Amerikan bankalarının başekonomistlerine göre Fed faiz artışında sona geldi ve gelecek sene faiz indirmeye başlayacak.
Amerikan Bankalar Birliği ABA’in Ekonomik Danışma Komitesi’nin yaptığı araştırmaya göre büyük bankaların başekonomistleri önümüzdeki çeyreklerde bir resesyon beklemese de büyüme oranlarında önemli ölçüde yavaşlama bekliyor.
Fed’in sıkılaştırılmasının etkisinin görülmesiyle birlikte ekonomistler ABD’de yıllıklandırılmış büyümenin önümüzdeki üç çeyrekte yüzde 1’in altında seyretmesini bekliyor.
14 üyeli komitenin başkanlığını yapan State Street Global Advisors Başekonomisti Simona Mocuta “Enflasyonda katedilen yol düşünüldüğünde komite üyelerinin çoğunluğu Fed’in sıkılaştırma döngüsünü doğal akışında bitirdiğini düşünüyor” ifadelerini kullandı.
20 Eylül’de faiz kararını açıklayacak olan Fed’den faizleri sabit tutması bekleniyor. Faiz kararı öncesi kritik ağustos TÜFE verisi ise 13 Eylül’de açıklanacak.
ABA komitesi içinde JPMorgan, Morgan Stanley ve Wells Fargo gibi büyük bankaların başekonomistleri bulunuyor.
Japonya Maliye Bakanı Shunichi Suzuki, BOJ’un para politikasını uygun bir şekilde yürütmesini ve “ekonomi, fiyatlar ve finansal koşulları” dikkate alarak enflasyon hedefine ulaşmak için hükümetle birlikte çalışmasını beklediğini söyledi.
Japonya Maliye Bakanı Shunichi Suzuki Salı günü yaptığı açıklamada, Japonya Merkez Bankası’nın para politikasını uygun şekilde yürütmesini ve “ekonomiyi, fiyatları ve finansal koşulları” dikkate alarak enflasyon hedefine ulaşmak için hükümetle birlikte çalışmasını beklediğini söyledi.
Basın toplantısında konuşan Suzuki, BOJ Başkanı Kazuo Ueda’nın hafta sonu bir medya röportajında negatif faiz oranlarından ve aşırı gevşek para politikasından kademeli olarak uzaklaşılacağına işaret eden sözleri hakkında yorum yapmaktan kaçındı.
Suzuki, “Belirli bir para politikası uygulamasına BOJ’un karar vermesi gerekiyor” dedi. Suzuki “BoJ’un fiyat istikrarı hedefine istikrarlı ve sürdürülebilir bir şekilde ulaşmak için hükümetle yakın temas halinde olmaya devam etmesini ve ekonomiyi, fiyatları ve finansal koşulları dikkate alarak para politikasını uygun şekilde yürütmesini bekliyorum” dedi.
Japonya’nın uzun vadeli faiz oranları, Ueda’nın Yomiuri Shimbun ile yaptığı röportajda yaptığı açıklamaların ardından BOJ’un negatif faiz politikasından uzaklaşabileceği beklentisiyle Pazartesi günü dokuz yıl sekiz ayın en yüksek seviyesine yükseldi.
Çarşamba günkü kritik ABD enflasyon verisi öncesi tahvillerde satış dalgası görülüyor.
Pazartesi günü Asya işlemlerinde ABD devlet tahvilleri tüm önemli vadelerde gerilerken politika faizine hassas iki yıllık tahvilin getirisi yüzde 5’i aştı. 10 yıllık getiri ise üç baz puan yükselerek yüzde 4,29’a ulaştı.
ABD’de güçlü ekonomik görünüm ve Fed’in yüksek faiz seviyelerini uzun bir süre koruyacağı beklentileri tahvil getirilerini yukarı taşıyor. JPMorgan bu yıl sonu 10 yıllık tahvil getirisi beklentisini yüzde 3,85’ten yüzde 4,20’ye yükseltti.
