28 Ağustos 2023 Pazartesi

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile 11 banka arasında 1 milyar dolar hacminde vadesiz ihracat kredi paketi protokolü imzalandı.

TİM ile 11 banka arasında vadesiz ihracat kredi paketi protokolü imzalandı. Protokole Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Alpaslan Çakar ve TİM Başkanı Mustafa Gültepe katıldı.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Alpaslan Çakar, protokolde yaptığı konuşmada, “TBB üyesi 11 banka ile yaklaşık 1 milyar dolarlık ihracat paketi üzerinde anlaşma yapmak üzere toplanmış bulunuyoruz. KOBİ müşterilerimiz için 1 milyon dolar, KOBİ dışı müşteriler için 5 milyon dolar. TL cinsi krediler de 20 milyon TL ya da 100 milyon TL KOBİ ve KOBİ dışında. Ödeme şekli olarak da 36 ay üst vadeli ya da 24 ay vadeli taksitli kredi şeklinde kredi kullanabilecekler” dedi.

Çakar, “115 bin civarında ihracatçı müşterimiz var. 1 milyar doların üzerinde 52 ülkeye ihracat yapıyoruz. Cari açığı aza indirgemek açısından ihracatı desteklemek gerekir. İhracatçı müşterilerimize yönelik olarak TBB ile TİM arasında yapılan işbirliğinin hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

Gültepe: İhracatçılarımızın finansmana erişiminde yeni bir pencere açıyoruz

TİM Başkanı Mustafa Gültepe ise protokolde yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:

“İhracat rakamları büyüdükçe finansman ihtiyacı da aynı oranda artıyor. Büyük hedeflere ulaşmanın en önemli kilidi finansman. Bu kilidin anahtarı da bankalarımızda. Yüksek enflasyon ve finansman darboğaz sürecinde yine bankalarımızla beraber yol alacağız. Ortak bir derdimiz var: Türkiye’nin ekonomisini büyütüp, refahını artırmak. İhracatçılarımızın finansmana erişiminde yeni bir pencere açıyoruz.

115 bin ihracatçı adına kamu ve özel bankalarımıza teşekkür eden Gültepe, bu kredi paketinin yanı sıra sürdürülebilir yeşil dönüşümün finansman ihtiyacı için de bankalarla çalışmalarının devam ettiğini belirtti ve “Kapsamlı ve hassas yürütülen bu çalışma tamamlanınca o paketi de paylaşacağız.”

(Kaynak: BloombergHT.com )

28 Ağustos 2023 Pazartesi

TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, enflasyon raporu toplantısında kamuoyuyla paylaşılan yol haritasını kademeli ve kararlı adımlarla uygulamaya devam ettiklerini belirtti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, “2024’te dezenflasyonun sürdürülebilir şekilde başlamasını sağlayacak zemini oluşturmak için Enflasyon Raporu toplantımızda kamuoyuyla paylaştığımız yol haritamızı kademeli ve kararlı adımlarla uygulamaya devam ediyoruz.” ifadesini kullandı.

Mücevher İhracatçıları Birliği’nden (MİB) yapılan açıklamaya göre, MİB Başkanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Üyesi Burak Yakın ile kuyumculuk sektörünün liderleri, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik ve TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan ile Ankara’da bir araya geldi.

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Çelik ve TCMB Başkanı Erkan, toplantıda sektör temsilcilerinin sorunlarını dinledi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, hükümet olarak makro dengeleri tesis etmekle işe başladıklarını ve önlemlerin reel sektör üzerindeki yan etkilerini takip edip gerekli önlemleri alarak ilgili sektörlerin ihracattaki rekabetçi güçlerini geliştirmek istediklerini kaydetti.

TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan da “2024 yılında dezenflasyonun sürdürülebilir şekilde başlamasını sağlayacak zemini oluşturmak için Enflasyon Raporu toplantımızda kamuoyuyla paylaştığımız yol haritamızı kademeli ve kararlı adımlarla uygulamaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı.

Toplantıda, kuyumcuları yakından ilgilendiren gelişmeler ele alındı

MİB açıklamasına göre, toplantıda, 250 binden fazla kuyumcuyu yakından ilgilendiren gelişmeler ele alındı. Özellikle altın ithalatına kota ve AB üyeleriyle STA anlaşması yapılan ülkelerden gerçekleştirilen bitmiş ürün ithalatından ek vergi alınmaması uygulamasının neden açtığı son durum masaya yatırıldı.

