19 Aralık 2022 Pazartesi

Saxo Bank Baş Yatırım Yetkilisi (CIO) Steen Jakobsen Fed’in önümüzdeki yıl faizleri düşürmeme taahhüdünün gerçekleşmesinin muhtemel olduğunu ancak ABD ekonomisinin bu durumu beklenenden daha iyi atlatacağını düşündüğünü söyledi.

Saxo Bank’ın Baş Yatırım Yetkilisine (CIO) göre, Fed muhtemelen gelecek yıl faiz oranlarını düşürmeme sözünü yerine getirecek ve ABD ekonomisi bu durumu beklenenden daha iyi atlatacak.

Steen Jakobsen verdiği bir röportajda, derin bir durgunluktan ziyade “ekonomide yer alan talep fazlasının azalmasını” beklediğini söyledi. Jakobsen terminal faiz oranının 2023 sonuna kadar yüzde 5,5-6’ya ulaşacağını öngördü.

Banka yetkilisi manşet enflasyonun gelecek yılın başlarında düşeceğini ancak uzun vadeli enflasyon oranının Kovid’den önceki döneme kıyasla 2 katı olacağını belirtti.

Banka CIO’su gelecek yıla girerken Meta, Netflix, Apple, Amazon ve Google’ın çatı şirketi Alphabet gibi şirketleri örnek göstererek S&P 500’ün yüzde 25’inin aşırı pahalı olduğunu ancak kalan yüzde 75’in ise ucuz kaldığının altını çizdi. Buna göre fırsat sunan ucuz hisse senetleri arasında enerji, emtia savunma harcamaları, lojistik ve siber güvenlik şirketleri yer alıyor.

Jakobsen son olarak Çin pazarına da değinerek ülkenin Kovid politikasını değiştirmesi ve ekonominin tam açılımını gerçekleştirmesi gerekliliğinin oldukça açık olduğunu kaydetti.

(Kaynak: BloombergHT.com )

19 Aralık 2022 Pazartesi

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, doğalgaza megavatsaat başına 180 euro tavan fiyat uygulanmasında anlaştı.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin enerji bakanları, Avrupa’daki enerji krizine karşı alınacak önlemleri ve ithal doğalgaza uygulanacak tavan fiyatı görüşmek üzere Brüksel’de biraraya geldi.

Toplantının ardından yapılan açıklamada, üye ülkelerin aşırı yüksek gaz fiyatlarını sınırlamak için geçici bir mekanizma üzerinde anlaştıkları belirtildi.

“AB ülkelerinin enerji bakanları, vatandaşları ve ekonomiyi aşırı yüksek gaz fiyatlarına karşı korumak için bir piyasa düzeltme mekanizması belirleyen düzenlemede siyasi anlaşmaya vardı” ifadesi kullanılan açıklamada, gaza tavan fiyatın enerji arz güvenliğini, finansal piyasaların istikrarını ve Avrupa’da dünya piyasa fiyatlarını yansıtmayan gaz fiyatındaki aşırı dalgalanmaları sınırlamayı amaçladığı kaydedildi.

Açıklamada, tavan fiyatın Avrupa’da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli sanal doğalgaz ticaret noktası TTF’de işlem gören vadeli gaz kontratının 3 iş günü boyunca 180 euroyu aşması ve aynı dönemde Avrupa’da sıvılaştırılmış doğalgazın (LNG) megavatsaat fiyatının küresel piyasaların 35 euro üzerine çıkması durumunda yürürlüğe gireceği belirtildi.

Risk durumunda askıya alınabilir

Mekanizmanın, 15 Şubat 2023 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğine işaret edilen açıklamada, AB Enerji Düzenleyicileri İşbirliği Ajansı’nın (ACER) piyasaları sürekli olarak izleyeceği ve ilgili bildirimleri yayımlayacağı ifade edildi.

Açıklamada, enerji arz güvenliği, finansal istikrar, gaz akışı veya gaz talebi alanında risklerin tespit edilmesi halinde mekanizmanın askıya alınabileceği bir sistem getirildiği belirtilerek, riskler veya piyasada rahatsızlık ortaya çıkması durumunda AB Komisyonunun mekanizmayı askıya alabileceği ifade edildi.

