Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre 1 Eylül itibariyle mevduat ve ticari kredilerde faiz başa baş noktada görülürken ihtiyaç kredilerinde faizler yüzde 50’yi aştı. Kredi büyüme hızlarında da dipten yükselme eğilimi izlendi.
Türkiye Cumhuriyet Mertez Bankası (TCMB) verileri ticari kredilerde faiz artışlarında önemli bir artış olduğunu ortaya koydu.
1 Eylül itibariyle 1-3 ay vadeli ortalama mevduat fazi yüzde 37,6, ticari krediler yüzde 37,9 olarak izlenirken ihtiyaç kredilerindeki artış yüzde 50’yi aşarak yüzde 53 seviyesine geldi.
Bankacılık sektörünün kredi hacmi, geçen hafta 75 milyar lira artarak 10 trilyon 424 milyar 761 milyon liraya yükseldi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 1 Eylül itibariyle 75 milyar lira arttı. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 10 trilyon 349 milyar 698 milyon liradan 10 trilyon 424 milyar 761 milyon liraya yükseldi.
Bankacılık sektöründeki toplam mevduat da (bankalararası dahil) geçen hafta 42 milyar 535 milyon lira arttı. Söz konusu haftada yüzde 0,3 artan bankacılık sektörü toplam mevduatı, 12 trilyon 934 milyar 627 milyon lira oldu.
Kredi büyüme hızı dipten çıktı
BDDK verileri üzerinden yapılan hesaplamalara göre yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış büyüme kredilerin dip seviyesinden çıkışa işaret etti.
1 Eylül itibariyle büyüme tüketici kredilerinde yüzde 22,9 ve ticari kredilerde yüzde 6,5 olarak kaydedildi.
Tüketici kredileri tutarı 1 trilyon 438,5 milyar liraya yükseldi
Verilere göre, tüketici kredileri tutarı, 1 Eylül itibarıyla 4 milyar 351 milyon lira artışla 1 trilyon 438 milyar 525 milyon liraya yükseldi. Söz konusu kredilerin 447 milyar 669 milyon lirası konut, 87 milyar 447 milyon lirası taşıt ve 903 milyar 409 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.
Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 2 milyar 507 milyon lira artarak 1 trilyon 208 milyar 805 milyon liraya yükseldi. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 3,6 artışla 992 milyar 296 milyon liraya çıktı. Bireysel kredi kartı alacaklarının 419 milyar 545 milyon lirası taksitli, 502 milyar 752 milyon lirası taksitsiz oldu.
ABD’li yatırım bankası JPMorgan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) faiz beklentisini yükseltti. Kurum, Eylül ve Ekim’de toplam 1000 baz puanlık faiz artışı bekliyor.
JPMorgan’dan Fatih Akçelik paylaştığı raporda Orta Vadeli Program’da yer alan makro projeksiyonların gerçekçi olduğunu belirtti.
Raporda genişleyici mali politikaların enflasyonla mücadele için daha sıkı para politikası gerektireceği, bu nedenle yıl sonu için yüzde 35, 2024 için yüzde 45 olan politika faizinde yukarı yönlü riskler gördüklerini belirtti.
Daha önce Eylül ve Ekim’de 250’şer baz puan faiz artırımı bekleyen banka, her 2 toplantıda 500’er baz puanlık artış olacağı tahminini yaptı.
Açıklamada “Önden yüklemeli faiz artışı bekliyoruz. Beklenen mali gevşeme ve enflasyonda yukarı yönlü sürprizler nedeniyle önümüzdeki 2 toplantıda 250’şer yerine 500’er baz puanlık artış bekliyoruz” ifadesine yer verildi.
