişiklik yapılmasını planladıklarını belirterek, bu kapsamda Karar’da yer alan hükümler ile yönetmelikte yer alan hükümlerin uyumlulaştırılmasının amaçlandığını söyledi.

KOBİ’lerin ülke üretiminde ve istihdamında önemine işaret eden Şimşek, KOBİ tanımındaki limitlerin artırılmasıyla bu işletmelerin devlet desteklerinden daha fazla yararlanmasının önünü açtıklarını ve şimdi de benzer düzenlemeyi kredi garanti kurumlarına sağlanan garanti desteği için yapacaklarını belirtti.

Daha fazla KOBİ’ye kredi kolaylığı

Bakan Şimşek, KOBİ’lerin her alanda desteklenebileceği bir yapıyı oluşturduklarını ifade ederek, “Konuya ilişkin Karar’da yapacağımız değişiklikle, kredi garanti sistemi kapsamında KOBİ başına kullanılabilecek azami kredi garanti limitlerini artırıyoruz. Böylece, firmalarımızın finansmana erişim imkanlarını yükseltmiş olacağız. Mevcut uygulamada bir KOBİ bu sistemden en fazla 100 milyon liraya kadar kredi garantisi kullanabiliyordu, bu rakam 150 milyon lira olacak, büyük firmalar için 350 milyon liradan 500 milyon liraya çıkacak.” diye konuştu.

Şimşek, söz konusu Kararla, KOBi ve KOBİ dışı büyük firmaların daha yüksek miktarda kredi garanti imkanından yararlanabileceğini belirtti.

Karara ekleyecekleri geçici bir hükümle, KOBİ tanımı dışında olan ancak yeni yönetmelikle KOBİ tanımına dahil olan işletmelere, 31 Aralık 2023 tarihine kadar “KOBİ dışı işletmeler” için belirlenen kredi garanti limitlerinden yararlanabilme imkanı sağlanacağını da aktaran Şimşek, bundan sonra da KOBİ’ler ve diğer işletmelere yönelik finansman kanallarının daha etkili kullanılması için gerekli adımları atmaya devam edeceklerini de söyledi.

Şimşek, Twitter’dan yaptığı bir paylaşımda ise açıklamalarına atıf yaparak, “Kaynak kullanımında, yatırım, istihdam, üretim ve özellikle de ihracatı önceliklendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

24 Ağustos 2023 Perşembe

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek TCMB’nin şahin faiz kararı sonrası sosyal medya hesabından fiyat istikrarı konusunda kararlı olduklarını belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faizleri 750 baz puan artırması sonrasında sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu.

Bakan Şimşek karar sonrası, “Kararlıyız! Fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz…” ifadelerini kullandı.

Şimşek geçtiğimiz hafta Türkiye Bankalar Birliği’nin 66. Genel Kurulu’na katılmış ve kısa vadede önceliklerinin makro finansal isitikrarın kalıcı bir şekilde tesis edilmesi ve öngörülebilirliğin artırılması olduğunu belirtmişti.

#yataytekli#haber##center#

Bakan Şimşek, para, maliye ve kredi politikalarının bu hedefleri sağlayacak şekilde oluşturulduğunu ve finansal istikrarı güçlendirmek ve piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artırmak için para politikasına başlatılan sadeleşme ve sıkılaşma adımlarının devam edeceğinin altını çizmişti.

Mehmet Şimşek konuşmasında dezenflasyon süreci için bankacılık sektörünün programa uygun hareket etmesini beklediklerini ve özel bankaların tüketici kredilerini odaklandıkları dönemin geride kalması gerektiğini vurgulamıştı.

  • ŞİMŞEK: SADELEŞME VE SIKILAŞMA ADIMLARI SÜRECEK

(Kaynak: BloombergHT.com )

24 Ağustos 2023 Perşembe

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 750 baz puanlık faiz artış kararı sonrası dolar/TL’de 2 TL’ye yakın düşüş gözlendi. Karar, borsada özellikle bankacılık endeksinde olumlu karşılanırken Türkiye’nin 5 yıllık risk primi de gerileyerek 383 seviyesini test etti.

