OPEC’in Irak temsilcisi Saadun Muhsin, “OPEC+ grubu günde 43 milyon varil üretiyor ve bu üretimin yüzde 11’i Irak’a ait. Dolayısıyla üretimi iki milyon varil azaltma kararıyla Irak’ın üretimi de aynı oranda düşecek.” dedi
El-Irakiyye televizyon kanalına açıklamalarda bulunan SOMO Genel Müdür Yardımcısı ve OPEC’in Irak temsilcisi Saadun Muhsin, OPEC+ grubunun günlük petrol üretimini 2 milyon varil azaltma kararından duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Bu kararın küresel piyasaların dengelenmesinde önemli rol oynadığını aktaran Muhsin, petrol üretiminde azaltma kararının tüm ülkeleri üretim miktarlarına göre değişen oranlarda kapsadığını söyledi.
Kararın Irak’ın petrol ihracatını etkilemediğini, bunun yerine yerli üretimde azalmaya neden olduğunu aktaran Muhsin, “OPEC+ grubu günde 43 milyon varil üretiyor ve bu üretimin yüzde 11’i Irak’a ait. Dolayısıyla üretimi iki milyon varil azaltma kararıyla Irak’ın üretimi de aynı oranda düşecek.” ifadelerini kullandı.
OPEC+ grubunun 3 ve 4 Aralık’ta yapacağı toplantıya işaret eden Muhsin, “Mevcut kararın sürdürülmesine, yeni bir azaltma yapılmasına veya üretilen miktarların artırılmasına ilişkin gelecekte verilecek karar, piyasa durumunu dikkate alacak ve bir denge yaratmayı amaçlayacaktır.” diye konuştu.
Kovid-19 salgının yansımaları, küresel ekonomideki yavaşlama ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ciddi dalgalanmalar yaşandığına dikkati çeken Muhsin, fiyatların gelecek yıl varil başına en az 85-95 dolar arasında değişebileceği öngörüsünde bulundu.
Ne olmuştu?
OPEC+ grubunun enerji ve petrol bakanları, Avusturya’nın başkenti Viyana’da 5 Ekim’de düzenlenen toplantıda, günlük petrol üretimini kasımdan itibaren 2 milyon varil azaltma kararı almıştı.
Bu karar üzerine Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby, 11 Ekim’de ABD Başkanı Joe Biden’ın, Suudi Arabistan ile ilişkileri yeniden gözden geçirdiğine dair açıklamalarda bulunmuştu.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan ise ülkesinin ABD ile stratejik ilişkilere sahip olduğunu ve ham petrol üretiminde azaltmaya giden OPEC+ kararlarının ekonomik nedenlerle alındığını ifade etmişti.
OPEC+ kararının siyasi olduğu ve Ukrayna-Rusya Savaşı’nda Rusya’ya destek anlamına geldiğine ilişkin yorumlar yapılmış ve eleştirilerden en büyük payı örgütün önde gelen ortağı durumundaki Suudi Arabistan almıştı.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/11/2319998_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2022-11-28 00:16:132022-11-28 00:17:34Irak’tan OPEC+’nın petrol üretim kararına ilişkin açıklama
Binance, FTX çöküşünden sonra kripto endüstrisini ayakta tutmak için 1 milyar dolarlık fonu hayata geçirdi. Şirket, kurtarma fonuna ilk taahhütlerin ardından “ihtiyaç duyulması halinde” 2 milyar dolar rakamı için de söz verdi.
Kripto para borsası Binance, endüstri kurtarma fonu için 1 milyar dolar daha ayırdı ve fonun olası boyutunu da 2 milyar doların üzerine çıkardı.
Binance CEO’su Changpeng “CZ” Zhao Twitter’dan yaptığı açıklamayla fonu dünyaya duyurdu. Şirkete ait blog sayfasında fonun ayrıntıları da açıklandı.
Binance CEO’su Changpeng Zhao, ilk taahhüdünü gösteren genel cüzdan adresini paylaştı ve “Bunu şeffaf bir şekilde yapıyoruz” dedi.
Öte yandan Aptos Labs, Jump Crypto, diğer önde gelen kripto şirketleri de Binance’in girişimine katıldı ve fona 50 milyon dolar katkıda bulunacaklarını açıkladı.
Binance’in kendi BUSD stablecoin’inde yaklaşık 1 milyar dolarlık bir paketle oluşturulan bütçe böylece kripto para piyasası için bir sigorta oluşturacak.