Tavan fiyat uygulamasının, özellikle gaz talebinin bir ayda yüzde 15 veya 2 ayda yüzde 10 artması, LNG ithalatının önemli ölçüde azalması veya TTF’de işlem gören gaz miktarının geçen yılın aynı dönemine göre önemli ölçüde düşmesi durumunda askıya alınacağına dikkat çekilen açıklamada, uygulamayı askıya alma kararının AB Resmi Gazetesinde yayımlandıktan bir gün sonra yürürlüğe gireceği ifade edildi.

Süreç nasıl gelişti?

AB Komisyonu, geçen ay piyasalardaki gaz fiyatlarına “tavan fiyat” olarak bilinen bir düzeltme mekanizması uygulanması teklifinde bulunmuştu.

Plan, Avrupa’da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli sanal doğalgaz ticaret noktası TTF’de işlem gören vadeli gaz kontratının iki hafta boyunca 275 euroyu aşması ve Avrupa’da sıvılaştırılmış doğalgazın (LNG) megavatsaat fiyatının küresel piyasaların 58 euro üzerine çıkması durumunda yürürlüğe girecekti.

AB Dönem Başkanı Çekya’nın üye ülkeler arasında uzlaşı sağlamak için hazırladığı son teklif, doğalgaz fiyatının megavatsaat başına 188 euroyu 3 gün boyunca aşması ve küresel LNG fiyatlarıyla farkın da 35 euro olması durumunda tavan fiyatın devreye girmesini içeriyordu.

Almanya, Hollanda, Avusturya, Danimarka ve Macaristan gibi ülkeler tavan fiyat uygulamasına mesafeli yaklaşıyor, bunun Avrupa’ya gaz tedarikini azaltmasından çekiniyordu.

Öte yandan, TTF’de işlem gören vadeli gaz kontrat fiyatı, Ağustos’ta megavatsaat başına 340 euroya kadar çıkarken bugün 106 eurodan işlem gördü.

(Kaynak: BloombergHT.com )

19 Aralık 2022 Pazartesi

Avrupa Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Luis de Guindos, enflasyon hedefe dönene kadar borçlanma maliyetlerindeki artışın devam edeceğini söyledi.

AMB Başkan Yardımcısı Luis de Guindos Euro Bölgesi’nde enflasyonun yüzde 2’lik hedefe ulaşana dek faiz artışlarının devam edeceğini ifade etti.

Madrid’deki bir etkinlikte konuşan Guindos 50 baz puanlık artışların devam edebileceğini söyledi ve bugüne dek alınan aksiyonların enflasyonda hedefe ulaşmak konusunda yeterli olmadığını belirtti.

AMB yetkililerinin geçen hafta önceki 2 aya kıyasla daha ufak montalı faiz artışı yapmış, enflasyonun hala çift hanede olması nedeniyle daha fazla faiz artışı olacağı mesajı verilmişti. Bankanın bu şahin tutumu ekonomistlerin faiz tahminlerini yukarı yönlü revize etmesine neden olmuştu.

Litvanya Merkez Bankası Başkanı Gediminas Simkus da Şubat ayında 50 baz puanlık faiz artışı beklediğini söyledi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

18 Aralık 2022 Pazar

Rusya’nın doğalgaz arzını kesmesi sonrası Avrupa’da yaşanan enerji sorunu depoların doldurulmasıyla şimdilik aşılmış gibi görünüyor. Ancak uzmanlar önümüzdeki yıl Çin başta olmak üzere Asya’dan talebin artacağını öngörerek yaşanacak rekabetin uzun yıllar sürecek bir enerji krizine yol açabileceğini belirtiyor.

Avrupa, Ukrayna savaşı kaynaklı yaşanan enerji kıtlığında yaklaşık 1 trilyon dolarlık enerji maliyetiyle sarsılırken son on yılların en büyüğü olma potansiyeline sahip krizin yeni başlıyor olabileceği değerlendiriliyor.