Dolar rallisine hafta başında ara veriliyor. Geçtiğimiz hafta yüzde1 yükselen Bloomberg Dolar Endeksi, Japon yenindeki kuvvetlenmenin de etkisiyle yüzde 0,4 geriliyor. Çin Merkez Bankası’nın 7,21 seviyesindeki dolar/yuan referans kuru yuana destek oluyor. Offshore yuan dolara karşı yüzde 0,4 değer kazanıyor.
Asya’da Japon bankacılık hisselerindeki yükselişi cuma günü fırtına sebebiyle kapanan Hong Kong Hang Seng’deki düşüş dengeliyor. MSCI Asya Pasifik yatay seyrederken Hang Seng yüzde 1’in üzerinde değer kaybediyor. Amerikan hisse vadelileri ise hafif yükselişte. Nasdaq 100 vadelileri yüzde 0,2 artıda işlem görüyor.
Brent petrol aktif kontratı varil fiyatı yüzde 0,2 gerilese de 90 doların üzerinde kalmayı sürdürüyor.
Bugün Türkiye’de 10:00’da üç veri birden açıklanacak;
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 10:00’da temmuz cari denge verisini açıklayacak. Bloomberg anketinde 4,50 milyar dolar cari açık bekleniyor.
Türkiye İstatistik Kurumu aynı saatte temmuz ayına ilişkin sanayi üretim ve işsizlik verilerini açıklayacak.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 12:00’de NTV canlı yayınına katılacak.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, enflasyonda istikrarlı bir yavaşlama ve iş arayanlarda artış olduğunu gösteren veriler sonrası, ABD’nin istihdam piyasasına büyük zarar vermeden enflasyonu kontrol altına alabileceğinden giderek daha fazla emin olduğunu söyledi.
Hazine Bakanı Janet Yellen, ABD’nin istihdam piyasasına büyük bir zarar vermeden enflasyonu kontrol altına alabileceğine giderek daha fazla güvendiğini belirterek, enflasyonda istikrarlı bir yavaşlama ve yeni iş arayanların akın ettiğini gösteren verileri memnuniyetle karşıladı.
Yellen, Pazar günü ABD’nin tüketici fiyat artışlarını dizginlerken resesyondan kaçınacağına dair daha önceki umutları sorulduğunda “Bu tahmin konusunda kendimi çok iyi hissediyorum. Sanırım tam olarak buna benzeyen bir yolda olduğumuzu söylemek zorundasınız” dedi.
Yeni Delhi’deki G20 zirvesinden dönerken uçakta yaptığı bir röportajda konuşan Yellen, Çin’in gelişmekte olan başlıca ülkelerden oluşan ayrı BRICS grubunun etkisini arttırma çabalarından kaynaklanan herhangi bir riski de küçümseyen Yellen, “G-20 küresel işbirliği için önde gelen forum olmaya devam ediyor” dedi.
Yellen, “Enflasyona dair her türlü ölçüm düşüş yolunda” dedi. Yellen ayrıca, ABD’de işsizlik oranının bu yılın başlarında yarım yüzyıldan fazla bir sürenin en düşük seviyelerine ulaştıktan sonra Ağustos ayında artmasına rağmen, bu sıçramanın büyük bir işten çıkarma dalgasından kaynaklanmadığının altını çizdi.
Yellen, Çin’deki politika yapıcıların ekonomiyi desteklemek için gerektiğinde adım atabilecekleri görüşünü yinelerken, “Kullanmanın gerekli olduğuna karar verirlerse oldukça geniş bir politika alanına sahip olduklarını düşünüyorum. Bana göre para politikasında nispeten küçük ayarlamalar yaptılar” dedi.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Bölgesel Başekonomisti Roger Kelly, Türkiye’nin Ortodoks para politikalarına geçiş vaadi ve bu vaadin; art arda önemli faiz artırımları, likidite ve kredinin sıkılaştırılması yoluyla yerine getirilmesinin yatırımcıların onayını aldığını belirtti.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Bölgesel Başekonomisti Roger Roger Kelly, Türkiye’nin politikalarıyla ilgili yaptığı açıklamada, ülkenin son dönemde genel kabul gören istikrar sağlayıcı normalleşme (Ortodoks) adımlarının, ekonomi üzerindeki olumlu sonuçlarının görülmeye başlandığını ifade etti.