Toplantıya MİB Başkanı Burak Yakın’ın yanı sıra MİB Yönetim Kurulu Üyeleri Murad Köşker ve Hüseyin Şaşmaz, İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, İSO Kuyumculuk Komite Başkanı Fatih Kemahlı, İSO Meclis Üyesi Münir Üçkardeş, İTO Kuyumculuk Komite Başkanı Ercan Özboyacı, Nadir Metal Rafineri Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tütüncü, Boğaziçi Kuyumculuk Hasan Basri Abdik ile Borsa aracı kurumlarını temsilen Uğuras Kıymetli Madenler’den Uğur Uras katıldı.

Toplantıda kuyumculuk sektörü temsilcileri, alınan kararlardan nasıl etkilendiklerini anlatırken, MİB Başkanı Burak Yakın da hazırlanan sunumla güncel tabloyu açıkladı.

Sunumda, kuyumcuların mücevher üretmek için altın alırken İtalyan rakipleri karşısında 68 puan dezavantajlı oldukları kaydedildi.

Türkiye’de altın ithalatında son dönemde dikkati çekici artışlar yaşandığı ve bu durumun cari açık üzerinde de etkili olduğu belirtilen toplantıda, geçiş sürecinde finansal istikrarın güçlendirilmesine yönelik makroihtiyati tedbirler uygulandığına işaret edildi. Toplantıda, mücevher ihracatçıları gibi üretici kesimlerin desteklenmeye devam edileceği de bildirildi.

“Erkan, sektörümüzü rahatlatacak ve enflasyona zarar vermeyecek çözümleri toplantı katılımcılarıyla paylaştı”

MİB Başkanı Burak Yakın, mücevher sektörünün Türkiye ekonomisine yüksek katma değer yaratmak için mücadele ettiğini aktararak, ekonomik dengeleri tesis için bazı kararların alınmasının doğal olduğunu ve alınan tüm kararlarda sektör olarak sorumluluk aldıklarını kaydetti.

Kararların yan etkilerinin sektörler için öldürücü olmamasının önemine dikkati çeken Yakın, son yıllarda çok sayıda yabancının yatırım yaptığını ve Türkiye’nin Asyalı, Arap, Afrikalı, Avrupalı iş adamları için çok önemli bir seçenek haline geldiğini vurguladı.

Yakın, “Merkez Bankası Başkanımız Hafize Gaye Erkan, sektörümüzü rahatlatacak ve enflasyona zarar vermeyecek çözümleri toplantı katılımcılarıyla paylaştı. TCMB, Hazine ve Maliye Bakanlığı başta olmak üzere ilgili Bakanlıklarla birlikte sorunun en kısa sürede çözümü için yürütülecek çalışmalara yardımcı olacak” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

28 Ağustos 2023 Pazartesi

Geçen haftayı yükselişle tamamlayan altın fiyatları dünyanın önde gerilen Merkez Bankası Başkanlarının ‘uzun süre yüksek faiz’ söylemleri sonrası yatay seyirde.

Geçen haftayı yükselişle tamamlayan altın fiyatları dünyanın önde gerilen Merkez Bankası Başkanları’nın ‘uzun süre yüksek faiz’ söylemleri sonrası yatay seyirde.

Altın yeni haftaya yatay seyirle başladı. Fed Başkanı Jerome Powell geçen hafta gerçekleşen Jackson Hole Konferansında borçlanma faizlerini daha da artırmaya hazır oldukları mesajını verdi.

Açıklama sonrası Fed’in politika değişimlerine duyarlı olan 2 yıllık ABD tahvil getirisi yükseldi.

Spot altının ons fiyatı Singapur’da yüzde 0,02 artışla 1,914.46 dolardan işlem görüyor.

Bloomberg Dolar Spot Endeksi yüzde 0,1 düştü. Gümüş de gerilerken paladyum yükselişte.

Fed Başkanı Jerome Powell, Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’ndaki konuşmasında, enflasyonun yüksek kalmaya devam ettiğini ve gerekirse faizleri artırmaya hazır olduklarını belirtmişti.

Gram altında sınırlı artış

Altının gram fiyatı, yeni haftaya yükselişle başlamasının ardından yüzde 0,05 artarak 1.634 liradan işlem görüyor.