TCMB Ağustos toplantısında politika faizini sürpriz biçimde 750 baz puan artışla yüzde 25’e çıkarmıştı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, son dönemde geleneksel ekonomi politikalarına dönüşün daha güçlü bir kredi açısından olumlu değerlendirildiğinin sinyalini verdi.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mayıs ayındaki seçim zaferinden bu yana Türkiye’nin geleneksel ekonomi politikalarını yeniden benimsemesinin, bu şekilde kaldığı sürece daha güçlü bir kredi notu açısından yakında meyvelerini vermeye başlayabileceğinin sinyalini verdi.
Hükümetin sermaye piyasalarından borçlanmak için ne kadar ödeyeceğini belirleyen Ankara’nın kredi puanı, tekrarlanan alışılmışın dışında politikaların yol açtığı krizler nedeniyle yıllardır düşüş yaşıyor.
Seçimden bu yana politika yönündeki keskin değişiklik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ülkenin uzun vadeli enflasyon sorununu çözmek amacıyla faiz oranlarını önemli ölçüde artıran yeni bir maliye bakanı ve merkez bankası başkanı getirmesine neden olmuştu.
Moody’s Analisti Dietmar Hornung, Reuters’e konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Bu gidişat değişikliği açıkça kredi açısından olumlu. Ancak hala önemli belirsizlikler var” ifadelerini kullandı.
Moody’s, Türkiye’nin notunu “durağan” görünümle birlikte yatırım yapılamaz olan B3 olarak derecelendirdi. Kurumun resmi değerlendirmesini ay sonundan önce yapması beklenmiyor.
Öte yandan ülkeyi bir kademe daha düşük olarak derecelendiren ve görünümü negatif olarak belirleyen Fitch, Cuma günü notunu gözden geçirecek.
S&P ise değerlendirmesini ay sonunda gerçekleştirecek.
Hornung yaptığı açıklamada, “Seçimlerden bu yana gördüğümüz hamleler cesaret verici, ancak önümüzdeki duran zorluklar oldukça karmaşık” değerlendirmesinde bulunurken bu yıl yüzde 65’e yükselmesi beklenen enflasyonu soğutmanın ve diğer “birikmiş dengesizlikleri” ortadan kaldırmanın zor bir iş olduğunu belirtti.
“Nota ilişkin istikrarlı bir görünüm var ve ciddi bir aşağı yönlü risk görmüyoruz ancak değişikliklerin olumlu etkilerini görmek zaman alacak” diyen Hornung, olumlu bir görünüme geçiş ya da tam bir not artışının olası zamanlaması için ise, ”Bu bir kısa mesafe koşusu değil, bir maraton. Daha ortodoks bir politika geçmişine ve birikmiş dengesizliklerin azaltılmasına ihtiyacımız var” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın OVP ile ilgili olarak yerli ve yabancı basın mensuplarıyla yaptığı toplantıda fiyat istikrarına yönelik mesajlar öne çıktı. Toplantıda soruları yanıtlayan Bakan Şimşek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın OVP desteğinin tam olduğunu, bu konuda en ufak bir tereddüt bulunmadığını söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerek yürütülen dezenflasyon süreci, gerekse maliye politikalarına tam destek verdiğini belirtirken, “Bunu sadece hissetmiyoruz, görüyoruz. En ufak tereddüt yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Bloomberg’in de aralarında olduğu sekiz medya temsilcisiyle Ankara’da yeni OVP konusunda bir araya geldi. Toplantıya Ekonomi Koordinasyon Kurulu üyesi bakanlar ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan da katıldı.
Yeni OVP
Bloomberg’in haberine göre, Bakan Şimşek, yeni OVP’nin “gerçekçi bir çerçeveye sahip olduğunu” savunurken, “Dezenflasyon programına ilişkin olsun, maliye politikasına ilişkin olsun sayın Cumhurbaşkanımızın desteği tam. Bunu sadece hissetmiyoruz, görüyoruz, o konuda net mesaj vermek istiyorum. En ufak tereddüt yok.” sözleri dikkat çekti.