Kurtarma fonu, sıkıntılı kripto varlıklarını satın almak ve sektörü desteklemek için kullanılacak. Kripto piyasası, yılın başından bu yana büyük bir düşüş gördü ve bu da birkaç kripto şirketinin iflas etmesine yol açtı.
150 ŞİRKET FONA BAŞVURDU
Binance, aracın “bir yatırım fonu olmadığını” ve “kendi hataları olmaksızın önemli, kısa vadeli mali zorluklarla karşı karşıya kalan” şirketleri ve projeleri desteklemeyi amaçladığını aktardı. Zhao daha önce, niyetinin FTX’in çöküşünden kaynaklanan daha fazla “arka arkaya gelen bulaşma etkilerini” önlemek olduğunu söylemişti.
Binance, programın yaklaşık altı ay süreceğini tahmin ettiğini belirtti. Ek fonlara katkıda bulunmak için yatırımcılardan gelen başvuruları kabul ediyor.
Binance, yaklaşık 150 şirketin fondan destek almak için başvurduğunu söyledi.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/11/kripto_dolar.jpg415739Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2022-11-25 23:16:242022-11-25 23:16:25Kripto para piyasasına 1 milyar dolarlık sigorta fonu
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) TL’ye dönüşümde geride kalan bankaların maliyetlerini yükselten bir karar alırken, piyasa uzmanları bu kararın mevduat faizlerinde artışa yol açabileceğini belirtti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) liralaşma stratejisi çerçevesindeki hamlelerine devam ederken, son hamlenin mevduat faizleri üzerinde yukarı yönlü etkide bulunması bekleniyor.
TCMB’den bankalara gönderilen ve Bloomberg HT tarafından görülen belgeye göre TL mevduat/katılım payı oranı yüzde 50’nin düşük olan bankaların zorunlu karşılıklarına yüzde 8 komisyon uygulanacak. Yeni oranlar 23 Aralık hesaplama tarihinden itibaren geçerli olacak.
Yeni düzenleme bankacılık sektörü için ne anlama geliyor? Piyasanın ilk tepkileri ne yönde oldu? Bu uygulamanın devamının gelmesi bekleniyor mu?
Uzmanlar söz konusu düzenlemenin etkilerini Bloomberg HT’de değerlendirdi.
“Mevduatta faizler yukarı çıkabilir”
Komisyon düzenlemesinin ilk adımı Eylül ayında gelmişti ve oran yüzde 3 olarak belirlenmişti. Birçok banka gaza bastığı TL mevduatında sahaya ekstradan primler önererek payı artırmaya çalıştı. Bunun üzerine bankaların çoğu kendini komisyon gerektiren yüzde 50 seviyesinin üzerine atmayı başardı. Yeni düzenleme ile çıta daha yüksek bir yere konmuş oldu.
TL payı yüzde 50 ile 60 arasında olan bankaların zorunlu karşılıklarından yüzde 3 komisyon alınacak. TL mevduat oranı yüzde 60’ın üzerinde olan bankalara ise herhangi bir komisyon uygulanmayacak.
TFG İstanbul Menkul Değerler Genel Müdürü Mete Yüksel, önümüzdeki dönemde TCMB, TL vadeli mevduata sınırlama getirmezse faizlerin daha da arttığı görülebilir yorumunu yaptı. Yüksel, şöyle konuştu:
“Ekstra komisyon sektördeki büyük bankaların son bir yıllık kârlarının yüzde 8’ine ve özsermayelerin yüzde 2’sine denk geliyor. Bu, bizim için değerleme tarafında anlamlı. Bunun olumsuz etkisi bankacılık sektörü üzerinde yüzde 2 seviyesindeyse, değerleme etkisinin de yüzde 2 olması beklenebilir. Bankalar ilk dönemde buradan bir darbe yiyebilir; fakat sonrasında sınır üzerine çıkıp bu etkileri azaltacaklardır”
“Bankaların kendini yeniden konumlandırmasına yol açacak”
Gedik Yatırım, Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan, “İlk etaptaki yüzde 50 sınırı bankalar tarafından büyük oranda aşıldıktan sonra TL mevduat faizlerinde yüzde 25-30 aralığını görmeye başladık. Bu, mudilerin paralarını TL mevduata taşımasındaki en etkili unsurlardan biri oldu. Önümüzdeki dönem de piyasaya Döviz likiditesi sağlama, TL’ye talebi artırma gibi bir sonuç doğuruyor olacak” dedi.