Kelly, “Türkiye’nin Ortodoks para politikalarına geçiş vaadi ve bu vaadin; art arda önemli faiz artırımları, likidite ve kredinin sıkılaştırılması yoluyla yerine getirilmesi yatırımcıların onayını almıştır. Bu onay (Türkiye’ye olan); sermaye girişindeki artış, kredi risk primi (CDS) ve devlet tahvili getirilerindeki düşüş ile ortaya konulmuştur.” dedi.
“Yeni yaklaşım sürdürülürse Merkez Bankası’nın kredibilitesi artacak”
Türk ekonomisinde mevcut politika istikametinin sürdürülmesinin ilerleyen dönemde pek çok alana pozitif sonuçları olacağını ifade eden Kelly, şunları kaydetti:
“Eğer bu yeni yaklaşım sürdürülürse Merkez Bankası’nın kredibilitesi artacak, enflasyon beklentileri daha fazla sabitlenecektir. Bu gelişmeler, orta vadede enflasyonun düşürülmesine yardımcı olacak ve Merkez Bankası’nın rezervlerinin yeniden artırılmasını sağlayacaktır ki bu zaten halihazırda gerçekleşmeye başlamış bir şey.”
“Türkiye’nin büyüme tahmini artırılacak”
Roger Kelly, Türk ekonomisinin bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3,8 ile tahminlerin oldukça üzerinde bir büyüme kaydettiğini hatırlatarak, bu ayın sonunda yayımlanacak Bölgesel Ekonomik Görünüm Raporu kapsamında Türkiye’nin büyüme tahmininin artırılacağını söyledi.
Kelly, “Mayıs ayında yayınlanan son tahminimiz, Türkiye’nin yüzde 2,5 oranında büyümesi yönündeydi. Bu tahmini yaklaşık 1 puan yükselteceğimizi tahmin ediyorum.” dedi.
“Türkiye’nin mali durumu güçlü”
EBRD Bölgesel Başekonomisti Kelly, son dönemde TL’de değer kayıpları yaşanmış olmasına karşın Türk bankalarının, sermaye seviyeleri ve varlık kaliteleriyle iyi bir görünüm sergilediğini ifade etti.
Türkiye’nin mali görünümüne ilişkin değerlendirmede bulunan Kelly, “20 yıl önce finans sektöründe yapılan reformlar; zaman testine karşı dayanmış, sağlam bir bankacılık sektörünün ortaya çıkmasını sağlamıştır. Emsallerine kıyasla düşük kamu borcu seviyesi olan Türkiye’nin mali durumu güçlüdür” dedi.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2023/09/2338016_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2023-09-08 13:56:302023-09-08 13:57:03EBRD: Türk ekonomisinde atılan adımlar yatırımcıların onayını aldı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre 1 Eylül itibariyle mevduat ve ticari kredilerde faiz başa baş noktada görülürken ihtiyaç kredilerinde faizler yüzde 50’yi aştı. Kredi büyüme hızlarında da dipten yükselme eğilimi izlendi.
Türkiye Cumhuriyet Mertez Bankası (TCMB) verileri ticari kredilerde faiz artışlarında önemli bir artış olduğunu ortaya koydu.
1 Eylül itibariyle 1-3 ay vadeli ortalama mevduat fazi yüzde 37,6, ticari krediler yüzde 37,9 olarak izlenirken ihtiyaç kredilerindeki artış yüzde 50’yi aşarak yüzde 53 seviyesine geldi.
Bankacılık sektörünün kredi hacmi, geçen hafta 75 milyar lira artarak 10 trilyon 424 milyar 761 milyon liraya yükseldi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 1 Eylül itibariyle 75 milyar lira arttı. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 10 trilyon 349 milyar 698 milyon liradan 10 trilyon 424 milyar 761 milyon liraya yükseldi.
