11 Ekim 2023 Çarşamba

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Dünya Bankası’nın iklim değişikliği ve diğer küresel zorluklarla mücadele kapsamındaki reformlarında ilerleme kaydettiğini ancak özel sektör sermayesini harekete geçirmek için “değişime” ihtiyaç duyduğunu ifade etti.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası yıllık toplantıları nedeniyle bulunduğu Fas’ın Ben Guerir kentindeki Mohammed VI Polytechnic Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, çok taraflı kalkınma bankalarının reform yapma çabalarında kaydedilen ilerlemeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Dünya Bankası’nın iklim değişikliği ve diğer küresel zorlukları ele alan projeleri desteklemek için imtiyazlı finansmanın kullanılmasına ilişkin ilkeler üzerinde çalışmaya başladığına işaret eden Yellen, Bankanın kalkınma raporları da dahil iyileştirilmiş analitik ve teşhis araçları üzerinde de çalıştığını anımsattı.

Yellen, Dünya Bankası personelinin istenen sonuçları elde edecek şekilde donatılması için daha fazla çabaya ihtiyaç duyulduğuna dikkati çekerek, “Bu, çevikliği artıran ve kaliteden ödün vermeden karar almayı hızlandıran iç süreç iyileştirmelerinin yanı sıra özel sektör seferberliğini ve sorumlu risk almayı hızlandıracak ‘kültürel değişimi’ gerektirecektir” ifadesini kullandı.

“Değerlendirilen reformlar kapasiteyi 200 milyar dolar artırabilir”

Çok taraflı kalkınma bankalarının mali kapasitesinin artırılması konusunda önemli bir ilerleme kaydedildiğini vurgulayan Yellen, değerlendirilmekte olan reformların yeni kredi verme kapasitesine en az 200 milyar dolar ekleyebileceğini bildirdi.

Yellen, Dünya Bankası yöneticilerinin hibrit sermaye ihracına yönelik zemin hazırlamaları ve hissedarlara bankanın çalışmalarına katkıda bulunmaları için yeni bir yol sağlayacak bir portföy garanti platformunu onaylamasının beklendiğini dile getirdi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

10 Ekim 2023 Salı

Fed üyelerinin mesajlarıyla birlikte İsrail-Hamas çatışması sonrası artan jeopolitik risklere karşı güvenli liman arayışı da tahvil rallisinde etkili oldu.

Fed üyelerinin faizde durma sinyali olarak algılanabilecek mesajları sonrası ABD tahvilleri ralli yaptı. Asya işlemlerinde 10 yıllık tahvil getirisi mart ayından bu yana en hızlı düşüşünü kaybetti.

18 baz puan kadar düşüş yaşayan 10 yıllık getiri yüzde 4,62’ye kadar indi. Fed üyelerinin mesajlarıyla birlikte İsrail-Hamas çatışması sonrası artan jeopolitik risklere karşı güvenli liman arayışı da tahvil rallisinde etkili oldu.

Pazartesi konuşan Fed üyelerinin artan tahvil getirileri ve sıkılaşan finansal koşullar konusunda hemfikir gözüktüğünü belirten Nomura Stratejisti Andrew Ticehurst “Piyasa fiyatlaması Fed’in bu yıl faiz artırmayacağına işaret ediyor. Yine de son olarak ‘sigorta’ niteliğinde yapılabilecek bir faiz artış riski var” değerlendirmesini yaptı.

UBS ise Fed açıklamalarına daha temkinli yaklaşıyor. Bankanın makro stratejisti Giulia Specchia ABD büyümesinde yavaşlama yaşanmaması halinde ABD tahvillerindeki rallinin sona erebileceğini öngördü. Specchia “Eğer makro veriler dayanıklı kalmayı sürdürürse ralli çok da fazla uzamayabilir” dedi.

UBS ABD ekonomisinin 2024’de gözle görülür bir şekilde yavaşlamasını bekliyor. Bankanın bu beklentisi gerçekleşirse Specchia’ya göre tahviller için görünüm daha pozitif olacak.