Yılmaz ise “Dünyanın en iyi programını da hazırlasanız arkasında siyasi irade yoksa kağıt üzerinde kalır. Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat ilan etmesi ve ‘destekliyoruz’ demesi bu planın en büyük gücü” ifadelerini kullandı. Yılmaz Meclis’in açılmasıyla birlikte yapısal reformlar konusunda sürecin hızlanacağını, Erdoğan’ın da gerekli idari kararları hayata geçireceğini vurguladı.
Enflasyonda ‘üst bandın üstü’
Bakan Şimşek de Türkiye’nin geçmişte hem hızlı büyüdüğünü hem de enflasyonu düşürdüğünü anımsatırken, “Her dönemin koşulları farklı olabilir, ama biz Türkiye’nin 2024 ikinci yarısından itibaren bu olumlu döngüyü çok güçlü yakalayabileceğine, küresel koşulların da buna elverişli olacağına inanıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, Enflasyon Raporunda öngördükleri enflasyon aralığında bir değişiklik olmadığını belirtirken, “fiyatlama davranışlarındaki bozulma ve maliyet yönlü baskıların etkisiyle” enflasyonun, rapor tahmin aralığının üst bandı olan yüzde 62’nin üstünde seyretme ihtimalinin arttığını, OVP’de de 2023 yıl sonu TÜFE tahmininin yüzde 65 olarak yer aldığını belirtti.
Denge reel faiz vurgusu
Toplantıda Erkan’a özellikle faiz konusunda bir dizi soru yöneltildi. Denge reel faizin nereye oturacağının zaman içerisinde görüleceğini anlatan Erkan, “Şu noktada faiz rakamları ortaya atmak doğru olmaz. Hep birlikte gözlemleyerek bakmak elzemdir.” dedi.
Erkan’ın bir diğer mesajı ise “Dezenflasyon birinci önceliğimizdir. TL’nin dönüşünü sakin, kademeli bir şekilde yapacağız. TL enstüramanlarını tasarruf aracı olarak belirlemek ona sahip çıkmaktır.” oldu.
Sıkı para politikası
Şimşek’e toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkı para politikası vurgusunun sadece faize yönelik mi olduğu, başka adımlar atılıp atılmayacağı sorusu da yöneltildi.
Şimşek’in soruya yanıtı, “Çok boyutlu olacak. Cari açığı artıran, enflasyonist baskıyı artıran, tüketim kalemlerinde yeniden dengelenmeye gideceğiz. Onun için bütün enstrümanları kullanacağız.” oldu.
Aynı soruya Erkan da, “Parasal sıkılaşma sürecine belirgin iyileşme sağlanana kadar devam edeceğiz” diye ekledi.
‘KKM’de öncelik rezervler’
Şimşek Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış süreciyle ilgili soruyu yanıtlarken de, “Bizim kafamızda tabii ki bir plan var ama bu konuları çok fazla gündem yapmak istemiyoruz. Çünkü önce rezervlerimizi güçlendireceğiz, sonra çıkış stratejisini uygulayacağız. Dolayısıyla bu aşamada konuyu çok fazla dillendirmek istemiyoruz” dedi.
Erkan ise “KKM’den çıkış yerine geçiş sürecini konuşmak daha uygun olur” derken, rezervlerdeki artışın kendileri için memnuniyet verici olduğunu vurguladı. Erkan, Döviz dönüşümlü KKM hesaplarının zaman içinde ağırlığının azalmasının ve sonra da devre dışı kalmasının gereklilik olduğunu da söyledi.
‘Kur lineer seyretmez’
Şimşek, toplantıda kendilerinin “hiçbir zaman bir kur hedefi olmadığının” altını çizdi. Buna karşın, dolar bazında kişi başı gelir hedefleri nedeniyle ortaya bir dolar tahmini konulması gerektiğini de belirten Şimşek, “Ama net şekilde söylemek istiyorum. Kurun lineer seyredeceğini varsayıyorsanız yanlış olur. Burada esas itibarıyla biz bir hedefe sahip değiliz. Dolayısıyla kur rejiminde herhangi bir değişiklik yok.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel de, Türkiye’deki enflasyon seviyesinin gelişmiş ülkelere göre daha yüksek seyrettiğini anımsattığı konuşmasında “Enflasyondaki katılığın bir süre daha devam edebileceğni öngörüyoruz. Bu kapsamda enflasyon seviyesindeki farkların dövize yansıyabileceğini değerlendirdik. Bu anlayışla piyasa rasyonalitesiyle TL’de değer kaybı yaşanması mümkün.” dedi.