Bankacılık sektöründeki toplam mevduat da (bankalararası dahil) geçen hafta 42 milyar 535 milyon lira arttı. Söz konusu haftada yüzde 0,3 artan bankacılık sektörü toplam mevduatı, 12 trilyon 934 milyar 627 milyon lira oldu.
Kredi büyüme hızı dipten çıktı
BDDK verileri üzerinden yapılan hesaplamalara göre yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış büyüme kredilerin dip seviyesinden çıkışa işaret etti.
1 Eylül itibariyle büyüme tüketici kredilerinde yüzde 22,9 ve ticari kredilerde yüzde 6,5 olarak kaydedildi.
Tüketici kredileri tutarı 1 trilyon 438,5 milyar liraya yükseldi
Verilere göre, tüketici kredileri tutarı, 1 Eylül itibarıyla 4 milyar 351 milyon lira artışla 1 trilyon 438 milyar 525 milyon liraya yükseldi. Söz konusu kredilerin 447 milyar 669 milyon lirası konut, 87 milyar 447 milyon lirası taşıt ve 903 milyar 409 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.
Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 2 milyar 507 milyon lira artarak 1 trilyon 208 milyar 805 milyon liraya yükseldi. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 3,6 artışla 992 milyar 296 milyon liraya çıktı. Bireysel kredi kartı alacaklarının 419 milyar 545 milyon lirası taksitli, 502 milyar 752 milyon lirası taksitsiz oldu.
ABD’li yatırım bankası JPMorgan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) faiz beklentisini yükseltti. Kurum, Eylül ve Ekim’de toplam 1000 baz puanlık faiz artışı bekliyor.
JPMorgan’dan Fatih Akçelik paylaştığı raporda Orta Vadeli Program’da yer alan makro projeksiyonların gerçekçi olduğunu belirtti.
Raporda genişleyici mali politikaların enflasyonla mücadele için daha sıkı para politikası gerektireceği, bu nedenle yıl sonu için yüzde 35, 2024 için yüzde 45 olan politika faizinde yukarı yönlü riskler gördüklerini belirtti.
Daha önce Eylül ve Ekim’de 250’şer baz puan faiz artırımı bekleyen banka, her 2 toplantıda 500’er baz puanlık artış olacağı tahminini yaptı.
Açıklamada “Önden yüklemeli faiz artışı bekliyoruz. Beklenen mali gevşeme ve enflasyonda yukarı yönlü sürprizler nedeniyle önümüzdeki 2 toplantıda 250’şer yerine 500’er baz puanlık artış bekliyoruz” ifadesine yer verildi.
TCMB Ağustos toplantısında politika faizini sürpriz biçimde 750 baz puan artışla yüzde 25’e çıkarmıştı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, son dönemde geleneksel ekonomi politikalarına dönüşün daha güçlü bir kredi açısından olumlu değerlendirildiğinin sinyalini verdi.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mayıs ayındaki seçim zaferinden bu yana Türkiye’nin geleneksel ekonomi politikalarını yeniden benimsemesinin, bu şekilde kaldığı sürece daha güçlü bir kredi notu açısından yakında meyvelerini vermeye başlayabileceğinin sinyalini verdi.
Hükümetin sermaye piyasalarından borçlanmak için ne kadar ödeyeceğini belirleyen Ankara’nın kredi puanı, tekrarlanan alışılmışın dışında politikaların yol açtığı krizler nedeniyle yıllardır düşüş yaşıyor.
Seçimden bu yana politika yönündeki keskin değişiklik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ülkenin uzun vadeli enflasyon sorununu çözmek amacıyla faiz oranlarını önemli ölçüde artıran yeni bir maliye bakanı ve merkez bankası başkanı getirmesine neden olmuştu.
Moody’s Analisti Dietmar Hornung, Reuters’e konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Bu gidişat değişikliği açıkça kredi açısından olumlu. Ancak hala önemli belirsizlikler var” ifadelerini kullandı.