Avrupa bu kış sonrası Rusya’dan çok az ya da hiç doğalgaz tedarik etmeden gaz rezervlerini doldurmak zorunda kalacak ve bu durumun tanker taşımacılığında rekabeti yoğunlaştırması bekleniyor.

Bölge ülkeleri sıvılaştırılmış doğalgaz ithal etmek için daha fazla tesisi devreye alsa da ABD ve Katar gibi ülkelerin ek üretim kapasitesinden sağlanacağı hesaplanan doğalgazın 2026 yılına dek hazır olmayacağı ve dolayısıyla pazarın bu tarihe kadar sıkışık kalması bekleniyor. Bu durum yüksek enerji maliyetlerinde kaçış olmayacağına işaret ediyor.

Olağanüstü hal yıllarca sürebilir

Brüksel’deki düşünce kuruluşu Bruegel hükümetlerin sağladığı 700 milyar doların üstünde yardım sayesinde işletmelerin ve tüketicilerin zararın büyük kısmından kaçınmasını sağladığını ancak olağanüstü halin yıllarca sürebileceğinin altını çiziyor.

Ülkelerin faiz oranlarını artırması ve yavaşlayan ekonomilerin resesyon yaşanması muhtemel görünürken milyonlarca haneye ve işletmeye yapılacak yardımların uzun süre sürdürülmesi mümkün görünmüyor.

S-RM Danışmanlık Direktörü Martin Devenish konuyla ilgili, “Kurtarma paketleri, hibeler gibi tüm faktörleri topladığınızda gülünç derecede büyük bir para ortaya çıkıyor. Önümüzdeki yıl hükümetlerin bu krizi yönetmesi çok daha zor olacak” değerlendirmesinde bulundu.

AB ülkelerinin yarısı belirlenen borç limitlerini aşmış durumda

Avrupa’da hükümetlerin mali kapasiteleri hali hazırda zorlanmaya başladı. Avrupa Birliği’ne üye devletlerin yarısının borcu birliğin sınır limit olarak belirlediği Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 60 oranını aşmış durumda.

Bloomberg’in piyasa verilerini derleyerek ortaya çıkardığı 1 trilyon dolarlık miktar, tüketici ve işletmeler için enerji maliyetlerinin geldiği seviyeye dikkat çekerken bu rakamın bir kısmı sağlanan yardım programları ile dengelenmişti. Bruegel, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından bu ay yayımlanan bir raporda yer verilen talep ve fiyat artışıyla tahminleriyle benzer bir öngörüye sahip olduklarını belirtiyor.

Geçtiğimiz yaz rekor fiyatlara rağmen yaşanan depoları doldurma yarışı arz üzerindeki baskıyı şimdilik hafifletmiş görünse de dondurucu havalar bu kış Avrupa’nın enerji sistemine ilk gerçek sınavını yaşatacak. Alman enerji şebeke otoritesi geçtiğimiz hafta yeterli gaz tasarrufu yapılmadığı ve tüketim seviyeleri de dahil olmak üzere beş önemli göstergeden ikisinin kritik seviyeye ulaştığı uyarısında bulundu.

Tasarruf tedbirlerine rağmen 2023’te arzı açığı 27 milyar metreküp olabilir

Kısıtlı arz nedeniyle işletmeler ve tüketicilerden kullanımlarını azaltmaları istenirken Uluslararası Enerji Ajansı AB’nin bu yıl gaz talebini 50 milyar metreküp azaltmayı başardığını açıkladı. Öte yandan bölge Rus arzının sıfıra düştüğü ve Çin LNG ithalatının 2021 yılı seviyelerine döndüğü bir senaryoda 2023 yılı için hala 27 milyar metreküplük potansiyel bir açıkla karşı karşıya.