(Kaynak: BloombergHT.com )

10 Ekim 2023 Salı

Hazine Bakanı Janet Yellen, son piyasa fiyatlarının mekanizmanın artık umulduğu gibi çalışmayabileceğinin sinyallerini vermesi nedeniyle, G7’nin Rus petrolü için uyguladığı fiyat sınırlamasından kaçınılmasını engellemeye hazırlandığını söyledi.

Wall Street Journal’a verdiği röportajda Yellen, “ABD’nin uygulamaya çok dikkatli incelediğini ve piyasa katılımcılarının bu fiyat sınırını ciddiye aldığımızı ve Batı hizmetlerinin kullanıldığı ölçüde, sınıra uyma konusunda ciddi olduğumuzu bildiklerinden emin olmak istediklerini” söyledi.

Yellen’in bu hafta Fas’ın Marakeş kentinde gerçekleştirilecek Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun yıllık toplantıları çerçevesinde G-7 maliye bakanları ile yapacağı görüşmelerde petrol fiyatlarının sınırlandırılması ve bunun uygulanmasının gündeme gelmesi bekleniyor.

Kısıtlama, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesi nedeniyle uygulanan kapsamlı mali cezalardan biri. ABD ve müttefikleri, dünya petrol fiyatlarının aniden yükselmesini önlemek için ihracat hacimlerini yüksek tutarken, bir yandan da savaş çabalarını baltalamak ve Moskova’nın akaryakıt satışlarından elde ettiği gelirin bir kısmını engellemek amacıyla 2022’nin sonlarında fiyat tavanını uygulamaya koydu.

(Kaynak: BloombergHT.com )

10 Ekim 2023 Salı

Petrol fiyatları, Orta Doğu’da yaşanan gerilimin artma olasılığıyla altı aydaki en büyük yükselişinin ardından sakinleşti.

ABD ham petrolü, piyasaların Cumartesi günü başlayan İsrail ile Hamas arasında yaşanan çatışmayla Pazartesi günü yüzde 4,3 yükseldikten sonra varil başına 86 dolar civarında işlem gördü. İsrail, Gazze’ye havadan ve denizden saldırırken 300 binden fazla yedek askerden oluşan bugüne kadarki en büyük seferberliğini duyurdu ve Başbakan Benjamin Netanyahu “Ortadoğu’yu değiştirme” sözü verdi.

Ekonomik kaygıların Suudi Arabistan ve Rusya’nın arz kesintileriyle desteklenen toparlanmaya baskı yapmasıyla geçen ay yaşanan büyük dalgalanmaların ardından, çatışma petrolün volatilitesini artırdı.

İsrail’in küresel petrol tedarikindeki rolü sınırlı olsa da, çatışma hem ABD’yi hem de İran’ı sarsma tehlikesi taşıyor. Hamas’ı destekleyen Tahran’a karşı herhangi bir misilleme, dünya ham petrolünün çoğunu taşıyan ve İran hükümetinin daha önce kapatmakla tehdit ettiği hayati bir kanal olan Hürmüz Boğazı’ndan gemilerin geçişini tehlikeye atabilir. İran Pazartesi günü saldırıya karıştığı yönündeki iddiaları yalanladı.

Madencilik ve Enerji Emtiaları Araştırma Direktörü Vivek Dhar, “Geçmişte Filistin-İsrail çatışmalarını gördüğümüzde, petrol fiyatlarına yansıdığını gördüğümüz fiyat artışı, arz üzerindeki sınırlı etki nedeniyle oldukça geçici oldu” dedi.

(Kaynak: BloombergHT.com )

10 Ekim 2023 Salı

Fed Başkan Yardımcısı Philip Jefferson, tahvil getirilerindeki artışa ve merkez bankasının gösterge federal fon faizinde daha fazla artış yaparken dikkatli olunması gerektiğine belirterek, “yeterince sıkılaştırmama riskini, politikanın çok kısıtlayıcı olması riskine karşı dengelememiz gereken hassas bir risk dönem içindeyiz” dedi.