Bu uygulamaların piyasayı destekleyen ve dengeleyen unsurlar olduğunu söyleyen Doğan, yatırımcının TL’ye normal şartlarda da tercih edilebilir bir beklenti ve getirisi olduğu kanaatiyle yönelmesi ve fiyatların buna göre oluşmasının çok daha iyi bir uygulama olacağını belirtti. “Biz, politika aracı olarak bu makroihtiyati tedbirleri, yan yolları kullanmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde anlaması zor veya kolay bu tarz uygulamaların gelmeyi sürdürdüğünü göreceğiz.”
“Bankacılıkta bundan sonra riskleri konuşacağız”
Bankalar faaliyetlerini devam ettirebilmek için, referans faiz oranlarını dikkate alamayacak ve daha yüksek faizli kredi sağlayacak. Bunun sonunda da stoklarında çokça düşük faizli bono bulunduruyor olacaklar.
“Şu ana kadar faizlerdeki hareketin banka finansalları tarafında olumlu etkilerini gördük ama artık faizlerde aşağı yönlü gidecek yer kalmadı”, diyen Üzeyir Doğan, olası bir şok veya yukarı yönlü harekette bankaların ciddi zarar edeceği vurguladı.
“Bankacılık sektörü için oldukça olumsuz bir haber”
Tacirler Yatırım Araştırma Yönetmeni Kadirhan Öztürk, net konuşmak zor olsa da sektörde olumsuz bir etki görmeyi beklediğini söyledi. Bankacılıkta çok ciddi bir geri çekilme beklemediğini belirten Öztürk, “Bankalara ilişkin soru işaretlerine bir yenisi eklendiği açık” yorumunda bulundu.
“Beklenmedik değil, devamı da gelebilir”
Finansal Danışman Serhan Gök, uygulamayı bankacılık sektörünü yönetmek, Türk lirasına ağırlık vermeye ve bankaları biraz zorlamaya yönelik atılan bir adım olarak değerlendirdi.
Gök, bankacılık sektörünün dinamiklerinin ve kârlılığının olumsuz etkileneceğini; fakat bu gelişmenin tek başına güncel satışları haklı çıkarmayacağını belirtti.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/11/2319971_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2022-11-25 22:48:222022-11-25 22:49:43TCMB’nin yeni düzenlemesi sonrası mevduat faizlerinde yükseliş beklentisi
Küresel tahvillerde en kötünün arkada kaldığını belirten Wall Street bankası JPMorgan, gelecek yıl yaklaşık 1 trilyon dolarlık arz-talep farkının tahvil getirilerini aşağı düşüreceğini öngördü.
JPMorgan tarafından yayımlanan notta küresel tahvil arzında, talebe göre daha sert düşüş beklendiği belirtildi. Beklentilere göre gelecek yıl küresel tahvil arzı 1,6 trilyon dolar azalacak.
Stratejistler buna karşılık talepte 700 milyon dolarlık azalma bekliyor. Bloomberg Küresel Global Tahvil Endeksi bu yıl yüzde 16 düşerek en az 1990’dan bu yana ilk kez iki sene üst üste kayıp yaşamaya hazırlanıyor.
Kasım ayında ise tahviller getiri arayışı ve daha yavaş Fed faiz artışı sinyalleriyle hayat belirtisi göstermiş, global tahvil endeksi yüzde 5 yükselmişti.
JPMorgan stratejistleri beklenmedik bir yılın ardından 2023’de tahvil arz-talep dengesinde iyileşme beklediklerini, enflasyondaki düşüşün tahvil getirilerindeki düşüşe katkıda bulunacağını belirtti.
Avrupa Birliği diplomatlarının Rus petrolü için tavan fiyat uygulaması hakkında tartışmaları sürerken gündeme gelen 65-70 dolarlık fiyat tavanının mevcut Ural petrolü için uygulanan 52 dolarlık fiyatın oldukça üstünde olması tartışmalara neden oluyor.
Avrupa Birliği diplomatları, Rus petrolünün tavan fiyatı üzerinde pazarlık ederken, tartıştıkları fiyat seviyesinin, Rusya’nın gösterge petrol fiyatının şu anda işlem gördüğü seviyenin oldukça üstünde olduğu görülüyor.