İsveç bankası SEB AB Emtia Başanalisti Bjarne Schieldrop, “Gaz arzı mutlak bir ihtiyaç ve Avrupa’da muhtemelen yaygın şekilde depolama çabalarına şahit olacağız. AB’de doğalgaz stoklarını doldurmak için yarış başladı” değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa Komisyonu olası bir arz krizini önlemek için minimum hedefler belirlemiş durumda. Buna göre 1 Şubat’a kadar ısınma sezonunun sonuna kadar rezervlerin tükenmesi ihtimalinden kaçınmak için depolama tesislerinin en az yüzde 45 doluluk seviyesinde olması öngörülüyor. Kışın ılıman geçmesi durumunda ise hedef yüzde 55 seviyesinin üzerinde kalmak olarak belirlendi.

Asya’da soğuk hava ve ekonomik toparlanma rekabeti kızıştıracak

Avrupa’ya LNG ithalatı rekor seviyelere ulaşırken Almanya’da yeni yüzen LNG terminalleri açılmaya başladı. Hükümet destekli satın almalar sevkiyatların yönünü Çin’den Avrupa’ya çevirmesine yardımcı olsa da Asya’da mevsimin daha soğuk geçmesi ve Pekin yönetimin Kovid kısıtlamalarını hafifletmesinin ardından yaşanacak potansiyel bir güçlü ekonomik toparlanmanın bunu daha da zorlaştıracağı değerlendiriliyor.

China National Offshore Oil’e bağlı Institute of Energy Economics’e göre Çin’in 2023 yılı için doğalgaz ithalatının bu yıla göre yüzde 7 daha yüksek olacağı hesaplanıyor. Kamu sahipli şirket gelecek yıl LNG tedarikini güvence altına alma çalışmalarına başlarken ek kapasite alımları için Avrupa ile doğrudan rekabete girmiş durumda. Bu yıl Çin’in gaz talebinde yaşanan tarihi düşüşü küresel arzın yaklaşık yüzde 5’ine karşılık geliyor.

Bununla birlikte Avrupa’nın tek sorunu Çin’den gelecek talep değil. Diğer Asya ülkeleri de daha fazla gaz tedarik etmeye hazırlanıyor. Bu yıl dünyanın en büyük LNG ithalatçı ülkesi olan Japonya, hükümetin alımları sübvanse etmesiyle birlikte stratejik bir rezerv oluşturmayı planlıyor.

Kamu desteği sürdürülebilir değil

Bu yıl Temmuz ayında 345 euro ile zirve yapan Avrupa vadeli gaz fiyatları sonrasında megavat-saat başına 135 euro civarına geriledi. Bloomberg Economics Avrupa Başekonomisti Jamie Rush’a göre fiyatların 210 euroya yükselmesi durumunda ithalat maliyetleri GSYİH’nın yüzde 5’ine ulaşabilir. Uzmanlar bu senaryonun daha önce öngörülen hafif resesyonu derin ekonomik gerilemeye dönüştürmeye ve hükümetlerin yardım programlarını kesmesine sebep olabileceğini belirtiyor.

Yüksek enerji maliyetleri özellikle otomotivden kimyasallara kadar çeşitli ürünleri ürütmek için uygun fiyatlı enerjiye bağımlı olan Almanya gibi ülkeler için ABD ve Çin ile rekabet gücü yaşaması anlamına geliyor.

Almanya’da düşük doğalgaz fiyatlarının mucidi olarak bilinen Massachusetts Amherst Üniversitesi Ekonomisti Isabella Weber önümüzdeki dönemle ilgili, “Enerji fiyatlarındaki sert artışın potansiyel olarak müthiş siyasi ve sosyal yansımaları olacağı ve Alman ekonomisinin omurgasında yaşatacağı şok göz önüne alındığında, Alman hükümetinin müdahale etmesi önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.

(Kaynak: BloombergHT.com )

18 Aralık 2022 Pazar

Avrupa Birliği, üye ülkelerin emisyonlarını daha fazla düşürmeyi hedefleyen karbon piyasası reformunda anlaştı. Buna göre AB emisyon ticaret sistemi kapsamındaki sektörlerde 2030 yılına kadar genel emisyon azaltma hedefini yüzde 43’ten yüzde 62’ye yükseltti.

Avrupa Birliği (AB) kurumları, iklim hedeflerinin yakalanması için Birliğin emisyonlarını daha fazla düşürecek karbon piyasası reformunda anlaştı.