Fed Başkan Yardımcısı Philip Jefferson, enflasyon oranı çok yüksek kalsa da ABD Hazine tahvil getirilerindeki artışın ekonomi üzerinde potansiyel bir kısıtlama olarak izlediğini söyledi.

Jefferson, Pazartesi günü Dallas’ta düzenlenen Ulusal İşletme Ekonomisi Birliği konferansında yaptığı konuşmada, “yeterince sıkılaştırmama riskini, politikanın çok kısıtlayıcı olması riskine karşı dengelememiz gereken hassas bir risk yönetimi dönemindeyiz. Yüksek tahvil getirileri yoluyla finansal koşullardaki sıkılaşmanın farkında olmaya, bunu aklında tutmaya devam edeceğini” dedi.

Gösterge federal fon faiz oranını geçtiğimiz bir buçuk yılda yüzde beş puandan fazla artırdıktan sonra, yetkililerin çoğunluğunun Eylül politika toplantısında 2023 sonuna kadar çeyrek puanlık bir artış daha yapmanın uygun olacağını öngördü.

ABD hükümetinin 10 yıllık tahvil getirileri Eylül toplantısından bu yana yaklaşık 40 baz puan arttı. Aralarında San Francisco’dan Mary Daly ve Dallas’tan Lorie Logan’ın da bulunduğu Fed yetkilileri, son dönemde finansal koşullardaki sıkılaşmanın ek faiz artışlarının yerini alabileceğini belirtti.

(Kaynak: BloombergHT.com )

10 Ekim 2023 Salı

ABD Merkez Bankasının (Fed) Denetimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michael Barr, banka sermayelerinin artırılmasına yönelik düzenleme teklifinin, bankaların finansman maliyetlerini yükseltebileceğini ancak daha fazla zararı karşılamalarına imkan sağlayacağını ifade etti.

ABD Merkez Bankasının (Fed) Denetimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michael Barr, Amerikan Bankacılar Birliğinin yıllık toplantısında yaptığı konuşmada, finansal sistemin beklenmedik stresi atlatabilmesi için bankaların yeterli sermayeye sahip olmasının önemine işaret etti.

Büyük bankaların sermaye gereksinimlerinin artırılmasına yönelik teklife değinen Barr, söz konusu teklifin faydalarının maliyetlerden daha ağır basacağına inandığını söyledi.

Barr, teklifin daha yüksek finansman maliyetlerine yol açabileceğini belirterek, sermayenin bankaların alacaklılarına geri ödeme kabiliyetlerini riske atmadan daha fazla zararı karşılamalarına olanak tanıdığına dikkati çekti.

“Bankalar hanehalkları ve işletmelere kredi vermeyi sürdürebilir”

“Daha iyi sermayeye sahip bankalar, zararları daha iyi karşılayabilir ve stres zamanlarında hanehalklarına ve işletmelere kredi vermeye devam edebilir, bu da sağlıklı ve güçlü bir ekonomiye sahip olmamıza yardımcı olur” değerlendirmesinde bulunan Barr, Fed ve diğer düzenleyicilerin, sektörden önerilen tekliflere ilişkin yorumları memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.

Fed, ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) ve Para Birimi Kontrol Ofisi (OCC) ortaklığında, risk ağırlıklı varlıkların ölçümü ve büyük bankaların yasal sermaye gereksinimlerine yönelik yeni teklif yayımlanmıştı.

Teklifin, 100 milyar dolar veya daha fazla toplam varlığı bulunan bankalar için geçerli olacağı ve topluluk bankaları için sermaye gereksinimlerinin değişmeyeceği açıklanmıştı.

Getirilecek risk duyarlılığı ve tutarlılıktaki iyileştirmelerin, etkilenen bankaların sermaye gereksinimlerinde artışla sonuçlanacağı belirtilmişti.

(Kaynak: BloombergHT.com )

09 Ekim 2023 Pazartesi

Orta Doğu’da yaşanan çatışmalar küresel piyasalarda güvenli liman alımlarının canlanmasına yol açarken, doların diğer para birimlerine kıyasla değer kazandığı görüldü. Dolar/TL kuru ise ilk işlemlerde 28 seviyesinin üzerini test etti.

