01 Aralık 2022 Perşembe

Fed Yönetim Kurulu üyesi Lisa Cook, Fed’in yüksek enflasyonu düşürme çabalarında ayağını gazdan çekmesi zamanının yakında gelebileceğini söyledi.

Fed Yönetim Kurulu üyesi Lisa Cook, ABD merkez bankasının yüksek enflasyonu düşürme çabalarında ayağını gazdan çekmesi zamanının yakında gelebileceğini söyledi.

Ancak Cook, “Enflasyon çok yüksek olmaya devam ediyor ve bunun sonucu olarak Fed enflasyonu yüzde 2 hedefine getirmeye odaklanmayı sürdürmeli” ifadelerini de kullandı. Para politikasının etkilerinin belli gecikmeler ile görüldüğünün bilincinde olduğunu ifade eden Cook, Fed’in faiz artırımlarında durması gereken noktanın “belirsiz” olduğunu, ancak “daha küçük adımlar ile” faiz artırmanın ihtiyatlı olacağını vurguladı.

Cook, “Faiz artırımlarında nereye kadar gideceğimiz ve faizleri ne kadar süre sınırlayıcı tutacağımız enflasyonu aşağı getirmede gözlenen ilerlemeye bağlı olacak” diye konuştu.

(Kaynak: BloombergHT.com )

01 Aralık 2022 Perşembe

Asya-Pasifik piyasaları, Fed’in ileride daha küçük artışlara işaret etmesiyle yüksek işlem görüyor

Asya-Pasifik’teki piyasalar, Fed Başkanı Jerome Powell’ın Aralık ayında daha küçük faiz artışlarının başlayabileceğini doğrulamasıyla Wall Street’in rallisinin ardındaki iyimserliği sürdürerek yüksek işlem gördü.

Hong Kong’un Hang Seng endeksi yüzde 1,67, Hang Seng Tech endeksi yüzde 2,58 yükseldi. Anakara Çin’de, Şanghay Kompozit yüzde 1.86 artarken, Shenzhen Bileşeni %1,02 yükseldi.

Çin için Caixin/Markit İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi, beklentilerin üzerinde 49,4 olarak geldi ve art arda dördüncü aydır daralmaya işaret ediyor.

Nikkei 225 Japonya’da yüzde 1.11 yükselirken, Topix yüzde 0.2 yükseldi. Güney Kore’de Kospi yüzde 0,5 değer kazandı. Avustralya’da yüzde 0.92 yükseldi

ABD’de bir gecede majör endeksler, S&P’nin 3 günlük kayıp serisine son vermesi ve Powell’ın yorumlarının ardından Dow Jones’un 700 puan yükselmesiyle seansı yüksek kapattı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

30 Kasım 2022 Çarşamba

ABD Merkez Bankası Başkanı (Fed) Başkanı Jerome Powell, faiz artırımında yavaşlamanın Aralık ayında başlayabileceğini söyledi.

Fed Başkanı Powell, Washington’daki Brookings Enstitüsü’nde yaptığı konuşmada, faiz artış hızı ve ülkedeki enflasyon ortamını değerlendirdi.

Powell buradaki konuşmasında, “Enflasyonu kontrol edebilmek için faizi daha ne kadar artırmamız gerekeceği ve para politikasını ne kadar süre kısıtlayıcı şekilde tutacağımız, faiz artırım konusundaki yavaşlamaya ilişkin zamanlamadan çok daha önemli.” değerlendirmesinde bulundu.

“Enflasyonu düşürmeye yetecek kısıtlama düzeyine yaklaşırken, faiz artış hızımızı yumuşatmak mantıklı” diyen Powell, faiz artırımında yavaşlamanın Aralık ayında başlayabileceğini açıkladı.