AB Konseyi, üye ülkeler ile Avrupa Parlamentosu (AP) müzakerecileri arasında, Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndaki iklim hedeflerinin yakalanması için hazırlanan AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) revizyonunu içeren düzenleme paketi konusunda yapılan görüşmelerde uzlaşı sağlandığını açıkladı.

Açıklamada, AB emisyon ticaret sisteminin enerji yoğun endüstriler ve elektrik üretim sektöründeki emisyon tahsisatlarına ve emisyon ticaretine yönelik bir karbon piyasası olduğu, sistemin karbon emisyonlarını azaltmayı amaçladığı anımsatıldı.

ETS’nin 2005 yılında yürürlüğe girdiği hatırlatılan açıklamada, sistemle bugüne kadar AB ülkelerindeki emisyonların yüzde 41 düşürüldüğü ifade edildi.

Açıklamada, “Anlaşma, emisyonları daha fazla azaltmak için sistemi daha iddialı hale getiriyor” değerlendirmesinde bulunuldu.

Sosyal İklim Fonu kurulacak

AB’nin ETS kapsamındaki sektörlerde 2030 yılına kadar genel emisyon azaltma hedefinin yüzde 43’ten yüzde 62’ye yükseltildiğine dikkati çekilen açıklamada, bu hedefi yakalamak için AB’deki emisyon izin miktarlarının 2024’ten itibaren azaltılacağı belirtildi.

Açıklamada, sistem kapsamında endüstrilere yönelik ücretsiz izin tahsisatlarının da 2026’dan itibaren kademeli biçimde düşürüleceği, 2034’te ise tamamen kaldırılacağı kaydedildi.

Deniz taşımacılığı emisyonlarının da ETS kapsamına dahil edildiğine işaret edilen açıklamada, bu sektöre yükümlülüğün kademeli biçimde uygulanacağı belirtildi.

Açıklamada, binalar ve kara yolu taşımacılığı sektörüne yönelik farklı bir emisyon ticaret sistemi kurulacağı, bunun 2027’de yürürlüğe gireceği bildirildi.

Yoksul hanelerin ve küçük işletmelerin yeni sisteminin mali etkilerine karşı desteklenmesi için bir Sosyal İklim Fonu kurulacağına dikkati çekilen açıklamada, bu fonun AB bütçesinin bir parçası olacağı ve 65 milyar euroya kadar gelir tahsis edilebileceği kaydedildi.

Söz konusu paket, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın bir parçası olan ve emisyonları 2030’a kadar en az yüzde 55 azaltmayı hedefleyen “55’e Uyum-Fit for 55” paketindeki çeşitli düzenlemeleri içeriyor.

AB emisyon ticaret sistemi kapsamında Avrupa ülkelerindeki sanayi tesisleri ve enerji üreticileri belirlenen eşik değerlerin üzerinde karbon salımı gerçekleştirmeleri durumunda karbon sertifikalarına ihtiyaç duyuyor. Bu sertifikaların fiyatı talebe göre değişiklik gösteriyor. Söz konusu karbon sertifikaları üreticilere önemli maliyetler doğuruyor. Bu nedenle sanayi tesisleri karbon salımlarını azaltmaya yönelik çeşitli yatırımlar yapıyor ve tedbirler alıyor.

Paketin yürürlüğe girmesi için AB ülkeleri ve AP tarafından resmen onaylanması ve AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanması gerekiyor.

(Kaynak: BloombergHT.com )

16 Aralık 2022 Cuma

New York Fed Başkanı John Williams sıkı istihdam piyasası ve diğer bazı faktörlerin fiyat baskılarını artıracağı uyarısı yaparak bir süre daha faiz artırmak gerekeceğini söyledi.

Bloomberg International’a verdiği mülakatta New York Fed Başkanı Williams istihdam piyasasında talebin arzı aştığına dair net sinyaller olduğunu belirtti.