Küresel piyasalarda jeopolitik tansiyon nedeniyle dolar güçlenirken, Dolar/TL kurunda da yeni rekor seviye test edildi.

Dolar/TL kuru bankalararası piyasadaki ilk işlemlerde 28,09 seviyesini gördü. Kur daha sonra 27,70 civarında denge kazandı. İki yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 24,17 olurken, Türkiye’nin risk primi de 410 baz puanda.

Orta Doğu’da jeopolitik gerginliğin tırmanacağı beklentisiyle yatırımcıların dolar ve altına yönelmesiyle dolar, euro ve sterline karşı değer kazanırken riskli para birimleri değer kaybetti.

Bloomberg Dolar Endeksi haftanın ilk işlemlerinde yüzde 0,2 yükseliş gördü. Euro/Dolar yüzde 0,3 kayıp yaşadı.

Güvenli liman olan bir başka para birimi olan Japon yeni de kuvvetlendi.

Dolara karşı yüzde 0,1 değer kazanan yen G-10 para birimleri arasında Norveç kronu ile birlikte dolara karşı yükselen tek para birimi konumunda.

  • TÜRKİYE ZİYARETİNİ TAMAMLAYAN IMF’DEN EKONOMİ ANALİZİ

IMF’den Türkiye analizi

IMF ekonomistleri Türkiye ziyaretini tamamlayarak büyüme tahminleri açıkladı.

Buna göre IMF Türkiye büyümesinin 2023’teki yüzde 4’ten 2024’te yüzde 3,25’e yavaşlamasını tahmin ediyor.

Fonun Türkiye cari açık/GSYH beklentisi 2024 için yaklaşık yüzde 3 seviyesinde. 2024 yıl sonu itibarıyla enflasyonun yüzde 46’ya gerilemesini bekleyen IMF bu yılın ise yüzde 69 enflasyonla tamamlanmasını öngörüyor.

IMF, tahminlerinin politika faizinin artırılması ve finansal sektörde bazı önlemlerin serbestleştirilmesini yansıttığını belirtti.

(Kaynak: BloombergHT.com )

09 Ekim 2023 Pazartesi

İSO Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi Eylül’de 49,0 ile eşik değerin altında kaldı

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi eşik değer 50,0’nin altında kalarak Eylül 2023’te 49,0 olarak gerçekleşti.

Ağustos ayında da eşik değerin altında kalan endeks 49,1 olarak gerçekleşmişti. Türk imalatçılarının ihracat pazarlarındaki genel talep koşulları özellikle Avrupa’daki zayıflık nedeniyle eylül ile üst üste iki ay bozulmuş oldu.

İhracat iklimindeki zayıflama büyük ölçüde Avrupa’dan gelen talebin azalmasından kaynaklandı. Türk imalatçılarının Avrupa’daki en büyük dört ihracat pazarı olan Almanya, Birleşik Krallık, İtalya ve Fransa’da ekonomik aktivite eylül ayında düşüş kaydetti. ABD’de ekonomik aktivite üçüncü çeyrek sonunda da genişlemeyi sürdürdü. Üretim ağustosta olduğu gibi çok sınırlı bir artış gösterdi. Orta Doğu’da talep ise genel olarak canlılığını korudu.

Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi’nin Eylül 2023 dönemi sonuçları açıklandı. Endekste eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, eylülde eşik değer 50,0’ın altında kaldı ve 49,0 olarak gerçekleşti. Ağustos ayında 49,1 olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, eylülde 49,0’a gerileyerek üst üste iki ay 50,0 olan eşik değerin altında kalmış oldu.