TCMB’nin geçen hafta politika faizini 750 baz puanla beklentilerin üzerinde artırarak yüzde 25’e çıkarmasının ardından düşen Dolar/TL ‘ye paralel değer kaybeden altının gram fiyatı 1.555 liraya kadar gerilemişti. Bu seviyelerde tutunamayan ve tepki alımlarıyla yükselen altının gram fiyatı, haftayı yüzde 0,73 değer kaybıyla 1.634 liradan tamamlamıştı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

28 Ağustos 2023 Pazartesi

Çin’de yetkili otoriteler kötü performans sergileyen borsayı canlandırmak için kaldıraçlı işlemlerdeki teminat oranları ile damga vergisindeki kesintiler dahil olmak üzere yeni önlemler uygulanması kararı aldı.

Çin’de Borsa için yeni önlemler Asya piyasalarında fiyatlamalara yön veren temel unsur oldu.

Ülkede yetkililer yatırımcıları dünyanın en kötü performans gösteren hisse senedi piyasalarından birine geri çekme çabaları kapsamında hisse senedi alım satımlarında damga vergisinde indirim ve büyük hissedarların hisse satışlarının sınırlandırılması gibi önlemleri uygulama kararı aldı.

Haberin ardından CSI 300 endeksi ilk işlemlerde yüzde 5,5’e kadar yükseldikten sonra gün ortasında kazançlarının yarısından fazlasını geri verdi. Bazı aracı kurum hisseleri, artan ticari faaliyetlere ilişkin iyimserlikle yüzde 10 sınırını aştı. Yuan yükselirken devlet tahvilleri düştü.

Yatırımcılar, yetkililerin son çabalarının piyasadaki düşüşü durdurmakta başarısız olmasının ardından daha güçlü adımlar atılmasını bekliyordu.

Pazar günü açıklanan önlemler arasında hisse senedi işlemlerinden alınan verginin 28 Ağustos itibariyle yüzde 0,1’den yüzde 0,05’e düşürülmesi yer alıyor.

Çin Menkul Kıymetler Düzenleme Komisyonu ayrıca hisse senedi fiyatları belirli seviyelerin altına düşen firmaların üst düzey hissedarlarının hisse satışlarını kısıtladı. Regülatör kuruluş kaldıraçlı işlemler için teminat oranlarını düşürdü ve “son piyasa koşullarını” gerekçe göstererek halka arzların hızını yavaşlatacağını söyledi.

Huatai Securities’in tahminlerine göre, bu değişikliklerin piyasaya yılda 750 milyar yuan (103 milyar dolar) yeni fon getirmesi bekleniyor.

(Kaynak: BloombergHT.com )

28 Ağustos 2023 Pazartesi

ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo, Çin’de iş yapan Amerikan şirketlerinin iki ülke arasında artan jeostratejik rekabet ve siyasi gerilimler nedeniyle yatırım ortamına dair endişelerinin çoğaldığı bir dönemde Çin’e ziyaret gerçekleştirecek.

Dört günlük ziyaret için bugün Çin’e ulaşması beklenen Bakan Raimondo, Şanghay ve başkent Pekin’de temaslarda bulunacak.

Şanghay’da Çin Komünist Partisi (ÇKP) Şanghay Sekreteri Çın Cining ile bu kentteki Amerikan Ticaret Odası (AmCham) temsilcileriyle bir araya gelecek olan Raimondo’nun, Pekin’de mevkidaşı Vang Vıntao ve diğer yetkililerle görüşmesi bekleniyor.

ABD’li Bakan’ın ziyareti, Çin’de iş yapan Amerikalı yatırımcıların iki ülke arasında başta teknoloji alanında olmak üzere ekonomik rekabetin ve küresel jeopolitik gerilimlerinin arttığı döneme denk geliyor.

İş dünyası, siyasi gerilimlerden endişeli

Çin’in ticaret ve finans merkezi Şanghay’da 1000’den fazla kayıtlı üyesi bulunan AmCham’in mart ayında yaptığı “Çin İş İklimi Anketi”, son 25 yılda ilk kez Amerikan şirketlerin çoğunluğunun Çin’i “yatırım önceliği” olarak görmediğini ortaya koymuştu.

Ankete katılan şirketlerin yüzde 45’i Çin’i “yatırımda öncelikli ilk 3 ülke” arasında sayarken yüzde 55’i saymamıştı.

Öte yandan şirketlerin yüzde 45’i Çin’deki iş ortamının “bozulduğunu” belirtirken en önemli sorunun, “ABD ile Çin arasında artan gerilimler” olduğu görüşünü dile getirmişti.

Amerikan danışmalık şirketlerine baskınlar

Bakan Raimondo’nun, ziyaretinde Çinli muhataplarına Amerikan şirketlerinin piyasaya erişimlerine yönelik veri güvenliği ve ulusal güvenlik gerekçesiyle engellemelere dair endişelerini gündeme getirmesi bekleniyor.