Avrupa Birliği diplomatları arasında bu hafta Rus petrolü için varil başına 65-70 dolarlık fiyat tavanı gündeme gelmişti. Uygulandığında, sınırın ABD’nin öncülük ettiği bir süreçte tüm G-7 ülkeleri tarafından benimsenmesi bekleniyor.
Ancak, enerji alanında verileri derleyen Argus Media Ltd. tarafından sağlanan verilere göre, bu aralıktaki herhangi bir şey, Rusya’nın gösterge petrol tipi olan Ural sınıfının mevcut fiyatının çok üzerinde olacağı belirtiliyor.
Mevcut fiyat iki Batı terminalinde 52 dolar
Firmanın verilerine göre, Ural petrol fiyatları Perşembe günü ülkenin iki önemli Batı ihracat terminalinde varil başına yaklaşık 52 dolara kadar geriledi.
Üst sınırdan fazlasını ödeyen herhangi bir alıcının Yunanistan başta olmak üzere Avrupa’da faaliyet gösteren petrol tankerlerine erişimine veya petrol sızıntısı gibi risklere karşı endüstriyel standardı sigortaya erişimine izin verilmeyecek.
Üst sınırın 65-70 dolar aralığında olması kararlaştırılırsa, Rusya ve müşterileri şu anda aldıklarından daha yüksek fiyatlardan satış gerçekleştirecek ve gerekli araçlara erişilebilirliği güvence altına almış olacaklar.
Mevcut durumda bu olanakların sağlanmaması taşımacılık konusunda bir belirsizlik yaratırken bazı alıcılar için ise caydırıcı bir potansiyele sahip. AB 5 Aralık’tan itibaren neredeyse tüm deniz yoluyla ithalatı yasaklayacak.
Birlik, üst sınır konusunda uzun süredir devam eden görüşmeleri sürdürüyor. Polonya gibi bazı üyeler, 65 doların Moskova için çok yumuşak olduğunu düşünürken, dünyanın en çok petrol tankeri sahibi ülkesi olan Yunanistan gibi üyeler ise 70 doların altına inmek istemiyor.
Öte yandan böylesi bir üst sınırın Moskova için tam bir galibiyet olmayabileceği değerlendiriliyor. Petrol fiyatlarının düşebileceği gibi yükselebileceğini de belirten uzmanlar fiyat sınırının piyasanın yerleşik bir parçası haline gelmesi halinde, Rusya’nın gelecekteki rallileri kaçırabileceği kaydediliyor.
Rusya petrol fiyatlarıyla ilgili savaştan dolayı fiyatların eskisi kadar şeffaf olmaması nedeniyle önemli bir belirsizlik olduğu belirtilirken S&P Global’in bir parçası olan ve fiyatları yayımlayan Platts da Perşembe günü Rusya’nın Primorsk limanındaki Ural petrolünün fiyatını yaklaşık 52 dolar olarak belirledi.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/11/2319966_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2022-11-25 21:54:112022-11-25 22:06:28AB’nin Rus petrolüne tavan fiyatı mevcut fiyatların çok üstünde
Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Isabel Schnabel, enflasyonun hala yüksek seyrettiği bir ortamda faiz artırım hızını yavaşlatmak için erken olacağını söyledi.
Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Isabel Schnabel, enflasyonun Euro Bölgesi ekonomisini hala tehdit ettiğini bu nedenle faiz artırım hızını yavaşlatmak için henüz erken olacağı sinyali verdi.
Londra’da konuşan Schnabel fiyat artışlarının hızlıca yavaşlayacağını beklemenin ve enflasyonun varlığını hafife almanın şu an Merkez Bankalarının karşı karşıya olduğu en büyük risk olduğunu söyledi.
Bazı AMB yetkililerinin son dönemde faiz artış hızının yavaşlayacağı söylemleri sonrası şahin üyelerden olan Schnabel bunu düşünmek için erken olduğunu ifade etti ve “her ne kadar nötr faize yaklaşsak da şimdiye kadar gelen veriler, artış hızını yavaşlatmak için gereken alanın sınırlı olduğuna işaret ediyor.” değerlendirmesini yaptı. Schnabel veri bazlı hareket etmek gerektiğini dile getirdi.