TCMB’nin 750 baz puanlık rekor faiz artış kararının ardından Dolar/TL ’de 2 TL’ye yaklaşan düşüş gerçekleşti. Güne 27,19 seviyesinden başlayan dolar/TL kuru Merkez Bankası’nın kararının ardından yüzde 6’yı aşan düşüşle 25,28 seviyesine kadar geriledi.

Borsa tarafında ise faiz kararının en olumlu karşılandığı sektör bankacılık oldu. Borsa İstanbul’da güne 6.872 puandan başlayan XBANK Endeksi karar sonrasında 7.485 puana kadar yükseldi.

BIST100 Endeksi de güne 7.648 puandan başlarken gün içinde en yüksek 7.872 puan seviyesini gördü.

TCMB’nin rekor faiz artışı Türkiye’nin 5 yıllık risk primi üzerinde de olumlu etki yaptı. Kararın ardından Türkiye’nin 5 yıllık risk primi 415’ten 383 seviyelerine kadar geriledi.

24 Ağustos 2023 Perşembe

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu, TCMB’nin son toplantısında 750 baz puanlık faiz artırımına gitmesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Piyasa beklentisinin üstüne çıkmak demek, farklı ve olumlu bir mesaj vermek demek.” dedi. Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. İbrahim Ünalmış ise, TCMB’nin beklentilerin üzerindeki faiz artışını “gayet olumlu ve birbiriyle tutarlı adımlar” olarak yorumladı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 750 baz puanlık artışla politika faizini yüzde 25’e çıkardı.

Bloomberg HT anketinde politika faizinin yüzde 20 seviyesine çıkarılması öngörülmüştü.

Bloomberg HT’ye konuk olan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu ve Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. İbrahim Ünalmış, TCMB’nin faiz kararını değerlendirdi.

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu, yaptığı değerlendirmede, “250-300 baz puanın üstü bile olumlu karşılanırken 750 baz puanlık artışa oldukça olumlu bakmamız gerekiyor. KKM’nin azaltılması ve alternatif mevduat maliyetlerinin yukarı çekilmesi gibi söylemlerin arkasından böyle bir hamleyi olumlu bir sürpriz olarak karşılıyorum. Piyasa beklentisinin üstüne çıkmak demek farklı ve olumlu bir mesaj vermek demek.” ifadelerini kullandı.

“Gayet olumlu ve birbiriyle tutarlı adımlar”

Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. İbrahim Ünalmış ise konu hakkında yaptığı değerlendirmede, TCMB’nin adımını “gayet olumlu ve birbiriyle tutarlı adımlar” olarak yorumladı. Ünalmış sözlerine şöyle devam etti:

“Son PPK metninin özellikle son enflasyon raporuyla uyumlu bir şekilde yazılması gayet olumlu. Bunun dışında risklerden de çok net bir şekilde metinde bahsedilmiş. Hem geçtiğimiz dönemde yaşadığımız şoklar var, hem de vergi ve akaryakıtta artışlar var. Böyle bir şok karşısında önümüzdeki dönem yaşayacağımız enflasyon süreci yaklaşık 1 yıl sürecek. Önümüzdeki dönemde enflasyon artmaya devam edecek. Taki bu enflasyonist etkiler dönem içinde gerileyene kadar. Dolayısıyla, TCMB’nin beklentilerin üzerinde bir faiz artışı yapması gayet olumlu ve enflasyon beklentilerini çıpalamak açısından da çok yerinde bir adım.”

(Kaynak: BloombergHT.com )

24 Ağustos 2023 Perşembe

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, gelişmekte olan ekonomiler arasında politika faizinde farklılaşmanın görülmeye başlandığını bildirdi.

Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, gelişmekte olan ekonomilerin çoğunluğunun politika faiz oranlarını sabit tutarken, bazılarının ise faiz oranlarını düşürdüğü belirtildi.