‘Güçlü yatırımcı toplantıları’
Şimşek’in toplantıdaki ajandasında bir süredir devam ettirdiği yatırımcı toplantıları da vardı. Hindistan’da düzenlenecek G-20 toplantısı sonrasında Almanya’ya gideceğini ve orada ülkenin en büyük 50 şirketin yöneticileriyle bir araya geleceğini anlatan Şimşek, BM toplantıları sırasında New York’ta, ardından da Londra’da benzer toplantıların yapılacağını anlattı.
Şimşek süreçte Asya ve Ortadoğu’da da benzer girişimlerde bulunacaklarını söylerken, “Yani hemen hemen erişmedik, diyalog kurmadık bir yatırımcı düşünemiyorum. Kredi değerlendirme kuruluşlarından tutun her türlü portföy ve doğrudan yatırımcılarla diyaloğumuz güçlü ve buradan başladık” dedi.
Bütçe disiplini konusunda gereken adımların atıldığını, para politikasında aynı şekilde bir sürecin işlediğine değinen Şimşek, “Şimdi bunun tek ayağı kalıyor, dış kaynak… Onun çok güçlü olcağına inanıyorum.” diye ekledi.
‘DB’ye perspektif sunduk’
Dış kaynak değerlendirmesi sırasında Şimşek’e Bloomberg’in gündeme getirdiği Dünya Bankası’nın da bugün bu yöndeki planlamayı açıkladığı Türkiye fonunun 35 milyar dolara çıkartılması da soruldu. Şimşek, sürecin nasıl geliştiğini şöyle anlattı:
“Biz Merkez Bankası başkanımızla G-20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları toplantısında Dünya Bankası başkanıyla bir araya geldik. O dönemde programa ilişkin bir perspektif sunduk. Doğrusu onlar da bunu takdir eder ve programı destekleyici bir finansman sağlarlarsa memnun oluruz. Bu, OVP’ye güçlü bir desteği ifade edecek.”
DÜNYA BANKASI’NDAN TÜRKİYE’YE 18 MİLYAR DOLARLIK EK KAYNAK
Büyüme-enflasyon dengesi
Cevdet Yılmaz, üç sene içerisinde enflasyonun tek haneli oranlara düşmesi, buna karşılık büyümenin neredeyse aynı kalması öngörüsünün sorulması üzerine, Türkiye’nin son 20 yıllık ortalamasının yüzde 5,5 büyüme olduğunu ancak üç yıllık program sürecinde bunun yüzde 4,5 olarak öngörüldüğünü anımsattı.
“Büyüme enflasyona katkı verecek şekilde şekillendirilmiş durumda” diyen Yılmaz Türkiye’nin büyüme hedefini ihracat odaklı gerçekleştireceğini belirtti.
Yılmaz bu tür programların sapmalar gösterebileceklerini belirterken, “Planda şu anda görmediğimiz bir gelişme olumlu ya da olumsuz elbette gerçekleşmeleri etkileyecektir. Ama biz mevcut verilerle en gerçekçi tahminleri yaptığımıza inanıyoruz.” diye konuştu.
Mehmet Şimşek, ücret düzenlemelerinin bundan böyle “hedef enflasyona göre” yapılacağını belirtirken, “Ama çalışanlar hiçbir şekilde enflasyona ezdirilmeyecek” diye ekledi.
Dar kesimlinin alım gücünü artırmanın tek yolunun enflasyonu tek hanelere düşürmek olduğunun altını çizen Şimşek, “Zaten bu programın ana hedefi zamanla düşük tek haneye çekmek ve orada tutmaktır.” dedi.