Yine bugün konuşan AMB Başkan Yardımcısı Luis de Guindos bir sonraki adımın verilere bağlı olacağını söyledi. Euro Bölgesi enflasyonu Ekim’de yüzde 10,6 ile rekor kırmıştı. Guindos enflasyonun gelecek yılın ilk yarısından itibaren düşüşe geçeceğini belirtti.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/11/2319920_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2022-11-24 23:59:562022-11-25 00:00:09AMB/Schnabel: Faiz artışında yavaşlamak için çok erken
TCMB, TL mevduatı düşük bankalara uygulayacağı komisyon oranlarında artırıma gitti.
TCMB, TL mevduatı düşük bankanın zorunlu karşılıklarına uygulayacağı komisyon oranını artırdı.
TCMB’den bankalara gönderilen ve Bloomberg HT tarafından görülen belgeye göre TL mevduat/katılım payı oranı yüzde 50’nin düşük olan bankaların zorunlu karşılıklarına yüzde 8 komisyon uygulanacak. Bu oran bir önceki düzenlemede yüzde 3 olarak belirlenmişti.
TL payı yüzde 50 ile 60 arasında olan bankaların zorunlu karşılıklarından ise yüzde 3 komisyon alınacak. TL mevduat oranı yüzde 60’ın üzerinde olan bankalara ise herhangi bir komisyon uygulanmayacak.
Yeni oranlar 23 Aralık hesaplama tarihinden itibaren uygulanacak.
TL’ye dönüşüm oranına göre komisyon uygulamasına son verildi
TCMB, bankaların Dövizden TL’ye dönüşlere göre belirlenen komisyon uygulamasına ise 23 Aralık hesaplama tarihi itibariyle son verme kararı aldı. Bu kalemde komisyon oranı yüzde 5 olarak uygulanıyordu. Dönüşüm oranı ise yıl sonuna kadar dönüşüm oranlarına göre farklılaşıyordu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2020’den bu yana ilk kez faizi tek haneye indirdi. Karar metninde TCMB, mevcut politika faizinin yeterli düzeyde olduğunu, faiz indirim döngüsünün bitirilmesine karar verildiğini belirtti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 1,5 puan indirimle yüzde 9 seviyesine çekti.
Bloomberg HT anketine katılan kurumların beklentisi politika faizinin 1,5 puan düşüşle yüzde 9’a indirilmesi yönündeydi.
Karar metninde faiz indirim döngüsünü sonlandırılmasına karar verildiği belirtildi. Mevcut politika faizinin yeterli düzeyde olduğuna dikkat çeken TCMB parasal aktarımı destekleyecek ek tedbirlerin alınacağını ve uygulanacak politikaların 2023 para-kur metninde yayımlanacağını belirtti.
“Küresel resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşıyor”
Jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisinin artarak sürdüğünü belirten TCMB önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmeye devam ettiğini ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmelerinin yaygınlaştığını ifade etti.
TCMB, Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkilerinin azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğiliminin sürdüğünü belirtti.
“Yüksek küresel enflasyonun etkileri yakından izleniyor”
Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkilerinin yakından izlendiğini ifade eden TCMB bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankalarının yüksek enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurguladıkları belirtildi.
Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışmanın artarak devam ettiğini vurgulayan TCMB finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğünü söyledi.
“Öncü göstergeler yılın ikinci yarısı için yavaşlamaya işaret ediyor”
TCMB karar metninde Türkiye’nin büyüme görünümüne de değindi. Banka konuyla ilgili olarak, “2022’nin ilk yarısında güçlü bir büyüme gerçekleşmiştir. Yılın ikinci yarısına dair öncü göstergeler ise zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmektedir. Bununla birlikte, imalat sanayi üzerindeki dış talep kaynaklı baskıların iç talep ve arz kapasitesi üzerinde şimdilik sınırlı olan etkileri daha belirgin hale gelmektedir. İstihdam kazanımları benzer ekonomilere göre daha olumlu seyretmektedir. Özellikle istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında büyüme dinamiklerinin yapısal kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir” ifadelerini kullandı.
Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payının arttığını belirten TCMB turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısının devam ettiğini, bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığının cari denge üzerindeki riskleri canlı tuttuğunu ifade etti.
TCMB’ye göre cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz ediyor.
Kredi vurgusu
Önceki karar metinlerinde olduğu gibi bu metinde de TCMB kredi büyüme hızına vurgu yaptı. Karar metninde kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının yakından takip edildiği belirtildi.