Avrupa’dan gelen talep azaldı

Türk imalatçılarının ihracat pazarlarındaki genel talep koşulları özellikle Avrupa’daki zayıflık nedeniyle eylül ile üst üste iki ay bozuldu. Büyümenin merkezi yine Orta Doğu ve Hindistan olurken, ABD’de talep koşulları üçüncü çeyrek sonunda genel olarak istikrarlı seyretti. İhracat pazarlarının talep koşullarındaki bozulma bir önceki aya oldukça yakın seyretti. İhracat iklimindeki zayıflama büyük ölçüde Avrupa’dan gelen talebin azalmasından kaynaklandı. Türk imalatçılarının Avrupa’daki en büyük dört ihracat pazarı olan Almanya, Birleşik Krallık, İtalya ve Fransa’da ekonomik aktivite eylül ayında düşüş kaydetti. Bu pazarlar toplamda Türk imalat sanayi ihracatının yaklaşık yüzde 23’ünü oluşturuyor. Avrupa’nın diğer ülkelerine bakıldığında, Hollanda, Avusturya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde de üretimin azaldığı görüldü. İspanya, İrlanda ve Yunanistan’daki büyüme ise görece pozitif oldu.

Orta Doğu’da talep canlılığını korudu

Öte yandan, ABD’de ekonomik aktivite üçüncü çeyrek sonunda da genişlemeyi sürdürdü. Üretim ağustosta olduğu gibi çok sınırlı bir artış gösterdi. Orta Doğu’da talep genel olarak canlılığını korudu. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan’da büyüme ivme kazanırken, Katar’da da ekonomik aktivite belirgin artış sergiledi. Mısır ve Lübnan’da ise üretimin azaldığı görüldü.

Orta Doğu hariç tutulduğunda, anket kapsamında takip edilen ülkeler içerisinde en hızlı genişleme Hindistan’da ölçüldü. Bu ülkede büyüme bir önceki aya çok yakın seyretti ve güçlü seyrini korudu.
Diğer BRIC ülkelerinin performanslarında ise farklılıklar gözlendi. Rusya’da üretim belirgin bir şekilde artmaya devam ederken, Çin’de büyüme son dokuz ayın en düşük seviyesine geriledi. Brezilya’da ekonomik aktivite ağustos ayındaki hafif artışın ardından yeniden düşüşe geçti. Bu düşüş hafif olmasına rağmen yaklaşık son iki buçuk yılın en belirgin düzeyinde gerçekleşti.
İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan S&P

Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi:
“Avrupa’daki ekonomik zayıflık eylül ayında Türk imalatçıları için engel oluşturmaya devam etti ve üçüncü çeyrek sona ererken dış pazar satışları açısından firmaların önündeki seçenekleri sınırlandırdı. Buna ek olarak ABD’deki büyümenin ılımlı seyretmesi sonucu, kilit ihracat pazarları içerisinde talep artışının ana kaynağı yine BAE oldu. Rusya’da da ekonomik aktivite dirençli görünümünü korudu.”

(Kaynak: BloombergHT.com )

09 Ekim 2023 Pazartesi

Bank of America stratejistleri ABD tarihinde tahvillerde daha önce son 3 yılda görüldüğü gibi bir satış dalgası yaşanmadığını belirtti.

Bank of America (BofA) stratejistleri, ABD tahvil piyasasıyla ilgili ülkenin kuruluşundan bu yana uzanan verilere dayanarak yaptıkları analizlerinde son üç yıldaki gibi uzun bir kayıp döneminin daha önce hiç yaşanmadığını belirtti.

ABD tahvil piyasasında görülen satış dalgası enflasyon şoku ve ardından verilen sıkılaşma tepkisinin yarattığı ortamda daha da ağırlaştı. Söz konusu satış dalgası ABD’de bu yıl Silicon Valley Bank ve diğer üç bölgesel bankayı batıracak kadar şiddetliydi.

Tahvil piyasasında yaşananlar aynı zamanda Wall Street’te ABD hükümetinin mali durumunun giderek daha kırılgan hale gelmesinden duyulan endişenin de yansıması olarak dikkat çekti.

ABD tarihine bakıldığında büyük açıklar, Fed’in faizleri sıfıra sabitlediğinde ve on milyarlarca dolar değerinde Hazine tahvili satın aldığında kamuoyunun gündeminde ilk sıralara çıkmıyordu. Tahvil getirilerinin geldiği seviye dikkate alındığında bu konuda mevcut durumun ABD için zorlu olduğu değerlendiriliyor.