Çinli güvenlik birimlerinin Bain&Co, Mintz ve Capvision gibi ABD merkezli uluslararası denetim ve danışmanlık firmalarının ofislerine baskınlar düzenleyerek soruşturmalar yürütmesi, ülkede “devlet sırrı” ile yatırım kararları için gerekli olan açık piyasa bilgisi arasındaki sınırın bulanıklaştığına dair endişeleri ortaya çıkarmıştı.

Mayıs ayında denetim firması Mintz’in Pekin ofisi, danışmanlık firması Bain&Co’nun Şanhgay ofisi ve piyasa araştırma şirketi Capvision’ın Şanghay, Pekin, Sucou ve Şıncın ofislerine baskınlar düzenlenmişti.

Soruşturmaya uğrayan firmalardan Mintz’e 22 Ağustos’ta “onaysız istatistiki çalışma yürüttüğü” gerekçesiyle 1,5 milyon dolar para cezası verilmişti.

“Çip savaşı”nın yarattığı kaygılar

Öte yandan Washington ile Pekin arasında başta yarı iletkenler olmak üzere ileri teknoloji alanında artan rekabetin tetiklediği karşılıklı kısıtlayıcı önlemler de iş çevresinde kaygı uyandırıyor.

Çin, ABD’li mikroçip üreticisi Micron Technologies hakkında yürütülen siber güvenlik soruşturmasının ardından şirketin kritik altyapı projelerini yürüten Çinli firmalara çip ve entegre devre satışını yasaklamıştı.

Raimondo’nun Micron’a getirilen yasağı örnek göstereceği, bunun yanı sıra Amerikan şirketlerinin piyasaya erişimine dair sıkıntıları gündeme getireceği öngörülüyor.

Öte yandan ABD de son dönemde çip sektöründe Çinli şirketlere getirdiği ihracat kontrolleri ve teknoloji kısıtlamalarıyla Çin’in sektördeki teknolojik gelişimine ket vurma niyetini ortaya koymuştu.

ABD Başkanı Joe Biden, 10 Ağustos’ta imzaladığı başkanlık kararnamesiyle, yarı iletkenler ve mikro-elektronik, kuantum bilgi teknolojileri ve belirli yapay zeka sistemlerinin olduğu üç kritik teknoloji alanında Amerikan şirketlerinin Çin’e girişim sermayesi ve hisse ortaklığı yatırımlarına kısıtlama getirmişti.

2022’de kabul edilen Çip ve Bilim Yasası’nın yıl dönümüne denk gelen kararname, Washington’ın çip sektöründe ihracat kısıtlamalarının ardından yatırım kontrolleriyle Çin’in bu alandaki teknolojik kabiliyetine set çekmekteki ısrarını gösteriyor.

Çin, “tek taraflı tedbirlerden kaygılı”

Pekin yönetimi ise ziyarette ABD’nin teknoloji alanındaki ihracat kontrolleri ve yatırım kısıtlamalarıyla ilgili politikasını açıklığa kavuşturmasını bekliyor.

ABD Ticaret Bakanlığı, Raimondo’nun ziyaretinin duyurulmasından iki gün önce, 21 Ağustos’ta aralarında 27 Çin şirketinin olduğu 33 şirketi ihracat kontrolü “izleme listesinden” çıkardığını duyurmuştu.

Çin Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamada, Washington’ın kararının “normal ikili ticarete katkı sağlayacağı” değerlendirmesinde bulunulmuştu.

Ticaret Bakanlığı Sözcüsü Şu Cüeting, Raimondo’nun ziyaretine ilişkin açıklamasında, “Çin’in acil ticari sorunlara ilişkin pozisyonunu deklare edeceğini” bildirdi.

İkili ticaret ve yatırımlardaki sıkıntının, “ABD’nin tek taraflı ve korumacılığa yönelik eylemlerinden kaynaklandığını” savunan Sözcü Şu, “İki ülke arasındaki ticari anlaşmazlıkların çözülmesini ve pratik işbirliğine yönelik tartışmalarda mesafe kaydetmeyi umuyoruz.” ifadesini kullandı.

ABD yönetiminden dördüncü üst düzey ziyaret

Raimondo’nun ziyareti, Biden yönetiminden yetkililerin bu yıl Çin’e dördündü üst düzey ziyareti olacak.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın hazirandaki ziyaretinin ardından temmuzda Hazine Bakanı Janet Yellen ve İklim Değişikliği Özel Temcilcisi John Kerry, ülkeyi ziyaret etmişti.