Moody’s, Türkiye’nin notunu “durağan” görünümle birlikte yatırım yapılamaz olan B3 olarak derecelendirdi. Kurumun resmi değerlendirmesini ay sonundan önce yapması beklenmiyor.
Öte yandan ülkeyi bir kademe daha düşük olarak derecelendiren ve görünümü negatif olarak belirleyen Fitch, Cuma günü notunu gözden geçirecek.
S&P ise değerlendirmesini ay sonunda gerçekleştirecek.
Hornung yaptığı açıklamada, “Seçimlerden bu yana gördüğümüz hamleler cesaret verici, ancak önümüzdeki duran zorluklar oldukça karmaşık” değerlendirmesinde bulunurken bu yıl yüzde 65’e yükselmesi beklenen enflasyonu soğutmanın ve diğer “birikmiş dengesizlikleri” ortadan kaldırmanın zor bir iş olduğunu belirtti.
“Nota ilişkin istikrarlı bir görünüm var ve ciddi bir aşağı yönlü risk görmüyoruz ancak değişikliklerin olumlu etkilerini görmek zaman alacak” diyen Hornung, olumlu bir görünüme geçiş ya da tam bir not artışının olası zamanlaması için ise, ”Bu bir kısa mesafe koşusu değil, bir maraton. Daha ortodoks bir politika geçmişine ve birikmiş dengesizliklerin azaltılmasına ihtiyacımız var” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın OVP ile ilgili olarak yerli ve yabancı basın mensuplarıyla yaptığı toplantıda fiyat istikrarına yönelik mesajlar öne çıktı. Toplantıda soruları yanıtlayan Bakan Şimşek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın OVP desteğinin tam olduğunu, bu konuda en ufak bir tereddüt bulunmadığını söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerek yürütülen dezenflasyon süreci, gerekse maliye politikalarına tam destek verdiğini belirtirken, “Bunu sadece hissetmiyoruz, görüyoruz. En ufak tereddüt yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Bloomberg’in de aralarında olduğu sekiz medya temsilcisiyle Ankara’da yeni OVP konusunda bir araya geldi. Toplantıya Ekonomi Koordinasyon Kurulu üyesi bakanlar ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan da katıldı.
Yeni OVP
Bloomberg’in haberine göre, Bakan Şimşek, yeni OVP’nin “gerçekçi bir çerçeveye sahip olduğunu” savunurken, “Dezenflasyon programına ilişkin olsun, maliye politikasına ilişkin olsun sayın Cumhurbaşkanımızın desteği tam. Bunu sadece hissetmiyoruz, görüyoruz, o konuda net mesaj vermek istiyorum. En ufak tereddüt yok.” sözleri dikkat çekti.
Yılmaz ise “Dünyanın en iyi programını da hazırlasanız arkasında siyasi irade yoksa kağıt üzerinde kalır. Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat ilan etmesi ve ‘destekliyoruz’ demesi bu planın en büyük gücü” ifadelerini kullandı. Yılmaz Meclis’in açılmasıyla birlikte yapısal reformlar konusunda sürecin hızlanacağını, Erdoğan’ın da gerekli idari kararları hayata geçireceğini vurguladı.
Enflasyonda ‘üst bandın üstü’
Bakan Şimşek de Türkiye’nin geçmişte hem hızlı büyüdüğünü hem de enflasyonu düşürdüğünü anımsatırken, “Her dönemin koşulları farklı olabilir, ama biz Türkiye’nin 2024 ikinci yarısından itibaren bu olumlu döngüyü çok güçlü yakalayabileceğine, küresel koşulların da buna elverişli olacağına inanıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, Enflasyon Raporunda öngördükleri enflasyon aralığında bir değişiklik olmadığını belirtirken, “fiyatlama davranışlarındaki bozulma ve maliyet yönlü baskıların etkisiyle” enflasyonun, rapor tahmin aralığının üst bandı olan yüzde 62’nin üstünde seyretme ihtimalinin arttığını, OVP’de de 2023 yıl sonu TÜFE tahmininin yüzde 65 olarak yer aldığını belirtti.
