21 Ağustos 2023 Pazartesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Macaristan ziyareti dönüşünde “Memurlarımıza bu zamanlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da memnun edecek adımları atacağız” dedi. Erdoğan Macaristan ile ikili ticaret hacmini 6 milyar dolara çıkarma hedeflerinin de altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Macaristan ziyareti dönüşünde gazetecilerle söyleşi gerçekleştirdi.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Ocak 2024 itibarıyla bilhassa dar ve sabit gelirlilere ne tür bir mesajının olacağına dair soruya “Şu anda memurlarla ilgili çalışmayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız yetkili sendikalarla sürdürüyor. Bu ay sonuna kadar da devam edecek. Nitekim birinci, ikinci, açıklamalar Bakanım tarafından yapıldı. Emeklilerle ilgili de ayrıca Bakanlığımız çalışmalarını sürdürüyor. Memurlarımıza bu zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız” şeklinde cevap verdi.

“Ekonomi kadrolarımız işinin ehli”

Yaşanılan ekonomik sıkıntıların, zorlukların farkında olduklarını ifade eden Erdoğan “Görüştüğüm vatandaşlarımızdan yaşadıkları sorunları, sıkıntıları dinliyorum. Hayata geçirdiğimiz tedbirleri anlattıkça, gelecek günlerin daha güzel olacağına olan inançları artıyor. Vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsunlar, ekonomi kadrolarımız işinin ehli. Enflasyonun yine tek haneye düşeceğine inansınlar” dedi.

Ticaret hacmini büyüteceğiz

Macaristan ziyaretine ilişkin yaptığı değerlendirmede Erdoğan “18 Aralık 2023 tarihinde Türkiye-Macaristan Dostluk Anlaşmasının 100’üncü yıl dönümünü idrak edeceğiz. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 6’ncı toplantımızı bu tarihe denk düşecek şekilde Budapeşte’de düzenleyeceğiz. Bu sayede ayrıca 2024 Yılı Türkiye-Macaristan Kültür Yılı Etkinliklerinin açılışını yapacağız. İlişkilerimizin her alanında önemli gelişmeler kaydediyoruz.

İkili ticaret hacmimiz 2022 yılında 3,5 milyar dolar düzeyini yakalayarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Macaristan’la geçtiğimiz sene Karma Ekonomik Komisyon Mekanizmasına ilaveten ekonomi ve ticaret ortaklığı noktasında da bir hedef belirledik. O da 6 milyar dolar.

Şimdi Ekonomi ve Ticaret Ortaklık Komitesini de tesis ettiğimiz için bu rakam daha da büyüyecek. Tabii Başbakan Orban ve Cumhurbaşkanı Novak’la olan görüşmelerimizde bu konudaki kararlılığımızı teyit ettik. Temaslarımızda ayrıca stratejik ortaklık ve iş birliğimizin gerek ikili gerek bölgesel alanda hayırlı sonuçlara vesile olduğunu gördük. İş birliğimizi geliştirilmiş stratejik ortaklığımız çerçevesinde daha da güçlendirmek amacıyla ortak adımlar atma konusunda mutabık kaldık. Macaristan’ın, Avrupa Birliği üyeliğimize desteğini bir kez daha güçlü bir şekilde vurgulaması bizleri ayrıca memnun etti” şeklinde konuştu.

(Kaynak: BloombergHT.com )

21 Ağustos 2023 Pazartesi

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın 7. Dönem Kamu Toplu Sözlemesi görüşmeleriyle ilgili düzenlediği basın toplantısında verilecek yeni zam teklifiyle ilgili konuşarak dile getirerek yüzdelik zamda iyileştirici bir irade ve refah payında olumlu bir adım beklediklerini belirtti.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, memur ve memur emeklisinin 2024-2025 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmelerinde gelinen aşamayla ilgili Memur-Sen Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

Toplu sözleşmeden sorumlu Genel Başkan Yardımcıları Hacı Bayram Tonbul’un önceki gün kalp rahatsızlığı geçirdiğini anımsatan Yalçın, tedavisi yoğun bakım servisinde süren Tonbul’a acil şifalar diledi.