Ayrıca eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı ve ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger da temmuzda Pekin’e ziyarette bulunmuş, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından kabul edilmişti.

(Kaynak: BloombergHT.com )

28 Ağustos 2023 Pazartesi

Ticaret Bakanlığı, düzenlemeye aykırı nitelikte gramaj/hacim değişiklikleriyle satışa sunulan ve söz konusu ölçü birimi değişikliğine karşın, satış fiyatında bu yönde değişiklik yapılmayan ürünlerin tespiti amacıyla 81 ilde ticaret müdürlüklerine talimat verirken denetimlere odaklandı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, son zamanlarda gerek ulaşan başvurular gerekse sosyal medya mecrasında yer alan paylaşımlardan, satışa sunulan ürünlerin gramaj, adet ve ağırlık gibi ölçü birimlerinin azaltıldığının, buna karşın ambalaj ve satış fiyatlarının değiştirilmemesi nedeniyle tüketicilerin ürünlerdeki bu değişikliği fark edemediğinin, böylelikle ürünlerin birim fiyatlarında gizli artış yapıldığının gözlemlendiği belirtildi.

Açıklamada, söz konusu durumun, ilgili düzenlemelerde konuya ilişkin olarak “Tüketicilere sunulan bir malda birim fiyatını farklılaştıracak şekilde, adet, uzunluk, ağırlık, alan, hacim ölçüleri ve benzeri unsurlarından birinde değişiklik yapılmasına rağmen, değişiklik yapılmadığı izlenimi uyandıran yanıltıcı ambalajlama uygulamaları” hükmü kapsamında olduğu ifade edildi.

Haksız ticari uygulamanın önüne geçilmesi ve tüketici mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla ülke genelinde inceleme ve denetimler gerçekleştirileceği belirtilen açıklamada, düzenlemeye aykırı nitelikte gramaj/hacim değişiklikleriyle satışa sunulan ve söz konusu ölçü birimi değişikliğine karşın, satış fiyatında bu yönde değişiklik yapılmayan ürünlerin tespit edilip tutanağa bağlanması ve ispata yönelik bilgi ve belgelerin eklenerek Reklam Kurulunca değerlendirilmek üzere gönderilmesi konusunda 81 ildeki ticaret müdürlüklerine talimat verildiği bildirildi.

İdari para cezaları uygulanacak

Açıklamada, bu kapsamda, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğüne intikal eden konuya ilişkin tespit tutanakların incelenmesinin ardından, üretici-satıcı firmaların savunmalarının alınacağı ve mevzuatın amir hükmüne aykırı mahiyetteki haksız ticari uygulamalara idari para cezaları uygulanacağı vurgulandı.

Mağduriyetlerin önüne geçmek için tüketicilere de çağrı yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Satın alacakları ürünlerin ambalajlarının ve etiketlerinin dikkatle incelenmesi konusunda tüketicilerin de farkındalığa sahip olmasının önemli olduğu değerlendirilmekte olup, herhangi bir yanıltıcı ambalaj uygulamasıyla karşılaşılması halinde, Reklam Kuruluna veya ticaret il müdürlüklerine başvurulması gerekmektedir. Tüketicilerimizi aldatıcı ve yanıltıcı olan söz konusu uygulamalar Ticaret Bakanlığımız tarafından yakından takip edilmektedir. Gerek illerden gelen şikayet başvuruları ve denetim tutanakları gerekse basına ve sosyal medya mecralarına yansıyan benzer faaliyetler titizlikle takip edilmekte olup, Bakanlığımıza ulaşan bu yöndeki uygulamalar hakkında inceleme ve değerlendirmeler devam edecektir.”

(Kaynak: BloombergHT.com )

25 Ağustos 2023 Cuma

Ipsos Araştırma şirketinin “kiracılar ve ev sahipleri” araştırmasına göre, kiracıların yüzde 86’sı taşınmak durumunda kalsalar aynı semtte ihtiyaçlarına ve bütçelerine uygun bir ev bulamayacaklarını düşünüyor.

Ipsos Araştırma şirketi “kiracılar ve ev sahipleri” araştırmasını yayımladı. Araştırmaya göre her 10 kiracıdan 9’unun taşınmak zorunda kalsa bütçesine uygun ev bulamayacağını düşünüyor.