Diğer taraftan, fiyat istikrarını iyileştirmek için önlerinde daha yol olduğunu belirten Powell, enflasyonun düştüğüne yönelik daha fazla kanıta ihtiyacı olduklarının altını çizdi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

30 Kasım 2022 Çarşamba

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 12 bölgesel şubesinden gelen analizlerle hazırlanan Bej Kitap raporunda, ABD şirketlerinin ekonomik görünüm konusunda daha karamsar olduğu belirtildi.

Fed, ABD ekonomisindeki mevcut duruma ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı “Bej Kitap” raporunun Kasım sayısını yayımladı.

Raporda, ABD ekonomik faaliyetlerinin Ekim ayının ortasından Kasım ayının sonlarına kadar “sabit olduğu ya da hafif arttığı” kaydedildi.

Yayımlanan raporda, enflasyonun ve işgücü kıtlığının devam ettiğine dair karışık sinyaller alındığı açıklandı.

Faiz oranının ve enflasyonun, ekonomik faaliyet üzerinde baskı oluşturmaya devam ettiği belirtilen Bej Kitap’ta, görünüme ilişkin olarak daha fazla “belirsizliğin veya karamsarlığın” olduğu ifade edildi.

İş gücü piyasalarının hala sıkı olarak tanımlandığına işaret edilen raporda, “Ücretler ılımlı bir hızda arttı, ancak birkaç bölgede ücret baskılarında en azından bir miktar gevşeme yaşandı. Görünümle ilgili görüşler, istikrarlı veya yavaşlayan istihdam artışına ve en azından daha mütevazı ücret artışına işaret etti.” ifadesi kullanıldı.

Fed ayrıca, Çin’in Kovid-19’a karşı uyguladığı sıfır vaka politikasının tedarik zincirine zarar verebileceğini belirtti.

(Kaynak: BloombergHT.com )

30 Kasım 2022 Çarşamba

ABD’de özel sektör istihdamı Kasım’da yaklaşık 2 yılın en düşük artışını kaydetti.

ABD’de Kasım ayında özel sektörde istihdam artışı sert biçimde yavaşladı. ADP Araştırma Enstitüsü’nün verilerine göre ülkede özel sektör istihdamı 127 bin arttı. Bu, Ocak 2021’den beri en yavaş artış oldu.

Bloomberg’in anketine katılan ekonomistlerin beklentisi 200 bin artıştı. İstihdam önceki ay 239 bin artmıştı.

ADP Kıdemli Ekonomisti Nela Richardson “Açıklanan veri, istihdam yaratılması ve ücret artışlarında Fed’in sıkılaşmasının etkisinin olduğunu gösteriyor. Daha az çalışan istifa ediyor ve pandemi sonrası toparlanma stabilize oluyor” değerlendirmesini yaptı.

Ülkede cuma günü açıklanacak tarım dışı istihdam verisinin 200 bin artması, işsizlik oranının değişmeyerek yüzde 3,7’de kalması bekleniyor.

ABD büyümesi yukarı yönlü revize edildi

Yine bugün açıklanan verilere göre ABD ekonomisinin 3. çeyrek büyüme rakamı yüzde 2,6’dan yüzde 2,9’a revize edildi.

Büyüme verisi tüketici harcamaları ve şirket yatırımlarındaki revizyonla yükseldi.

Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre 3. çeyrekte yıllıklandırılmış büyüme yüzde 2,9 oldu.


Gıda ve enerji hariç PCE fiyat endeksi de yıllıklandırılmış bazda yüzde 4,5’ten 4,6’ya revize edildi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

29 Kasım 2022 Salı

Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin “Faiz oranlarının daha yavaş bir patikada artırılması taraftarıyım” dedi.

Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin, Fed’in enflasyonu orta vadeli hedefine geri getirmek için mücadelesinde daha küçük faiz artırımlarına doğru yönelmesi taraftarı olduğunu söyledi.

Bloomberg TV’ye konuşan Barkin, “Daha yavaş bir faiz artırım patikasının destekleyicisiyim” ifadelerini kullanırken faiz oranlarının nereye kadar yükselmesi gerektiğine inandığı konusunda bilgi vermedi. Barkin, “Fed, fiyat baskılarını hafifletmek için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapacak” dedi.