Denge reel faiz vurgusu
Toplantıda Erkan’a özellikle faiz konusunda bir dizi soru yöneltildi. Denge reel faizin nereye oturacağının zaman içerisinde görüleceğini anlatan Erkan, “Şu noktada faiz rakamları ortaya atmak doğru olmaz. Hep birlikte gözlemleyerek bakmak elzemdir.” dedi.
Erkan’ın bir diğer mesajı ise “Dezenflasyon birinci önceliğimizdir. TL’nin dönüşünü sakin, kademeli bir şekilde yapacağız. TL enstüramanlarını tasarruf aracı olarak belirlemek ona sahip çıkmaktır.” oldu.
Sıkı para politikası
Şimşek’e toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkı para politikası vurgusunun sadece faize yönelik mi olduğu, başka adımlar atılıp atılmayacağı sorusu da yöneltildi.
Şimşek’in soruya yanıtı, “Çok boyutlu olacak. Cari açığı artıran, enflasyonist baskıyı artıran, tüketim kalemlerinde yeniden dengelenmeye gideceğiz. Onun için bütün enstrümanları kullanacağız.” oldu.
Aynı soruya Erkan da, “Parasal sıkılaşma sürecine belirgin iyileşme sağlanana kadar devam edeceğiz” diye ekledi.
‘KKM’de öncelik rezervler’
Şimşek Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış süreciyle ilgili soruyu yanıtlarken de, “Bizim kafamızda tabii ki bir plan var ama bu konuları çok fazla gündem yapmak istemiyoruz. Çünkü önce rezervlerimizi güçlendireceğiz, sonra çıkış stratejisini uygulayacağız. Dolayısıyla bu aşamada konuyu çok fazla dillendirmek istemiyoruz” dedi.
Erkan ise “KKM’den çıkış yerine geçiş sürecini konuşmak daha uygun olur” derken, rezervlerdeki artışın kendileri için memnuniyet verici olduğunu vurguladı. Erkan, Döviz dönüşümlü KKM hesaplarının zaman içinde ağırlığının azalmasının ve sonra da devre dışı kalmasının gereklilik olduğunu da söyledi.
‘Kur lineer seyretmez’
Şimşek, toplantıda kendilerinin “hiçbir zaman bir kur hedefi olmadığının” altını çizdi. Buna karşın, dolar bazında kişi başı gelir hedefleri nedeniyle ortaya bir dolar tahmini konulması gerektiğini de belirten Şimşek, “Ama net şekilde söylemek istiyorum. Kurun lineer seyredeceğini varsayıyorsanız yanlış olur. Burada esas itibarıyla biz bir hedefe sahip değiliz. Dolayısıyla kur rejiminde herhangi bir değişiklik yok.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel de, Türkiye’deki enflasyon seviyesinin gelişmiş ülkelere göre daha yüksek seyrettiğini anımsattığı konuşmasında “Enflasyondaki katılığın bir süre daha devam edebileceğni öngörüyoruz. Bu kapsamda enflasyon seviyesindeki farkların dövize yansıyabileceğini değerlendirdik. Bu anlayışla piyasa rasyonalitesiyle TL’de değer kaybı yaşanması mümkün.” dedi.
‘Güçlü yatırımcı toplantıları’
Şimşek’in toplantıdaki ajandasında bir süredir devam ettirdiği yatırımcı toplantıları da vardı. Hindistan’da düzenlenecek G-20 toplantısı sonrasında Almanya’ya gideceğini ve orada ülkenin en büyük 50 şirketin yöneticileriyle bir araya geleceğini anlatan Şimşek, BM toplantıları sırasında New York’ta, ardından da Londra’da benzer toplantıların yapılacağını anlattı.