Kiracıların üçte biri oturdukları evden memnun

Kiracıların yarısı oturdukları semtten memnun ancak oturdukları evden memnun olanların oranı daha düşük. Araştırmaya katılan bireylerin yüzde 48i geçen yıl oturdukları semtten memnunken; bu yıl bu oran yüzde 45’e düşmüş durumda. Oturdukları evden memnun mu diye sorulduğunda; oturdukları semtten geçen yıl memnun olanların oranı yüzde 41 iken bu yıl bu oran yüzde 35’e gerilemiş durumda.

Bütçeye uygun ev bulmayacağını düşünenlerin oranı yüzde 86

Kiracılar bugün taşınmak durumunda kalsa bütçesine uygun bir ev bulamayacağını düşünüyor. Kiracıların yüzde 86’sı taşınmak durumunda kalsalar aynı semtte ihtiyaçlarına ve bütçelerine uygun bir ev bulamayacakları görüşünde. Bu konuda zorlamayacağını düşünenlerin oranı sadece yüzde 14.

Kira artışları hem devletin oranını hem de maaşları geçti

Devletin açıkladığı enflasyon oranında kira artış oranlarına rağmen kiracıların yüzde 69’u bu oranın üzerinde bir artışı kabul etmek durumunda kalmış. Bu oran kontrat güncellemesi zamanı gelenler nezdinde yüzde 86’sı resmi kira artışı üzerinden gelen talebi kabül etmek durumunda kalmış.

Yapılan kira artışları kiracıların yarısının gelirinden daha yüksek. 2022 yılına göre 4 puanlık bir artış var.

Kirada evi olan ev sahiplerinin yarısından çoğu yaptıkları ya da yapacakları kira artışını devletin belirlediği oranda yaptığını veya yapacağını söylese de yüzde 41’i evlerinin bulunduğu semtteki ortalama kira raicine göre yapma eğiliminde. 2022 yılında bu orab yüzde 32 idi.

“Geçen yıl her iki kiracıdan biri resmi sınırdan daha fazla artış talebi ile karşılaştığını belirtiyordu, bu yıl durum kötüye gitti”

Ipsos Türkiye CEO’su Sidar Gedik verilerle ilgili “Yüksek enflasyon dönemine yeniden girdiğimizden beri ev sahipleri ile kiracılar arasındaki ilişki gündemde önemli yer tutuyor. Ortaya çıkan anlaşmazlıkların, taraflardan birinin diğerini tehdit ettiği, hatta saldırdığı örneklere kadar vardığını görüyoruz. Bir çözüm olarak hükümet konut kira artış oranlarına sınır getirdi ve bu resmi kira güncelleme oranını enflasyona paralel olarak yeniden tanımladı. Ancak bu önlem yaşanan sorunu tamamen çözmeye yetmemiş görünüyor. Geçen yıl her iki kiracıdan biri resmi sınırdan daha fazla artış talebi ile karşılaştığını belirtiyordu, bu yıl durum kötüye gitti, artık her on kiracıdan yedisi bu durum ile karşılaştığını iletiyor. Geçen sene resmi sınırdan daha fazla kira artış talebi ile karşılaşan kiracıların yaklaşık dörtte üçü bu talebi kabul etmek zorunda kaldıklarını belirtmişlerdi, bu sene ise bu durumda olan neredeyse her on kiracıdan dokuzu resmi sınırdan fazla olan artış talebini kabul etmek durumunda kalmış.

Üstelik tüm bunlar yaşanırken oturdukları semtten ve evden memnun olan kiracıların oranlarında da geçen seneye göre gerileme var. Her iki kiracıdan biri kirasının gelirinden daha hızlı şekilde arttığını paylaşıyor. Peki neden oturmaktan memnun olmadıkları bu evler için ödemekte zorlandıkları kiraları kabul ediyorlar? Çünkü neredeyse her on kiracıdan dokuzu bugün taşınmak durumunda kalsa oturduğu semtte ihtiyacına ve bütçesine göre başka bir ev bulamayacağı inancında. Daha da kötü bir durumda kalmamak için kabul ediyorlar. Ev sahibi tarafına baktığımızda ise onlar açısından da olumsuzluklar tespit ediyoruz. Geçen her on ev sahibinden altısı “son dönemde kiralar sürekli artarken evimde mevcut bir kiracının olması nedeni ile maddi kayba uğruyorum” ifadesine katılıyordu, bu yıl bu oran yükseldi, artık her on ev sahibinden yedisi bu şekilde düşünüyor. Bunun doğal sonucu olarak da ev sahipleri arasında kira gelirlerini piyasa ortalamasında tutabilmek için resmi sınırın üzerinde kira talep edenlerin oranı giderek yükseliyor. Geçen yıl her üç ev sahibinden biri resmi kira güncelleme oranından fazla bir artış talep ettiğini belirtmişti, bu sene ise oran yüzde 41’e yükselmiş durumda. Yüksek enflasyonun birçok nedeni ve sonucu var. Fiyatlama davranışındaki bozulma da hem neden hem de sonuç. Benzer bozulmanın başka alanlarda da olduğunu biliyoruz, ancak özellikle konut kiraları bu bozulmanın en net şekilde gözlemlenebildiği yerlerden biri. Kiracılar ve ev sahipleri bir kısır döngü içindeler, görünen o ki resmi güncelleme oranı tanımlamak sorunu ancak kısmen çözebiliyor, problemin ana gövdesi olduğu yerde durmaya devam ediyor” diye konuştu.