Fed’in faiz artırımlarının çok yakın zamanda durmayacağını ortaya koyması gerektiğini belirten Barkin, politikanın gevşetilmesine yönelik herhangi bir tartışmanın enflasyonun kontrol altına alındığından emin olunması sonrasına bırakılması gerektiğini de vurguladı.

Barkin, faizlerin 2024’e kadar yüksek tutulmasını bekleyip beklemediği yönündeki bir soruya, “Bu, enflasyon tarafından ne göreceğimize bağlı” yanıtını verdi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

28 Kasım 2022 Pazartesi

Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde, enflasyonu orta vadeli hedef olan yüzde 2 seviyesine düşürme konusunda kararlı olduklarını, bunun için faizleri daha da artırmayı planladıklarını ifade etti.

Lagarde, Avrupa Parlamentosu (AP) Ekonomik ve Mali İşler Komitesi’nin “Parasal Diyalog” oturumunda konuştu.

AMB’nin son 1 yılda para politikasını normalleştirmeye yönelik hızlı ve kapsamlı bir süreç başlattığını belirten Lagarde, “Önce birkaç ay içinde net varlık alımlarını sonlandırdık. Ardından, politika faizlerimizi şimdiye kadarki en hızlı şekilde artırmaya başladık.” ifadesini kullandı.

Lagarde, Rusya-Ukrayna savaşının enerji güvenliğini tehdit ettiğini, tedarik zincirlerini kesintiye uğrattığını ve enflasyonu hedeflerinin çok üzerine yükselttiğini anlattı.

“Avrupa özellikle sert bir şekilde etkilendi”

Savaşın yansımalarının sadece Avrupa’da değil dünya çapında hissedildiğine işaret eden Christine Lagarde, bunun merkez bankalarının faiz oranlarını yükseltmesine ve finansman koşullarının dünya çapında hızla sıkılaşmasına yol açtığını söyledi. Lagarde, “Savaşa olan yakınlığımız ve enerji ithalatına olan bağımlılığımız göz önüne alındığında, Avrupa bundan özellikle sert bir şekilde etkilendi.” diye konuştu..

Ekim ayında enflasyonun Euro Bölgesi’nin kuruluşundan bu yana ilk defa çift haneye çıktığını bunun temel nedeninin de yüksek enerji maliyetleri olduğunu hatırlatan Lagarde, enerji krizi ve küresel darboğazların arzı kısıtlamasına rağmen salgın sonrası ekonominin yeniden açılmasının talebi artırarak çekirdek enflasyonu yükselttiğini ifade etti.

Lagarde, “Enflasyondaki bu yükseliş herkesi etkiliyor ama bazıları bunu diğerlerinden daha fazla hissediyor.” ifadesini kullandı.

Özellikle bütçelerinin daha büyük bir kısmını gıda, elektrik, gaz ve ısınma gibi temel ihtiyaçlara harcayan düşük gelirlilerin artan yaşam maliyetini karşılamakta zorlandığını belirten Lagarde, yüksek ve düşük gelirlilerin yaşadıkları enflasyon oranı arasında büyük bir fark olduğunu vurguladı.

“Büyüme hızla yavaşlıyor”

Lagarde, Euro Bölgesi ülkelerindeki enflasyon oranlarında da farklılık olduğunu, yaşanan farklı şokların reel ekonomik aktiviteyi olumsuz etkilediğini belirtti.

“Şimdi savaşın bir sonucu olarak büyüme hızla yavaşlıyor. Yüksek enflasyon, insanların gerçek gelirlerini düşürerek ve firmaların maliyetlerini yükselterek, harcamaları ve üretimi azaltıyor.” diyen Lagarde, yüksek belirsizlikler, sıkılaşan finansal koşullar ve zayıflayan küresel talebin, bu yılın geriye kalanında ve gelecek yılın başında büyümeyi baskılayacağını anlattı.