Williams enflasyonun gelecek yıl yüzde 3 – 3,5 aralığına gerileyeceğini öngörerek “Enflasyonu yüzde 2’ye nasıl döndüreceğimize odaklanmalıyız. Bu konuda gerekeni yapmamız gerekiyor. Faizler projeksiyonlardan daha yüksek seviyeye çıkabilir.” şeklinde konuştu.

Fed Çarşamba günü para politikasında sıkılaşma hızını yavaşlatarak 50 baz puanlık artışla politika faizini yüzde 4,25-4,5 aralığına yükseltmişti. Yeni projeksiyonlara göre, yetkililer faizin gelecek sene yüzde 5,1 olmasını, 2024’te yüzde 4,1’e gerilemesini bekliyor.

Fed Başkanı Jerome Powell toplantı sonrası yaptığı açıklamada daha fazla artış olacağı sinyalini vermişti.

Williams konuşmasında ABD ekonomisinde resesyon beklemediğini ifade etti.

(Kaynak: BloombergHT.com )

16 Aralık 2022 Cuma

ABD’de imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), Aralık’ta aylık 1,5 puan azalışla 46,2’ye inerek Mayıs 2020’den bu yana en düşük seviyeye geriledi.

S&P Global, ABD’nin Aralık ayına ilişkin imalat, hizmet ve bileşik PMI öncü verilerini açıkladı.

Buna göre, imalat sanayi PMI, Aralık’ta bir önceki aya kıyasla 1,5 puan azalarak 46,2 değerine düştü.

Piyasa beklentilerinin gerisinde kalan endeksin bu dönemde 47,7 değerini alması öngörülüyordu. İmalat sektöründe Mayıs 2020’den bu yana yaşanan en büyük daralmaya işaret eden endeks, kasımda 47,7 olmuştu.

ABD’de hizmet sektörü PMI da aralıkta geçen aya göre 1,8 puan azalarak 44,4’e indi.

Piyasa beklentilerinin aksine 4 ayın en düşük seviyesine gerileyen endeksin, 46,8 değerini alması tahmin ediliyordu. Hizmet sektöründeki daralmanın sürdüğünü gösteren endeks, kasımda da 46,2 olmuştu.

Ekonomik faaliyetteki daralma sürüyor

İmalat ve hizmet sektörlerini kapsayan bileşik PMI ise Aralıkta aylık bazda 1,8 puan azalışla 44,6’ya geriledi.

Hizmet sektöründe olduğu gibi 4 ayın en düşük seviyesine inerek ekonomik faaliyetteki daralmanın hızla devam ettiğine işaret eden bileşik PMI, kasımda 46,4 değerini almıştı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen S&P Global Başekonomisti Chris Williamson, 2022’nin bitimine yaklaşırken iş koşullarının kötüleştiğini belirtti.

Williamson, “Veriler, Fed’in faiz artırımlarının enflasyon üzerindeki istenen etkiyi yarattığını, ancak ekonomik maliyetin artmakta olduğunu ve sonuç olarak resesyon risklerinin tırmandığını gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.

PMI verilerinin 50 ve üzerinde değerler alması sektörde genişlemeye, 50’nin altında kalması ise daralmaya işaret ediyor.

(Kaynak: BloombergHT.com )

16 Aralık 2022 Cuma

Fitch, yayımladığı raporda makro ihtiyati önlemlerin Türk bankalarının görünümünde yol açtığı bozulmalara işaret ederek Türkiye’de finansal risklerin yüksek olduğunu vurguladı.

Fitch Ratings, son dönemde devreye sokulan makro ihtiyati önlemlerin bankaların operasyonel yükünü artırdığı değerlendirmesinde bulundu.

Kurumun yeni raporunda, “Bu, Türk bankalarının görünümündeki bozulmanın altını çiziyor ve bankacılık sistemine devlet müdahalesi olasılığını artırıyor. Bankaların kredi profilleri, hükümetin politika gündemini destekleyen makro ihtiyati düzenlemelere de duyarlı” denildi

Fitch enflasyonun çok yüksek olduğu, küresel faiz oranlarının yükseldiği ve Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi politikalar konusunda belirsizliklerin olduğu bir ortamda gevşek para politikası uygulanması nedeniyle Türkiye’de finansal risklerin yüksek olduğunu belirtti.