(Kaynak: BloombergHT.com )

25 Ağustos 2023 Cuma

Goldman Sachs, Türkiye’de ekonomi yönetiminin son dönemde duyurduğu düzenlemeler ve rekor faiz artışını da kapsayan gelişmeleri değerlendirdiği bir araştırma raporu yayımladı.

Goldman Sachs Türkiye’nin son dönemde yaptığı yeni düzenlemelerin sıkılaştırma politikaları üzerindeki etkisini ve TCMB’nin politika çerçevesini değerlendirdi.

Goldman tarafından yayımlanan araştırma raporunda Türkiye’de para politikası sıkılaştırmasının Mayıs ayında gerçekleşen seçimlerden bu yana istikrarsız bir seyir izlediği ancak bu hafta yayımlanan düzenleyici önlemlerin parasal sıkılaştırma çabalarını güçlendireceğini ve TCMB’nin stratejisi ile ilgili daha net bir çerçeve sunacağı belirtildi.

Merkez Bankası’nın 21 Ağustos’ta yayımladığı düzenlemelerle bankaların TL için rekabetçi mevduat faiz oranları sunmaları konusunda cesaretlendirildiği belirtilen raporda bunu takiben Çarşamba günü TCMB’nin bankalara sukuk satacağına ilişkin duyurunun likiditeyi anlamlı derecede sıkılaştıracak bir hamle olduğu kaydedildi.

Goldman bu durumun, TCMB’nin halihazırda ana borç verme olanağı olan Döviz swap penceresi kapsamındaki borç verme miktarını azaltacağını ve likiditeyi anlamlı düzeyde sıkılaştıracağı görüşünü ifade etti.

Banka alınan önlemlerin TCMB’nin para arzı üzerindeki kontrolünü de güçlendireceğini değerlendirdiğini ve duyurulan sukuk satışlarının bankanın yabancı para swaplarına olan bağlılığını azaltması beklendiğine vurgu yaptı.

Goldman Sachs, TCMB’nin enflasyonu düşürme çabalarının merkezinde faizlerin para talebini istikrara kavuşturacak seviyelere getirmesi gerektiğini vurgulayarak Merkez Bankası’nın finansal kurumları, faiz oranlarını güncellemeleri için teşvik etmesinin anlamlı bir adım olduğunu ifade etti.

Öte yandan böylesi bir adımın sürdürülebilir olmasının, bankaların varlık getirilerini net faiz marjlarını koruyacak kadar artırmalarına bağlı olduğu ancak bankaların mevduat faizlerini artırma konusunda isteksiz olabileceğinin altı çizildi.

Banka, TCMB’nin dönüşüm oranlarına uymamanın maliyetini artırdığını ancak bankaların sermaye tamponlarını korumak zorunda olduğuna dikkat çekti.

Raporda bankaların varlık tarafında kazandığı faizin artırılmasının, kredi faiz oranlarında kalan tavanların kaldırılmasını, TL likiditesinin sıkılaştırılmasını ve repo faizlerinin yükseltilmesini gerektireceği görüşüne yer verilerek beklentilerin oldukça üstünde gerçekleştirilen faiz artış hamlesinin bu yönde atılmış bir adım olduğu ifade edildi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

25 Ağustos 2023 Cuma

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kredi garanti sistemi kapsamında KOBİ başına kullanılabilecek azami kredi garanti limitlerini artıracaklarını belirterek, “Mevcut uygulamada, bir KOBİ bu sistemden en fazla 100 milyon liraya kadar kredi garantisi kullanabiliyordu, bu rakam 150 milyon lira olacak, büyük firmalarımız için 350 milyon liradan 500 milyon liraya çıkacak.” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KOBİ’lere ilişkin kredi garanti mekanizmasında yapılacak düzenlemeye yönelik değerlendirmede bulundu.