Lagarde, anketlerde vatandaşların 3’te 1’inin artan hayat pahalılığını AB’nin karşı karşıya olduğu en önemli sorun olarak gördüğünü anımsattı.

AMB’nin fiyat istikrarını sağlama görevini yerine getirmek için çalıştığına işaret eden Lagarde, temmuz ayından bu yana toplam olarak 200 baz puanlık artışla sonuçlanan 3 politika faiz artışının enflasyonu kontrol altına almak için yapıldığını, ayrıca uzun vadeli yeniden finansman operasyonlarında da değişiklikler gerçekleştirildiğini anımsattı.

Lagarde, “Aralık ayında, varlık alım programı portföyümüzdeki tahvillerin azaltılmasına yönelik temel ilkeleri de belirleyeceğiz.” dedi.

“Faiz artışlarının hissedilmesi biraz zaman alacak”

Enflasyonla mücadelede ana aracın faiz oranları olduğuna dikkati çeken Lagarde, faiz ayarlamaların ekonomide hissedilmesinin biraz zaman alacağını anlattı.

Lagarde, mevcut yüksek enflasyon ortamında, enflasyonist baskıları artırmamak için dikkatli maliye politikası izlenmesi gerektiğini, mali desteklerin hedefli, özel ve geçici olmasının önemine işaret etti.

Enflasyonu orta vadeli hedef olan yüzde 2 seviyesine düşürme konusunda kararlı olduklarını anlatan Lagarde, bunun için faizleri daha da artırmayı beklediklerini ifade etti.

Lagarde, AMB Yönetim Konseyi’nin yüksek belirsizlik ve karmaşık şoklar karşısında kararlarını verilere göre vereceğini belirterek, ne adımlar atacaklarını güncel ekonomik görünüm, şokların durumu, ücretler ve enflasyon beklentilerini içeren değerlendirmelere göre belirleyeceklerini sözlerine ekledi.

“Enflasyon daha da artacak”

AMB Başkanı Lagarde, Euro Bölgesi’nde enflasyonun daha da artmasını beklediğini vurguladı.

Euro Bölgesi enflasyonunun henüz zirveye ulaşmadığını anlatan Lagarde, enflasyonun beklenenden daha yüksek çıkma riski olduğunu belirtti.

Lagarde, AMB’deki ekonomistlerin enflasyon riskini yukarı yönlü nitelendirdiklerine dikkati çekerek, “Enflasyonda zirveye ulaştığımıza ve kısa sürede düşeceğine inanmamızı sağlayacak unsurlar görmüyoruz.” dedi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

28 Kasım 2022 Pazartesi

Avrupa Merkez Bankası üyesi ve İrlanda Merkez Bankası Başkanı Gabriel Makhlouf, “Eğer gelecek yıl daha fazla faiz artırımına ihtiyaç olur ise daha küçük artırımlar yapılacaktır” dedi.

Avrupa Merkez Bankası üyesi ve İrlanda Merkez Bankası Başkanı Gabriel Makhlouf, gelecek yıl daha fazla faiz artırımına ihtiyaç olması halinde AMB’nin büyük olasılıkla daha küçük oranlı faiz artırımlarına yöneleceğini söyledi.

Piyasalar AMB’nin 15 Aralık toplantısında faizin 50 veya 75 baz puan artıracağını fiyatlıyorlar.

Makhlouf geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada faiz artırımının büyüklüğü konusunda açık fikirli olduğunu ifade etmişti.

Dün Sunday Independent gazetesine verdiği demeçte de, “Gelecek yıl faiz oranlarının daha yukarı gitmesi olasılığı var, ancak faizleri daha küçük artırımlar ile yukarı gidecektir” diye konuştu.