Şimşek süreçte Asya ve Ortadoğu’da da benzer girişimlerde bulunacaklarını söylerken, “Yani hemen hemen erişmedik, diyalog kurmadık bir yatırımcı düşünemiyorum. Kredi değerlendirme kuruluşlarından tutun her türlü portföy ve doğrudan yatırımcılarla diyaloğumuz güçlü ve buradan başladık” dedi.
Bütçe disiplini konusunda gereken adımların atıldığını, para politikasında aynı şekilde bir sürecin işlediğine değinen Şimşek, “Şimdi bunun tek ayağı kalıyor, dış kaynak… Onun çok güçlü olcağına inanıyorum.” diye ekledi.
‘DB’ye perspektif sunduk’
Dış kaynak değerlendirmesi sırasında Şimşek’e Bloomberg’in gündeme getirdiği Dünya Bankası’nın da bugün bu yöndeki planlamayı açıkladığı Türkiye fonunun 35 milyar dolara çıkartılması da soruldu. Şimşek, sürecin nasıl geliştiğini şöyle anlattı:
“Biz Merkez Bankası başkanımızla G-20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları toplantısında Dünya Bankası başkanıyla bir araya geldik. O dönemde programa ilişkin bir perspektif sunduk. Doğrusu onlar da bunu takdir eder ve programı destekleyici bir finansman sağlarlarsa memnun oluruz. Bu, OVP’ye güçlü bir desteği ifade edecek.”
DÜNYA BANKASI’NDAN TÜRKİYE’YE 18 MİLYAR DOLARLIK EK KAYNAK
Büyüme-enflasyon dengesi
Cevdet Yılmaz, üç sene içerisinde enflasyonun tek haneli oranlara düşmesi, buna karşılık büyümenin neredeyse aynı kalması öngörüsünün sorulması üzerine, Türkiye’nin son 20 yıllık ortalamasının yüzde 5,5 büyüme olduğunu ancak üç yıllık program sürecinde bunun yüzde 4,5 olarak öngörüldüğünü anımsattı.
“Büyüme enflasyona katkı verecek şekilde şekillendirilmiş durumda” diyen Yılmaz Türkiye’nin büyüme hedefini ihracat odaklı gerçekleştireceğini belirtti.
Yılmaz bu tür programların sapmalar gösterebileceklerini belirterken, “Planda şu anda görmediğimiz bir gelişme olumlu ya da olumsuz elbette gerçekleşmeleri etkileyecektir. Ama biz mevcut verilerle en gerçekçi tahminleri yaptığımıza inanıyoruz.” diye konuştu.
Mehmet Şimşek, ücret düzenlemelerinin bundan böyle “hedef enflasyona göre” yapılacağını belirtirken, “Ama çalışanlar hiçbir şekilde enflasyona ezdirilmeyecek” diye ekledi.
Dar kesimlinin alım gücünü artırmanın tek yolunun enflasyonu tek hanelere düşürmek olduğunun altını çizen Şimşek, “Zaten bu programın ana hedefi zamanla düşük tek haneye çekmek ve orada tutmaktır.” dedi.
Bütün kesimlerin ücretlerinin 2002’den bu yana reel olarak ciddi oranda arttığını anlatan Şimşek, bu yılın ikinci yarısında yapılan ücret artışlarının büyük kısmının seyyanen zamlardan oluştuğunu hatırlattı. Şimşek, öngörülen enflasyona göre artışların önümüzdeki yıl da ciddi oranda olacağını söyledi.
‘Cari fazla hedefi duruyor’
Cevdet Yılmaz, turizm ve ihraacattaki gelişmeler, altın ithalatına yönelik tedbirler gibi adımların da etkisiyle yıl sonunda -yüzde 4 seviyelerinde cari denge/GSYH oranı beklediklerini anlattı.