Mayıs ayında Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle KOBİ tanımında değişiklik yapıldığını anımsatan Şimşek, işletmelerin KOBİ sayılması için gerekli yıllık net satış hasılatları veya mali bilanço tutarları yeniden belirlendiğine dikkati çekti. Şimşek, bu tutarların, mikro işletmeler için azami 5 milyon liradan 10 milyon liraya, küçük işletmeler için azami 50 milyon liradan 100 milyon liraya, orta büyüklükteki işletmeler için azami 250 milyon liradan 500 milyon liraya çıkarıldığına işaret etti.

Şimşek, bu kapsamda Bakanlık olarak, Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Karar’da değişiklik yapılmasını planladıklarını belirterek, bu kapsamda Karar’da yer alan hükümler ile yönetmelikte yer alan hükümlerin uyumlulaştırılmasının amaçlandığını söyledi.

KOBİ’lerin ülke üretiminde ve istihdamında önemine işaret eden Şimşek, KOBİ tanımındaki limitlerin artırılmasıyla bu işletmelerin devlet desteklerinden daha fazla yararlanmasının önünü açtıklarını ve şimdi de benzer düzenlemeyi kredi garanti kurumlarına sağlanan garanti desteği için yapacaklarını belirtti.

Daha fazla KOBİ’ye kredi kolaylığı

Bakan Şimşek, KOBİ’lerin her alanda desteklenebileceği bir yapıyı oluşturduklarını ifade ederek, “Konuya ilişkin Karar’da yapacağımız değişiklikle, kredi garanti sistemi kapsamında KOBİ başına kullanılabilecek azami kredi garanti limitlerini artırıyoruz. Böylece, firmalarımızın finansmana erişim imkanlarını yükseltmiş olacağız. Mevcut uygulamada bir KOBİ bu sistemden en fazla 100 milyon liraya kadar kredi garantisi kullanabiliyordu, bu rakam 150 milyon lira olacak, büyük firmalar için 350 milyon liradan 500 milyon liraya çıkacak.” diye konuştu.

Şimşek, söz konusu Kararla, KOBi ve KOBİ dışı büyük firmaların daha yüksek miktarda kredi garanti imkanından yararlanabileceğini belirtti.

Karara ekleyecekleri geçici bir hükümle, KOBİ tanımı dışında olan ancak yeni yönetmelikle KOBİ tanımına dahil olan işletmelere, 31 Aralık 2023 tarihine kadar “KOBİ dışı işletmeler” için belirlenen kredi garanti limitlerinden yararlanabilme imkanı sağlanacağını da aktaran Şimşek, bundan sonra da KOBİ’ler ve diğer işletmelere yönelik finansman kanallarının daha etkili kullanılması için gerekli adımları atmaya devam edeceklerini de söyledi.

Şimşek, Twitter’dan yaptığı bir paylaşımda ise açıklamalarına atıf yaparak, “Kaynak kullanımında, yatırım, istihdam, üretim ve özellikle de ihracatı önceliklendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

24 Ağustos 2023 Perşembe

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek TCMB’nin şahin faiz kararı sonrası sosyal medya hesabından fiyat istikrarı konusunda kararlı olduklarını belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faizleri 750 baz puan artırması sonrasında sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu.

Bakan Şimşek karar sonrası, “Kararlıyız! Fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz…” ifadelerini kullandı.

Şimşek geçtiğimiz hafta Türkiye Bankalar Birliği’nin 66. Genel Kurulu’na katılmış ve kısa vadede önceliklerinin makro finansal isitikrarın kalıcı bir şekilde tesis edilmesi ve öngörülebilirliğin artırılması olduğunu belirtmişti.

#yataytekli#haber##center#

Bakan Şimşek, para, maliye ve kredi politikalarının bu hedefleri sağlayacak şekilde oluşturulduğunu ve finansal istikrarı güçlendirmek ve piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artırmak için para politikasına başlatılan sadeleşme ve sıkılaşma adımlarının devam edeceğinin altını çizmişti.

Mehmet Şimşek konuşmasında dezenflasyon süreci için bankacılık sektörünün programa uygun hareket etmesini beklediklerini ve özel bankaların tüketici kredilerini odaklandıkları dönemin geride kalması gerektiğini vurgulamıştı.

  • ŞİMŞEK: SADELEŞME VE SIKILAŞMA ADIMLARI SÜRECEK

(Kaynak: BloombergHT.com )