Makhlouf demecinde, “Ne kadar fazla faiz artırımına ihtiyacımız olduğuna kadar vermek için Euro Bölgesi ekonomisinde ne olduğuna bakmamız gerekli.

Gelecek yılın ikinci yarısında enflasyonun düştüğünü göreceğimizi düşünüyorum” ifadelerini de kullandı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

27 Kasım 2022 Pazar

Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, son günlerde kamuoyunda ifade edildiği üzere, 1 TL’nin üretim değerinin 3 TL olduğu beyanının gerçek dışı olduğunu duyurdu.

Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, son günlerde tedavüldeki Türkiye Cumhuriyeti’nin madeni paralarıyla ilgili gerçeklikten uzak ve mesnetsiz birtakım iddialar ile kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesini önlemek amacıyla bir duyuru yapılmasının zaruri görüldüğü aktarıldı.

Darphane’nin, Türkiye’nin madeni para ihtiyacını arz ve talebi dengeleyecek şekilde sorunsuz ve kesintisiz olarak sürdürdüğü belirtilen açıklamada, Darphane tarafından üretilen madeni paraların, yüksek güvenlik alaşımı içeren metallerden oluştuğu bildirildi.

Açıklamada, madeni alaşımda kullanılan bakır, çinko ve nikel fiyatlarının küresel çapta yüksek bir dalgalanmaya maruz kaldığı, bu durumun dünyadaki tüm madeni paraların üretimi üzerinde olumsuz etki oluşturduğu ve piyasaların tekrar dengeye oturmasıyla madeni para üretim maliyeti ile nominal değerlerin tekrar dengelendiği kaydedildi.

Bu çerçevede, son günlerde kamuoyunda ifade edildiği üzere, 1 TL’nin üretim değerinin 3 TL olduğu beyanının kesinlikle yalan ve gerçek dışı olduğu belirtilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

“Bu tür asılsız beyanlar dikkate alınmamalıdır. Ayrıca, üretimi yapılan madeni paraların ne şekilde üretileceği ve nasıl üretileceği konuları 1264 Sayılı Kanun ile düzenleme altına alınmıştır. Ayrıca, madeni paralar, 32 Sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Tebliği ile de korunmaktadır. Bu paraların içindeki değişik türdeki metal alaşımları elde etmek için eritmeye kalkanlar, ciddi cezai şartlarla karşı karşıya kalacaklardır.”

(Kaynak: BloombergHT.com )

25 Kasım 2022 Cuma

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) TL’ye dönüşümde geride kalan bankaların maliyetlerini yükselten bir karar alırken, piyasa uzmanları bu kararın mevduat faizlerinde artışa yol açabileceğini belirtti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) liralaşma stratejisi çerçevesindeki hamlelerine devam ederken, son hamlenin mevduat faizleri üzerinde yukarı yönlü etkide bulunması bekleniyor.

TCMB’den bankalara gönderilen ve Bloomberg HT tarafından görülen belgeye göre TL mevduat/katılım payı oranı yüzde 50’nin düşük olan bankaların zorunlu karşılıklarına yüzde 8 komisyon uygulanacak. Yeni oranlar 23 Aralık hesaplama tarihinden itibaren geçerli olacak.

Yeni düzenleme bankacılık sektörü için ne anlama geliyor? Piyasanın ilk tepkileri ne yönde oldu? Bu uygulamanın devamının gelmesi bekleniyor mu?

Uzmanlar söz konusu düzenlemenin etkilerini Bloomberg HT’de değerlendirdi.

“Mevduatta faizler yukarı çıkabilir”

Komisyon düzenlemesinin ilk adımı Eylül ayında gelmişti ve oran yüzde 3 olarak belirlenmişti. Birçok banka gaza bastığı TL mevduatında sahaya ekstradan primler önererek payı artırmaya çalıştı. Bunun üzerine bankaların çoğu kendini komisyon gerektiren yüzde 50 seviyesinin üzerine atmayı başardı.
Yeni düzenleme ile çıta daha yüksek bir yere konmuş oldu.