(Kaynak: BloombergHT.com )

16 Aralık 2022 Cuma,

Goldman Sachs’tan Morgan Stanley ve ING’ye kadar birçok banka, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) dünkü şahin açıklamaları sonrası enflasyonu dizginlemek için daha agresif hareket edeceği görüşünde.

AMB yüzde 2’lik hedefin oldukça üzerinde seyreden enflasyonu kontrol altına almak için daha agresif hareket edebilir. Goldman, Morgan Stanley ve ING ekonomistleri bu görüşü paylaştı.

Birçok kurum AMB yetkililerinin 2023’ün ilk 2 toplantısında 50’şer baz puanlık artış yapmasını bekliyor. Başkan Christine Lagarde’ın şahin söylemleri sonrası TS Lombard faiz artırımlarının gideceği nihai nokta için beklentisini yüzde 4’e çıkardı.

AMB enflasyonun 1,5 yılda ilk kez yavaşlamasıyla dünkü toplantıda faiz artış hızını yavaşlatarak 50 baz puanlık artış yapmıştı.

Kurumların görüşleri şöyle;

Goldman Sachs

Dünkü toplantı Şubat’ta 75 baz puanlık faiz artış görüşümüzü teyit eder nitelikte. Mart ayı için beklentimizi 25’ten 50 baz puana yükselttik, Mayıs tahminimiz 25 baz puan, terminal faiz beklentimizi ise değişmeyerek yüzde 3,25’te koruyoruz.

Morgan Stanley

AMB dün faiz artış hızını yavaşlattı. Şubat’ta da 50 baz puanla devam edebileceği sinyalini verdi. Mart 2023’te ek 50 baz puanlık artış bekliyoruz, Mayıs ayında ise 25 baz puanla devam edebilir.

Credit Suisse

Faizin 2023’ün ortasında yüzde 3,5 olmasını bekliyoruz. Önceki tahminimiz yüzde 3’tü. Şubat, Mart, Mayıs ve Haziran’da sırasıyla 50, 50, ve 25’er baz puanlık artış bekliyoruz

Societe Generale

2023’ün ilk yarısında bankanın artışlara devam etmesini, 2 kez 50’şer baz puanlık ardından 3. toplantıda 25’er baz puanlık artış bekliyoruz.

Çekirdek enflasyon hedefe ulaşmadan bankanın duraksamasını veya kısıtlayıcı politika duruşunu terk etmesini beklemiyoruz.

Rabobank

Şubat’ta 50 baz puanlık beklentimize yönelik yukarı yönlü riskler var, gelecek 2 toplantıda 25’er baz puanlık artış bekliyoruz.

TD

Şubat ve Mart aylarında 50 baz puan artış bekliyoruz, Mayıs’ta da bu miktarlı artış olabilir. Haziran’da 25 baz puanla son kez artış bekliyoruz.

ING

Gelecek yılın ilk çeyreğinde 100 baz puanlık artış bekliyoruz. İkici çeyrekte de 50 baz puanlık son bir artış ihtimali dışlanamaz.

ABN Amro

Şubat için tahminimizi 25 baz puandan 50 baz puana yükselttik. Mart beklentimizi 25 baz puan artış olarak koruyoruz.

TS Lombard

Mart ayında mevduat faizinin yüzde 3’e ulaşmasını bekliyoruz.

(Kaynak: BloombergHT.com )

16 Aralık 2022 Cuma

Firmaların 2022’den son 10 yılın en düşük borçlanmasını gerçekleştirmeye hazırlandığı ve finansman ihtiyacı olan şirketlerin 2023 yılında da bu ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacağı belirtiliyor. Bu durumun şirketlerin karar alma süreçlerini etkilemesi bekleniyor.

Şirketler 2022’de son 10 yılın en düşük borçlanmasını gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Bu düşüşün dalgalı piyasalar dolayısıyla yüksek risk notuna sahip şirketlerin piyasaya çıkamamasından kaynaklandığı belirtiliyor.