Bütün kesimlerin ücretlerinin 2002’den bu yana reel olarak ciddi oranda arttığını anlatan Şimşek, bu yılın ikinci yarısında yapılan ücret artışlarının büyük kısmının seyyanen zamlardan oluştuğunu hatırlattı. Şimşek, öngörülen enflasyona göre artışların önümüzdeki yıl da ciddi oranda olacağını söyledi.
‘Cari fazla hedefi duruyor’
Cevdet Yılmaz, turizm ve ihraacattaki gelişmeler, altın ithalatına yönelik tedbirler gibi adımların da etkisiyle yıl sonunda -yüzde 4 seviyelerinde cari denge/GSYH oranı beklediklerini anlattı.
Yılmaz, “Dönem boyunca kademeli düşmesini ve yüzde 2’ler civarına gerilemesini bekliyoruz. İç tasarrufların da 1,6 puan artmasını öngörüyoruz. Bunun anlamı şu; Türkiye kendi içinde daha fazla tasarruf yapacak, yatırımlarını bunlarla yapacak, dışarıdan gelen tasarruflar da daha çok rezervimizi artıracak. ‘Cari fazlaya 3 yıl içinde dönmeyeceksiniz, vaz mı geçtiniz’, elbette vaz geçmedik. Önemli olan cari açığı kalkınma sürecimizde bir kısıt olmaktan çıkarmaktır.” diye konuştu.
Bakan Şimşek de kalıcı cari fazla için yapısal dönüşüm vurgusu yaparken, “Bu üç yılı da aşan bir süreç. Programın amacı yapısal dönüşümlerle cari fazlaya dönüştürme” dedi.
‘Tahakkuk oranları artacak’
Bakan Şimşek, yeni dönemde üzerinde durduğu en önemli konulardan birinin de vergide tahsilat/tahakkuk oranlarını artırmak olduğunu vurgularken, “Bugünkü oranları kabul etmeyeceğiz, yüzde 90’ın üzerine çekilmesi konusunda ne gerekiyorsa yapılacağını ortaya koyduk. Vergi denetimini de sürdüreceğiz, kayıtdışılığın yaygın olduğu alanlara yönelik elimizdeki tüm imkanları seferber edeceğiz.” değerlendirmelerini yaptı.
Şimşek OVP ile vergi reformlarının da takvimlendirildiğine işaret ederken, “Yıl sonundan önce bir noktaya getireceğiz ve önümüzdeki yılın başından itibaren de Meclis’e gönderilmesi mümkün olur” dedi.
‘Yeni BES modeli’
Şimşek bir soru üzerine işverenlerin de katkısının olduğu yeni bir bireysel emeklilik modeli öngördüklerini söylerken, “Amaç tasarrufları artırmak, kalış süresini ve fon tutarını artırmak. Bu önemli, çünkü bunu yapabilirsek bir taraftan bütçe disipliniyle kamu tasarruflarını artıracağz bir taraftan da çalışanlarımızı uzun vadede tasarrufa teşvik edeceğiz” diye konuştu.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2023/09/2337940_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2023-09-07 17:32:082023-09-07 17:32:44Şimşek: Erdoğan’ın OVP desteği tam, en ufak tereddüt yok
Kur korumalı mevduatların toplam büyüklüğü geçen hafta 20,3 milyar TL düşüş kaydetti. Böylelikle KKM’de düşüş serisi ikinci haftaya çıktı.
Kur korumalı mevduatlarda (KKM) geçen hafta yine geriledi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre KKM büyüklüğü geçen hafta 20,3 milyar TL düşüşle 3,35 trilyon TL olarak kaydedildi. Dolar cinsinden bakıldığında ise KKM büyüklüğü 125,6 milyar dolar oldu.
Önceki haftayla birlikte iki haftada KKM’de 60 milyar TL’ye varan düşüş yaşandı.