ABD’de yatırımcılar borçlanmak için iskonto talep ediyor. Bu durum Fed’in piyasadan ani çıkışıyla daha da güçlendi.

Fed’in tahvil alım programı olarak bilinen niceliksel genişleme, yetkililerin enflasyonla mücadeleyi ilk sıraya alması dolayısıyla savunulamaz hale gelmişti.

Brezilya, Çin, Japonya, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerdeki merkez bankaları da ABD tahvil alımlarını durdurdu. Bazı durumlarda ise doğrudan satış yoluna gittiler.

Bu durum Wall Street aktörlerini piyasada temel belirleyici durumuna getirdi.

Söz konusu durum Washington’un getirileri bu kadar yükselten bir maliye politikası izleyerek Amerika’daki şirketleri ve tüketicileri daha da zorladığına da işaret etti. Birçok analist bu süreçte ekonominin sancılı bir resesyona sürüklenebileceğinden endişe ediyor.

Tahvil piyasasındaki çöküş ile ilgili piyasada yapılan karşılaştırmalardan biri dot-com çöküşü sırasında hisse senetlerinde yaşanan erime. Her iki durumda da kayıplar neredeyse yüzde 50’ye ulaştı.

Bir diğer referans ise geçtiğimiz çeyrekte bir noktada getirilerdeki artışın 1987 Borsa çöküşünü takip eden artıştan bu yana görülen en büyük artış olması.

Satış dalgası, çok daha az ölçüde de olsa bu kez hisse senetlerine de yansımaya başladı. Dolar diğer para birimlerinin çoğu karşısında yükselirken şirket tahvilleri de değer kaybetti. Yaz boyunca daha geniş ekonomik güçlerden büyük ölçüde etkilenmeyen petrol bile geçen hafta tahvil piyasası girdabına kapıldı.

Wall Street’te analistlere göre bu durumu daha da şok edici kılan şey, tahvil piyasasında Fed’in yıllar süren istikrarını bozmuş olması. Gösterge tahvil getirilerinin günden güne, yıldan yıla yüzde 2 civarında seyrettiği bu koma hali, yeni normal olarak bilinir hale gelmişti. ABD ve dünyanın geri kalanının çoğu 2008 finansal krizinin ardından düşük büyüme ve düşük enflasyon dönemine girmişti, bu nedenle düşük faizler mantıklıydı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

09 Ekim 2023 Pazartesi

Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde, yüzde 2 enflasyon hedefine ulaşacaklarına güvendiğini söyledi. 

La Tribune Dimanche’ye bir röportajda konuşan Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde, “Enflasyonu yüzde 2’ye getirmek istiyoruz ve başaracağız” dedi ve enflasyon sarmalının “kesinlikle önlenmesi gerektiğini” ekledi.

AMB geçen ay borçlanma maliyetlerini art arda 10’uncu kez artırarak mevduat faizini yüzde 4’e rekor seviyeye çıkardı. Politika yapıcıların çoğu bu seviyenin bir süre daha korunmasının enflasyonun hedefe geri getirilmesi için yeterli olması gerektiğini belirtirken, daha şahin yetkililer daha fazla artışın gerekebileceğini belirtiyor.

Kurumunun en son politika duruşunu tekrarlayarak, “AMB’nin temel faiz oranları, yeterince uzun bir süre sürdürüldüğü takdirde enflasyonun hedefimize mümkün olan en kısa sürede getirilmesine kararlı bir şekilde katkıda bulunacak seviyelere ulaştı” dedi.

Demecinde Avrupa’nın doğal gaz rezervlerinin durumu konusunda da Lagarde, “Eylül itibariyle Avrupa’nın gaz rezervlerinin yüzde 90’ından fazlası doldu, bu da kışı çok daha güvenle karşılamamızı sağlıyor” diye konuştu.

(Kaynak: BloombergHT.com )