Memur-Sen olarak amaçlarının kamu görevlilerinin alın terinin karşılığını almak, hakkını, hukukunu korumak ve refah seviyelerini yükseltmek olduğunu ifade eden Yalçın, “Gerçekçi olmayan teklifleri reddederken de masada müzakereyi yürütürken de sahadan ses verirken de aynı hassasiyetle hareket ettik” dedi.

“Enflasyon farkı zam gibi sunuluyor”

Yalçın, toplu sözleşme tekliflerini Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu ve bu sürece dair sorumluluklarını gözeterek hazırladıklarını belirterek, şöyle konuştu:

“Yaşanan fiyat istikrarsızlığını ve ekonomik koşulları göz önüne alarak zam teklifimizi üçer aylık dönemler halinde sunmuştuk. Merkez Bankasının öngördüğü enflasyon beklentileri, tekliflerimizin doğruluğunu teyit etmiştir. Bu süreçte, Türkiye’nin büyüme rakamlarını ve hükümetin seçim beyannamesindeki refah payı vaadini Kamu İşverenine hatırlattık. Kamu İşvereninin, birinci ve ikinci teklifinde getirdiği rakamlar ne ifade ettiğimiz gerçekliğe uygun ne de beklentileri karşılayacak niteliktedir. Yüzdelik teklif, toplu sözleşmenin esası, enflasyon farkı, kayıpların telafisi, refah payı ise alım gücünü korumanın güvencesidir. Ama bugün görüyoruz ki 6 ay boyunca yaşayacağımız sıkıntılar sonrası alacağımız enflasyon farkı zam gibi sunuluyor. Halbuki enflasyon farkı Kamu İşverenin jesti değil, toplu sözleşme kazanımımız ve geçmişe dönük alacağımızdır.”

“Bazı kritik başlıklarda önemli ilerlemeler sağladık”

Türkiye ekonomisinin karşı karşıya kaldığı sorunlarda kamu çalışanlarının hiçbir sorumluluğu olmadığını vurgulayan Yalçın, emeklerinin iktisadi sıkılaşma politikalarının tasarruf kalemine dahil edilmesini kabul etmediklerini söyledi.

Toplu sözleşmenin sadece genel teklifin rakamları üzerinden konuşulmasının hizmet kollarına ve genele ilişkin üretilen çözümleri gölgede bırakabildiğine dikkat çeken Yalçın, şunları kaydetti:

“Her ne kadar oransal zamda uzlaşılacak noktaya gelemediysek de hem hizmet kolu tekliflerinde hem de genele ilişkin bölümde bazı kritik başlıklarda önemli ilerlemeler sağladık. Toplu sözleşmede mutabakat her bir hizmet kolu ve genel ayrı ayrı sağlanabileceği gibi tek kalemde de olabilir. Arzumuz ve çabamız toplu sözleşmede genel ve hizmet kolu mutabakatının bir arada sağlanmasıdır. Yarın, Kamu İşvereninden gelen son teklifle müzakere ve istişare sürecini sürdürerek önemli bir karar alacağız.”

Yalçın, Hakem Kurulu sürecinin başlamasına kadar süreci uzlaşmayla tamamlama hakkı ve iradelerinin olduğunu dile getirerek, “Beklentimiz gayet açık ve net. Gerçekçi, piyasa koşullarını dikkate alan, öngörülen enflasyonu ihmal etmeyen, refah payı içeren, kamu görevlilerinin reel alım gücünü yükseltecek yeni bir teklifle gelinmelidir. Bu sebeple yüzdelik zamda iyileştirici bir irade, refah payında ise olumlu bir adım bekliyoruz.” dedi

(Kaynak: BloombergHT.com )

21 Ağustos 2023 Pazartesi

Yurt içi piyasalarda Merkez Bankası’nın faiz kararı için geri sayım başladı. Enflasyonda yıllık bazda sekiz aydır devam eden düşüş serisi Temmuz ayı itibariyle son bulurken, gelecek hafta yapılacak olan Para Politikası Kurulu toplantısından çıkacak faiz kararı yatırımcıların odağında yer alacak. New Orleans Üniversitesi’nden Finans Profesörü olan Kabir Hassan, önümüzdeki süreçte TCMB’nin bağımsızlığının sınanacağını söyledi.