KKM’de düşüş sürerken, yetkililerin de KKM’den çıkışa işaret eden açıklamaları devam etti. Bu konuda son açıklama OVP sunumunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi.
KKM sisteminin görevini yerine getirdiğine ve kur istikrarını sağlamada önemli katkı sağladığına dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“Kur korumalı mevduatlarımızın, kur istikrarının pekiştiği bir zeminde, Türk lirası mevduatlara dönüşmesinin yolunu açacağız. Merkez Bankamız, yeni şartlara göre güncelleyeceğimiz Yatırım Taahhütlü Avans Kredisiyle para politikasının gerektirdiği duruşundan taviz vermeden yatırımlarımızı destekleyecektir. Program döneminde uzun süredir üzerinde çalıştığımız İstanbul Finans Merkezi projemiz de meyvelerini vermeye başlayacaktır. Finans ve finansla ilgili danışmanlık hizmetlerimizde hizmet ihracatımızı artıracak ve ülkemize döviz girdisi sağlayacağız.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2023/09/2337941_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2023-09-07 17:08:152023-09-07 17:29:35KKM yine geriledi
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez Türkiye ekonomisini istikrara kavuşturacak politikalara eşlik etmeye kararlı olduklarını belirterek önümüzdeki üç yıl için Dünya Bankası Yönetim Kurulu’na 18 milyar dolarlık yeni operasyonlar sunmayı öngördüklerini belirtti.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez Türkiye için önümüzdeki üç yıl içinde 18 milyar doları yeni operasyonlar için olmak üzere toplam 35 milyar dolarlık operasyonlar hazırlama ve sunmayı öngördüklerini açıkladı.
Lopez konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Ekonomiyi istikrara kavuşturacak politikaların uygulanmasında Türkiye’ye eşlik etmeye kararlıyız. Devam eden 17 milyar dolarlık programımıza ek olarak, üç yıl içinde Dünya Bankası Yönetim Kurulu’na 18 milyar dolarlık yeni operasyonlar hazırlamayı ve sunmayı öngörüyoruz.Bu miktar hükümete doğrudan kredi verilmesini ve özel sektöre destek verilmesini kapsamaktadır. Türk özel sektörüne yönelik destek, doğrudan yatırım, garantiler ve yaklaşık 5 milyar dolarlık ticari finansmanın harekete geçirilmesi yoluyla bunun üçte ikisi kadar olabilir.
Dolayısıyla, Banka Grubu İcra Direktörlerinin farklı operasyonları onaylamasına bağlı olarak, tüm finansman araçları dikkate alındığında bu, yaklaşık 35 milyar dolarlık geçici bir toplam mali paket anlamına gelmektedir. Bu paket, yönetimin makroekonomik istikrarı yeniden tesis etmek için gösterdiği güçlü kararlılığa ve daha da önemlisi attığı adımlara karşılık vermektedir. Ve bu paket, Dünya Bankası Grubu’nun özel sektör kolu aracılığıyla kaynakları harekete geçirme kabiliyetinden yararlanmaktadır.
Dünya Bankası programı açısından, halihazırda aktif olduğumuz öncelikli alanlara ve özellikle de bu yaz yaşanan rekor sıcaklıkların da gösterdiği üzere çok güncel bir sorun olan iklim değişikliğine katılımımızı sürdürmeyi öngörüyoruz.