Açıklamada, gelişmiş ekonomilerin merkez bankalarının ise söz konusu dönemde çekirdek enflasyonun kalıcı bir şekilde düşürülebilmesi amacıyla politika faizini artırmaya devam ettiği kaydedildi.

Reyting kuruluşunun açıklamasında Güney Kore, Endonezya, Meksika, Güney Afrika, Hindistan ve Polonya’da faizlerin şimdilik sabit tutulduğu, Brezilya ve Şili’de ise düşürüldüğü belirtirdi.

Çin’in ekonomik toparlanmanın ivme kaybetmesi sebebiyle politika faizini azalttığı belirtilen açıklamada, Türkiye ve Rusya’nın ise politika faizini artırmak yönünde adım attığı belirtildi.

Kredi derecelendirme kuruluşunun açıklamasında, “Bu hamlelerin önümüzdeki aylarda gelişmekte olan piyasalar arasında daha geniş tabanlı bir gevşeme döngüsü beklentisini artırması muhtemel.“ ifadesine yer verildi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

24 Ağustos 2023 Perşembe

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararını açıkladı. TCMB politika faizini 750 baz puan artışla yüzde 25 seviyesine çıkardı. Böylelikle faiz 4 yılın en yüksek seviyesine çıktı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 25 seviyesine çıkardı.

Bloomberg HT anketinde politika faizinin yüzde 20 seviyesine çıkarılması öngörülmüştü. TCMB’de yeni yönetim göreve geldiğinde politika faizi yüzde 8,50 seviyesindeydi.

Alınan faiz artış kararı TCMB’nin gerçekleştirdiği en yüksek faiz artışı olarak kayıtlara geçti.

Böylelikle yeni ekonomi yönetimiyle birlikte Haziran ayında gerçekleştirilen ve o güne dek gerçekleştirilen en büyük faiz artışı olma özelliğini taşıyan 650 baz puanlık faiz artırım rekoru da yeniden kırılmış oldu.

TCMB daha önce 2018 yılı Eylül ayında 625 baz puan, 2014 yılı Ocak ayında 550 baz puan ve 2020 yılı Kasım ayında ise 475 baz puanlık faiz artışı gerçekleştirmişti.

Ağustos toplantısı yeni başkan yardımcıları Cevdet Akçay, Hatice Karahan ve Fatih Karahan’ın katıldığı ilk PPK toplantısı olarak da kayda geçti.

“Enflasyon yıl sonu tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredecek”

TCMB tarafından yayımlanan karar metninde dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması amacıyla parasal sıkılaştırma sürecinin devamı yönünde karar alındığı belirtildi.

Banka yakın döneme ilişkin göstergelerin enflasyonun ana eğiliminde yükselişin sürdüğüne işaret ettiğini ve bu yükselişte yurt içi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar, hizmet enflasyonundaki katılık ve vergi düzenlemelerinin belirleyici olduğunu kaydetti.

TCMB bu unsurlara ek olarak akaryakıt fiyatlarındaki yükselişin de etkisiyle enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında öngörülenin üzerinde gerçekleşen bozulmanın enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etti.

“Parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve ölçüde güçlendirilecek”

TCMB doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış ve turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteğinin fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacağını öngördü.

Politika faizinin, enflasyonun ana eğilimini gerileteceği ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulların sağlayacağı şekilde belirleneceği ifade edilen karar metninde enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırmanın gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirileceği vurgulandı.

Sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları sürecek

Para Politikası Kurulu’nun mevcut mikro ve makroihtiyatı çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirdiği belirtilirken bu sürecin etki analizleri dikkate alınarak kademeli olarak sürdürüleceği ifade edildi.

Bu kapsamda, TL mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemelerin parasal aktarım mekanizmasını güçlendireceğini öngören TCMM faiz artırımının yanı sıra parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almaya devam edeceğini belirtti.

TCMB enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergelerin yakından takip edileceğini ve fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceğinin kaydetti.

(Kaynak: BloombergHT.com )