TCMB son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının ilan edilen makroihtiyati tedbirlerin katkısı ile geldiği dengenin de yakından takip edildiğini vurguladı.
Dezenflasyon için küresel barış vurgusu devam etti
TCMB enflasyon ve para politikasına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı etkileri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir.
Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir.
Azalan dış talebin toplam talep koşulları ve üretim üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi ile arz ve yatırım kapasitesindeki yapısal kazanımların sürekliliği açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz etmektedir.
Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/11/2319856_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2022-11-24 23:55:142022-11-25 00:20:19TCMB faizi 2 yıl sonra tek haneye indirdi, indirim döngüsünü bitirdi
Kur korumalı mevduat büyüklüğü haftalık bazda ilk kez düşüş kaydetti.
Kur Korumalı Türk Lirası Mevduat ve Katılma hesaplarının toplam büyüklüğü 18 Kasım’da sona eren haftada bugüne kadarki ilk haftalık düşüşünü kaydetti.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun açıkladığı verilere göre 11 Kasım’da sona eren haftada 1,47 trilyon lira olan Kur Korumalı Türk Lirası Mevduat ve Katılma hesaplarının büyüklüğü, geçen hafta 1,46 trilyon liraya indi.
Bir süredir Dolar/TL kurunda 18,60 seviyesi etrafında yatay bir seyir izleniyordu.
Kur korumalı mevduatın bütçeye maliyetinde de aşağı yönlü bir seyir izlenmişti. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yayımladığı bütçe istatistiklerine göre, Ekim’de kur korumalı mevduatın bütçeye doğrudan maliyeti 6,7 milyar TL oldu. Böylelikle 5 ayın en düşük aylık maliyeti ortaya çıktı.
Ekim ayı itibariyle kur korumalı mevduatın, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafındaki maliyeti ve vergi muafiyetleri haricindeki toplam yükü 91,6 milyar TL’ye çıktı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Kasım ayının başında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumda kur korumalı mevduat uygulamasının TCMB’ye maliyetinin Hazine’nin üstlendiği 91,6 milyar TL’den daha düşük olabileceğini söylemişti.
Nebati, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası sisteminin Hazine’den farklı olduğunu o nedenle rakam açıklayamadığını söylerken, 2 Aralık’ta bankanın komisyona yapacağı sunuma işaret etti.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/11/2319882_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2022-11-24 23:38:182022-11-24 23:54:50Kur korumalı mevduatta bir ilk
Döviz mevduatlarında gerileme 18 Kasım haftasında da devam etti. Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları 2,5 milyar dolar azalışla 210,4 milyar dolara geldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın rezervleri de yükselişine devam etti. Hazine’nin eurobond borçlanmasının hesaplara girdiği haftada TCMB’nin brüt rezervleri 122,9 milyar dolara yükseldi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) haftalık verilerine göre Döviz mevduatlarındaki düşüş ile rezervlerdeki yükseliş eğilimi devam etti.
TCMB verilerine göre yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları geçen hafta 2,5 milyar dolar azalışla 210,4 milyar dolara geriledi.
18 Kasım haftasında döviz mevduatları pariteden arındırılmış olarak gerçek kişilerde 1,48 milyar dolar, tüzel kişilerde ise 1,54 milyar dolar azaldı.
Bir önceki hafta ile birlikte ele alındığında döviz mevduatlarında yaklaşık 6 milyar dolarlık gerileme izlendi.
18 Kasım haftası verileri TCMB’nin rezervlerindeki yükselişi devam ettiğine de işaret etti.
TCMB’nin brüt rezervleri Hazine’nin 1,5 milyar dolarlık dolar cinsi eurobond borçlanmasının hesaplara geçtiği hafta 122,9 milyar dolara çıktı. Bir önceki hafta rezervler 117,5 milyar dolar düzeyindedi.
18 Kasım haftasında net rezervler 18,2 milyar dolardan 18,7 milyar dolara yükseldi.
Swap hariç net rezerv ise eksi 54,1 milyar dolardan eksi 50,4 milyar dolara çıktı.
https://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/11/2319889_620x349.jpg349620Kerimhttps://dovizchi.com/wp-content/uploads/2022/10/dovizchi-logo-new-300x138.pngKerim2022-11-24 23:13:112022-11-24 23:16:02Döviz mevduatlarında iki haftada 6 milyar dolar çözüldü