TCMB’nin uyguladığı para politikasının sıkılaştırılması, Hazine ve Maliye Bakanlığının mali açığı azaltma tedbirlerinin doğru yönde atılan adımlar olduğuna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ülkedeki mevcut duruma yanıt olarak, ihracat sektörü gibi diğer bazı alanlardaki katılımlarını da derinleştirmeyi planladıklarını belirten Lopez, “IBRD ekibimiz halihazırda kısmi kredi garantisini araştırıyor, MIGA ticaret finansmanı için kısa vadeli garantiler olasılığını değerlendiriyor ve IFC, yatırım fırsatlarına bağlı olarak, ticaret ve tedarik zinciri garantilerinin yanı sıra uzun vadeli finansman yoluyla ihracat sektörünü desteklemek için müdahaleleri önemli ölçüde genişletmek istiyor” şeklinde konuştu.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2023/09/2337935_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2023-09-07 16:57:062023-09-07 16:59:16Dünya Bankası’ndan Türkiye’ye 18 milyar dolarlık ek kaynak
Eski ve yeni Fed yetkililerinden ileriye dönük para politikalarına ilişkin açıklamalar geldi.
Boston Fed Başkanı Susan Collins politika yapıcılar olarak ekonomik verileri değerlendirmeleri ve karar verirken sabırlı davranmaları gerektiğini vurgularken, eski St. Louis Fed Başkanı James Bullard üyelerin bu yıl için ilave bir faiz artışını daha bu ay sonunda yayımlanacak beklentilerine yansıtmaları gerektiğini söyledi.
Collins, “Politika döngümüzün bu aşaması, patikamızı korurken sabır ve bütünsel veri değerlendirmesi gerektiriyor. Politika faiz oranlarında zirveye yakın veya hatta zirvede olsak da, gelen verilere bağlı olarak daha fazla sıkılaştırma yapılması gerekebilir” ifadelerini kullandı.
Bullard da “risk yönetimi açısından” ilave bir faiz artışının “dot plot” olarak bilinen tahminler arasında tutulmasının “akıllıca” olacağı değerlendirmesini yaptı.
Öte yandan Chicago Fed’in iki ekonomisti tarafından hazırlanan ve kurumun internet sitesinde yayımlanan çalışmada Fed’in son 18 aydaki yüzde 5,25’lik faiz artırımının, enflasyonu ABD merkez bankasının yüzde 2 hedefine düşürmek ve resesyondan kaçınmak için yeterli olabileceği öngörüldü.
Stefania D’Amico ve Thomas King tarafından hazırlanan çalışmada, “Modelin öngörüsüne göre halihazırda yapılmış olan politika sıkılaştırması, enflasyonun 2024 ortasında Fed hedefine yaklaşması ve resesyonun önlenmesi için yeterli” denildi.
Almanya’da sanayi üretimi Temmuz ayında sermaye ve tüketim mallarının öncülüğünde bir önceki aya göre yüzde 0,8 düştü.
Almanya’da sanayi üretimi Temmuz ayında yeniden düşerek Avrupa’nın en büyük ekonomisindeki durgunluğa dikkat çeken yeni bir gösterge oldu.
Wiesbaden’deki istatistik ofisine göre sanayi üretimi, sermaye ve tüketim mallarının öncülüğünde bir önceki aya göre yüzde 0,8 düştü. Ülkedeki sanayi üretimi yıllık olarak ise 2,1 oranından geriledi.
Bloomberg’in ekonomistler ile gerçekleştirdiği anketteki medyan tahmin aylık olarak yüzde 0,4 oranında düşüşü öngörüyordu.
Öte yandan üretim endeksi Aralık ayından bu yana en düşük seviyesini gördü. Çarşamba günü Kiel Enstitüsü’ndeki analistler, Haziran ayına kadar geçen üç ayda durgunlukla birlikte kış resesyonundan zar zor çıkan üretimin bu çeyrekte yeniden düşeceğini öngördü.
Almanya’nın üretimindeki düşüş, Temmuz verilerinin fabrika siparişlerinin salgının zirve yaptığı 2020’den bu yana en sert düşüşünü göstermesinden bir gün sonra geldi.