Yatırımcılar Temmuz ayında aylık bazda son 1,5 yılın zirvesine çıkan enflasyon verisi sonrası, 24 Ağustos Perşembe günü TCMB’den gelecek faiz kararına odaklandı. Son PPK toplantısında kademeli faiz artışlarının devam edeceği mesajını veren Merkez Bankası’nın bu adımları ne kadar ve ne sürede yapacağına dair beklentiler ise kritik öneme sahip.

Merkez Bankası’nın faiz politikasını ve genel makro ekonomik görünümünü Bloomberg HT’ye değerlendiren New Orleans Üniversitesi’nden Finans Profesörü Kabir Hassan, seçimlerden sonra yeni dönem ekonomi yönetiminin izlediği politikaların makul düzeyde olduğunu belirtti.

Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası ve Afrika Kalkınma Bankası gibi kuruluşlara da danışmanlık veren Hassan, Türkiye’nin risk priminin yakın zamanda yapılan politika değişimlerinin sonucunda 700 baz puandan 400 baz puana düştüğüne dikkat çekti. Ancak bu seviyenin Meksika, Güney Afrika ve Brezilya gibi kalkınmakta olan ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye’den daha düşük olduğunu da sözlerine ekledi. Hassan, Türkiye’de enflasyon rakamlarının makul bir seviyeye düşmediği sürece risk priminin azalmasını beklemenin ise mantıksız olacağını vurguladı.

“Müdahale edilmezse TCMB’ye güven artar”

Merkez Bankası’nın bağımsızlığının ve güvenilirliğinin enflasyonla mücadeledeki en önemli faktörlerden biri olduğunu söyleyen Prof. Kabir Hassan, hükümetin diğer mali sıkılaştırma politikaları ve hükümetin enflasyonla olan mücadelesindeki piyasalarda güvenilirliği artırdığını ifade etti. Prof. Hassan yeni yönetimle Merkez Bankası’na olan güvenin global ölçekte artmasıyla birlikte bu güveni tehdit eden iki faktör olduğunu söyledi; ilki Kur Korumalı Mevduat programı uygulanması sonucu gereken parayı Merkez Bankası’nın finanse edeceğini açıklaması ve diğeri yaklaşan yerel seçimler. Yerel seçim döneminde Merkez Bankası’nın bağımsızlığının sınanacağını belirten Prof. Hassan, Merkez Bankası’nın politikalarına müdahale edilmediği sürece bankanın bağımsızlığına olan güvenin global çapta artacağına vurgu yaptı.

“İyimser olmak için çok erken”

Türkiye’ye yönelik uluslararası yatırımlara ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Hassan döviz kurundaki hareketlere dikkat çekti. Hassan, “Türk lirasının en fazla değer kaybeden para birimlerinden biri olması daha fazla değer kaybedemeyeceğinin bir işareti olarak algılanabilir mi? Maalesef şu an bu konuda iyimser olmak için çok erken olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak, yabancı yatırımı ve sürdürülebilirliği olmayan KKM politikası etkili olduğu sürece Döviz kuru sabitliğini konuşmak yerinde olmaz” ifadelerini kullandı.

Prof. Hassan yeni Merkez Bankası başkanının politikalarının eski başkanının politikalarından daha rasyonel olduğunun inkar edilemeyecek bir gerçek olduğunu söylerken, işlenen politikaların değerlendirmesini yapmak için henüz erken olduğunu da sözlerine ekledi.

YAZAR: Asiye Erduran

(Kaynak: BloombergHT.com )