TL payı yüzde 50 ile 60 arasında olan bankaların zorunlu karşılıklarından yüzde 3 komisyon alınacak. TL mevduat oranı yüzde 60’ın üzerinde olan bankalara ise herhangi bir komisyon uygulanmayacak.

TFG İstanbul Menkul Değerler Genel Müdürü Mete Yüksel, önümüzdeki dönemde TCMB, TL vadeli mevduata sınırlama getirmezse faizlerin daha da arttığı görülebilir yorumunu yaptı. Yüksel, şöyle konuştu:

“Ekstra komisyon sektördeki büyük bankaların son bir yıllık kârlarının yüzde 8’ine ve özsermayelerin yüzde 2’sine denk geliyor. Bu, bizim için değerleme tarafında anlamlı. Bunun olumsuz etkisi bankacılık sektörü üzerinde yüzde 2 seviyesindeyse, değerleme etkisinin de yüzde 2 olması beklenebilir. Bankalar ilk dönemde buradan bir darbe yiyebilir; fakat sonrasında sınır üzerine çıkıp bu etkileri azaltacaklardır”

“Bankaların kendini yeniden konumlandırmasına yol açacak”

Gedik Yatırım, Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan, “İlk etaptaki yüzde 50 sınırı bankalar tarafından büyük oranda aşıldıktan sonra TL mevduat faizlerinde yüzde 25-30 aralığını görmeye başladık. Bu, mudilerin paralarını TL mevduata taşımasındaki en etkili unsurlardan biri oldu. Önümüzdeki dönem de piyasaya Döviz likiditesi sağlama, TL’ye talebi artırma gibi bir sonuç doğuruyor olacak” dedi.

Bu uygulamaların piyasayı destekleyen ve dengeleyen unsurlar olduğunu söyleyen Doğan, yatırımcının TL’ye normal şartlarda da tercih edilebilir bir beklenti ve getirisi olduğu kanaatiyle yönelmesi ve fiyatların buna göre oluşmasının çok daha iyi bir uygulama olacağını belirtti.
“Biz, politika aracı olarak bu makroihtiyati tedbirleri, yan yolları kullanmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde anlaması zor veya kolay bu tarz uygulamaların gelmeyi sürdürdüğünü göreceğiz.”

“Bankacılıkta bundan sonra riskleri konuşacağız”

Bankalar faaliyetlerini devam ettirebilmek için, referans faiz oranlarını dikkate alamayacak ve daha yüksek faizli kredi sağlayacak. Bunun sonunda da stoklarında çokça düşük faizli bono bulunduruyor olacaklar.

“Şu ana kadar faizlerdeki hareketin banka finansalları tarafında olumlu etkilerini gördük ama artık faizlerde aşağı yönlü gidecek yer kalmadı”, diyen Üzeyir Doğan, olası bir şok veya yukarı yönlü harekette bankaların ciddi zarar edeceği vurguladı.

“Bankacılık sektörü için oldukça olumsuz bir haber”

Tacirler Yatırım Araştırma Yönetmeni Kadirhan Öztürk, net konuşmak zor olsa da sektörde olumsuz bir etki görmeyi beklediğini söyledi. Bankacılıkta çok ciddi bir geri çekilme beklemediğini belirten Öztürk, “Bankalara ilişkin soru işaretlerine bir yenisi eklendiği açık” yorumunda bulundu.

“Beklenmedik değil, devamı da gelebilir”

Finansal Danışman Serhan Gök, uygulamayı bankacılık sektörünü yönetmek, Türk lirasına ağırlık vermeye ve bankaları biraz zorlamaya yönelik atılan bir adım olarak değerlendirdi.

Gök, bankacılık sektörünün dinamiklerinin ve kârlılığının olumsuz etkileneceğini; fakat bu gelişmenin tek başına güncel satışları haklı çıkarmayacağını belirtti.

(Kaynak: BloombergHT.com )