Yılmaz, “Dönem boyunca kademeli düşmesini ve yüzde 2’ler civarına gerilemesini bekliyoruz. İç tasarrufların da 1,6 puan artmasını öngörüyoruz. Bunun anlamı şu; Türkiye kendi içinde daha fazla tasarruf yapacak, yatırımlarını bunlarla yapacak, dışarıdan gelen tasarruflar da daha çok rezervimizi artıracak. ‘Cari fazlaya 3 yıl içinde dönmeyeceksiniz, vaz mı geçtiniz’, elbette vaz geçmedik. Önemli olan cari açığı kalkınma sürecimizde bir kısıt olmaktan çıkarmaktır.” diye konuştu.
Bakan Şimşek de kalıcı cari fazla için yapısal dönüşüm vurgusu yaparken, “Bu üç yılı da aşan bir süreç. Programın amacı yapısal dönüşümlerle cari fazlaya dönüştürme” dedi.
‘Tahakkuk oranları artacak’
Bakan Şimşek, yeni dönemde üzerinde durduğu en önemli konulardan birinin de vergide tahsilat/tahakkuk oranlarını artırmak olduğunu vurgularken, “Bugünkü oranları kabul etmeyeceğiz, yüzde 90’ın üzerine çekilmesi konusunda ne gerekiyorsa yapılacağını ortaya koyduk. Vergi denetimini de sürdüreceğiz, kayıtdışılığın yaygın olduğu alanlara yönelik elimizdeki tüm imkanları seferber edeceğiz.” değerlendirmelerini yaptı.
Şimşek OVP ile vergi reformlarının da takvimlendirildiğine işaret ederken, “Yıl sonundan önce bir noktaya getireceğiz ve önümüzdeki yılın başından itibaren de Meclis’e gönderilmesi mümkün olur” dedi.
‘Yeni BES modeli’
Şimşek bir soru üzerine işverenlerin de katkısının olduğu yeni bir bireysel emeklilik modeli öngördüklerini söylerken, “Amaç tasarrufları artırmak, kalış süresini ve fon tutarını artırmak. Bu önemli, çünkü bunu yapabilirsek bir taraftan bütçe disipliniyle kamu tasarruflarını artıracağz bir taraftan da çalışanlarımızı uzun vadede tasarrufa teşvik edeceğiz” diye konuştu.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2023/09/2337940_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2023-09-07 17:32:082023-09-07 17:32:44Şimşek: Erdoğan’ın OVP desteği tam, en ufak tereddüt yok
Kur korumalı mevduatların toplam büyüklüğü geçen hafta 20,3 milyar TL düşüş kaydetti. Böylelikle KKM’de düşüş serisi ikinci haftaya çıktı.
Kur korumalı mevduatlarda (KKM) geçen hafta yine geriledi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre KKM büyüklüğü geçen hafta 20,3 milyar TL düşüşle 3,35 trilyon TL olarak kaydedildi. Dolar cinsinden bakıldığında ise KKM büyüklüğü 125,6 milyar dolar oldu.
Önceki haftayla birlikte iki haftada KKM’de 60 milyar TL’ye varan düşüş yaşandı.
KKM’de düşüş sürerken, yetkililerin de KKM’den çıkışa işaret eden açıklamaları devam etti. Bu konuda son açıklama OVP sunumunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi.
KKM sisteminin görevini yerine getirdiğine ve kur istikrarını sağlamada önemli katkı sağladığına dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“Kur korumalı mevduatlarımızın, kur istikrarının pekiştiği bir zeminde, Türk lirası mevduatlara dönüşmesinin yolunu açacağız. Merkez Bankamız, yeni şartlara göre güncelleyeceğimiz Yatırım Taahhütlü Avans Kredisiyle para politikasının gerektirdiği duruşundan taviz vermeden yatırımlarımızı destekleyecektir. Program döneminde uzun süredir üzerinde çalıştığımız İstanbul Finans Merkezi projemiz de meyvelerini vermeye başlayacaktır. Finans ve finansla ilgili danışmanlık hizmetlerimizde hizmet ihracatımızı artıracak ve ülkemize döviz girdisi sağlayacağız.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2023/09/2337941_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2023-09-07 17:08:152023-09-07 17:29:35KKM yine geriledi