Alman fabrikaları, Çin’den gelen zayıf talep, işgücü yetersizliği, yüksek faiz oranları ve geçen yılki enerji krizinin devam eden etkileri nedeniyle uzun süreli negatif etkilerle boğuşmak zorunda kalıyor.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2023/09/2337924_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2023-09-07 14:31:272023-09-07 14:33:04Almanya’da sanayi üretimi üçüncü ayda da düştü
ABD’de güçlü hizmet verileri sonrası Fed’den faiz artışı beklentileri artarken, JPMorgan Asset Management tüketim harcamaları konusunda uyardı. Bazı Fed üyeleri ilave bir faiz artışının gerekli olabileceğini belirtti.
Bloomberg Dolar Endeksi Çarşamba günü ABD’de açıklanan güçlü hizmet verilerinin Fed faiz artışı beklentilerini desteklemesi sonrası 6 ayın zirvesine çıkarken, Japon yeni 10 ayın en düşük seviyesini test etti, Çin yuanı da kayıplarını aralıksız 5. güne taşıdı.
Çin Merkez Bankası yuanı beklentilerden güçlü bir seviyede sabitledi. Avustralya, Çin ve Güney Kore’de hisse senedi endeksleri genel olarak konut sektörü hisseleri öncülüğünde düşüş kaydetti.
Japon Nikkei 225 de sabahki kazançlarını geri vererek düşüşe geçti. Çarşamba günü kayıpla kapanan Wall Street endeksleri bu sabah vadeli işlemlerde zayıf görünümü sürdürüyor. ABD verileri ile ABD tahvil getirilerinde yaşanan yükseliş de bu sabah hız kesti. Çarşamba günü 6 baz puan yükselen ABD 2 yıllık tahvil getirisi bu sabah yüzde 5’e indi.
Çin’de ihracat daralması hız kesti
Çin’de ihracatta yaşanan düşüş ağustos ayında hız keserken, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde en kötünün geride kalmış olabileceği yönündeki umutları destekledi.
Temmuz ayında yüzde 14,5 azalan dolar cinsinden ihracat, Ağustos ayında yüzde 8,8 ile yüzde 9’luk düşüş beklentisinin altında bir oranda geriledi. Aynı dönemde ithalat yüzde 7,3 düştü.
Bloomberg anketinde ithalatta yüzde 9 oranında düşüş öngörülmüştü. Dış ticaret dengesi ise 68,4 milyar dolar ile beklentinin altında kaldı.
Australia & New Zealand Banking Group Ltd Çin Başekonomisti Raymond Yeung, “Çin ticaret verilerinin iyileşmesi, büyüme istikrarının erken bir işareti” değerlendirmesinde bulundu. Diğer veriler de küresel talebin de toparlanmaya başladığını gösterdi ve önümüzdeki aylarda Çin’in ticareti için biraz umut sağladı. Dünya ticareti için kritik şekilde Güney Kore’den yapılan ihracat da ağustos ayında önceki aya göre daha ılımlı bir hızda düştü.
Küresel tahvil piyasaları Fed faiz kararı öncesi finansman sağlamak üzere ihraç süreçlerini başlattı.
Küresel tahvil piyasaları Fed faiz kararı öncesi yoğun özel sektör ihraçlarına sahne oldu. Salı günü en az 40 şirket yüksek notlu tahvil piyasasından finansman sağlamak üzere ihraç süreçlerini başlattı.
Bu ihraçların yaklaşık yarısı ABD’de gerçekleştirilirken ABD ihraçlarının büyüklüğü 36 milyar doları aştı. Euro Bölgesi’nde ihraç büyüklüğü ise 20,1 milyar doları buldu.
CreditSights Stratejisti Winnie Cisar, ABD tahvil getirilerini yukarı taşıyabilecek herhangi bir ekonomik veri öncesi şirketlerin önden yüklemeli tahvil ihraçlarına giriştiğini söyledi.
İhraçlara danışmanlık yapan bankacılar arasında yapılan bir ankete göre bu ay ABD’de 120 milyar dolar büyüklüğünde tahvil ihraç edilmesi bekleniyor. Beklenti, kritik ABD enflasyon verisi ve Fed faiz kararı öncesi bu ihraçların önümüzdeki birkaç güne tamamlanması yönünde.