Bazı firmalar bu seviyede volatiliteye alışkın olmadığından, 2023’te de özel sektör borçlanma piyasasının hareketlenmesi beklenmiyor. Bu da yoğun finansman ihtiyacı olan şirketler için zorlu bir dönem olacağı anlamına geliyor. Küresel merkez bankalarının faiz artırımları ve kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimleri kaynaklı maliyet artışları da borçlanma piyasasını zorlayan diğer faktörler olarak öne çıkıyor.

The Association of Corporate Treasurers’ın yardımcı direktörü Sarah Boyce, “Pek çoğu, ekonomik görünüm netleşene kadar kararsız kalacak ve harcamaları bir süre erteleyecek. Borçlanma maliyetlerinin artması gelecekteki tüm karar süreçlerine dahil edilecek” dedi.

Bazı Avrupalı firmalar 1 yıl sonra bile tahvil piyasasına dönemedi

ABD’li bir yatırım bankacısına göre, güvendeki dönüş o kadar sert gerçekleşti ki, bazı Avrupalı firmalar neredeyse bir yıl geçmesine ragmen borçlanma pencerelerini kaçırmaları nedeniyle hala tahvil piyasasına dönemedi.

Öte yandan Barclays, borçlulara mümkün olduğu kadar zaman tanımaya hazır olunmasını tavsiye ediyor. Bankanın Sermaye Piyasaları EMEA eş başkanı Pete Mason, “Fiyatlandırma kısmı da dahil olmak üzere, olabildiğince esnek davranmak gerekiyor” dedi.

Londra’daki Federated Hermes’in kıdemli kredi portföy yöneticisi Vincent Benguigui, “Piyasayı vuran her büyük anlaşmayı satın alma günleri sona erdi. Portföyümüzü koruyoruz, kredi varlıklarımızı gözden geçiriyoruz ve portföyümüzün dayanıklılığını kontrol ediyoruz” dedi.

Kurumsal menkul kıymet satışı 2 trilyon dolara geriledi

Yüksek borçlanma maliyetleri ve Ukrayna’daki savaşın talebi azaltmasıyla birlikte, menkul kıymetlerin kurumsal satışları bu yıl küresel bazda 2 trilyon dolara geriledi. Bu, 2011 ve Euro Bölgesi’nde borç krizi döneminden bu yana görülmüş en düşük seviye.

Anlaşma sağlamayı başaran şirketlerden biri, Cirsa Gaming oldu. Firmanın bir sözcüsü, “Piyasalar son aylarda gerçekten oynaktı ve birkaç gün içinde fiyatlarda önemli değişiklikler gördük. Borç yükümlülükleri olanlar süreç birkaç gün sürecek olsa bile işlemlere başlanılan gün geçerli olan fiyatlar üzerinden işlem yapacaklarını varsayma lüksüne sahip değiller” ifadelerini kullandı.

İspanyol oyun şirketi, gelecek yılın sonlarında vadesi gelen tahvillerinin çoğunu yeniden finanse etmek için Ekim ayında başlangıçta öngörülende 75 milyon euro üstünde bir performansla 425 milyon Euro topladı. Yeni tahvil, yerini aldığı 2018’de satılan tahvilden yüzde dört puan daha fazla getiri sağlıyor.

75 trilyon dolar değerinde 140 fon toplama işlemi gerçekleştirildi

Diğer firmalar daha az şanslı bir dönem geçirdi. Bloomberg tarafından derlenen verilere göre, bu yıl tahvil, kredi ve varlık destekli menkul kıymetlerin de dahil olduğu 75 trilyon dolar değerinde yaklaşık 140 fon toplama işlemi çekildi.

Commerzbank AG’nin kurumsal kredi araştırma başkanı Marco Stoeckle, Avrupa ve ABD’nin resesyonla karşı karşıya olduğundan, Avrupa ihraçlarının gelecek yıl düşmesini bekliyor.

Boyce, “Piyasa koşulları 2008’den öncekine benzer duruma dönüyor. O dönemden beri piyasada olan CFO ve Hazineciler bunu görüyor ve yapmaları gereken ekstra işlerin farkında” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: BloombergHT.com )