15 Kasım 2022 Salı

ABD’de üretici fiyat endeksindeki artış hızı Ekim’de yavaşladı ancak yüksek kalmaya devam etti.

ABD Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre üretici fiyat endeksi (ÜFE) Ekim’de aylık yüzde 0,2, yıllık yüzde 8 arttı.

Bloomberg’in anketine katılan ekonomistlerin medyan tahmini aylık yüzde 0,4, yıllık yüzde 8,3 artış olması yönündeydi.

Ülkede Ekim’de TÜFE bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 ile tahminlerin altında artarak 9 ayın en düşük seviyesine gerilemişti.

Gıda ve enerji hariç ÜFE ise aylık bazda değişmezken yıllık bazda yüzde 6,7’ye geriledi. Önceki ay yıllık artış yüzde 7,1 olmuştu.

ABD’DE ENFLASYON EKİM’DE BEKLENTİNİN ALTINDA KALDI

(Kaynak: BloombergHT.com )

14 Kasım 2022 Pazartesi

ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, G20 Zirvesi için geldikleri Endonezya’nın Bali Adası’nda yüz yüze görüşme gerçekleştirdi. Yaklaşık 3 saat süren görüşme sonrası Beyaz Saray, Biden ve Çinli mevkidaşı Şi’nin görüşmesinin “samimi” geçtiğini ve ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Pekin’i ziyaret edeceğini duyurdu.

ABD ile Çin arasında küresel güç rekabetinin ve gerilimlerin arttığı döneme denk gelen görüşme, Biden’ın Ocak 2021’de göreve başlamasından bu yana iki liderin ilk yüz yüze buluşması oldu. Görüşme yaklaşık 3 saat sürdü.

İki lider, çeşitli konularda kendi öncelikleri ve niyetleri hakkında görüştü.

Biden, Amerika Birleşik Devletleri’nin, ülke içindeki güç kaynaklarına yatırım yapmak ve dünya çapındaki müttefikler ve ortaklarla işbirliği yapmak da dahil olmak üzere, Çin ile güçlü bir şekilde rekabet etmeye devam edeceğini açıkladı. Bu rekabetin çatışmaya dönüşmemesi gerektiğini yineledi ve ABD ve Çin’in rekabeti sorumlu bir şekilde yönetmesi ve açık iletişim hatlarını sürdürmesi gerektiğinin altını çizdi. İki lider, bu hedefleri ilerletecek ilkeler geliştirmenin önemini tartıştı ve ekiplerini bunları daha fazla tartışmak için görevlendirdi.

Blinken Pekin’i ziyaret edecek

Beyaz Saray, Biden ve Çinli mevkidaşı Şi’nin görüşmesinin “samimi” geçtiğini ve ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Pekin’i ziyaret edeceğini duyurdu. 2 ülkenin ayrıca iklim değişikliği, ekonomik istikrar, borçların hafifletilmesi, sağlık ve gıda güvenliği gibi alanlarda üst düzey yetkililerin görüşmelerinin devam edeceği ifade edildi.

ABD-Çin ikili ilişkilerindeki belirli konuları ele almak için devam eden çabaları memnuniyetle karşıladılar ve ortak çalışma grupları da dahil olmak üzere bu mevcut mekanizmalarda daha fazla ilerlemeyi teşvik ettiler. Ayrıca ABD halkı ile Çin arasındaki bağların önemine de dikkat çektiler.

Nükleer savaş mesajı

İki lider, önemli bölgesel ve küresel zorluklar hakkında görüş alışverişinde bulundu. Biden, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı acımasız savaşını ve Rusya’nın sorumsuz nükleer kullanım tehditlerini gündeme getirdi. Biden ve Şi, bir nükleer savaşın asla yapılmaması ve asla kazanılamayacağı konusundaki anlaşmalarını yinelediler ve Ukrayna’da nükleer silah kullanımına veya kullanım tehdidine karşı olduklarının altını çizdiler.

Şi: ABD’nin yerine alma niyetinde değiliz

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, G20 Zirvesi için gittiği Endonezya’nın Bali Adası’nda ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmede, Çin-ABD ilişkilerindeki mevcut gerilimlerin iki ülkenin ve halklarının çıkarına ve uluslararası toplumun beklentilerine uygun olmadığını ifade etti. Şi, “Çin, mevcut uluslararası düzeni değiştirmek veya ABD’nin iç işlerine müdahale etmek istemiyor. ABD’ye meydan okuma veya onun yerini alma niyetinde değiliz” dedi.

İki liderin yaklaşık 3,5 saat süren yüz yüze görüşmesine ilişkin Çin tarafından yapılan açıklamaya göre, Şi, ABD ile Çin arasındaki ekonomik, teknolojik ve ideolojik rekabete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Şi, iki ülke arasındaki rekabetin bir tarafın başarısının diğerinin yenilgisi olduğu “sıfır toplamlı bir oyun” olarak görülmemesi gerektiğine dikkati çekerek, Çin’in ve ABD’nin başarılı olmasının birbirleri için tehdit değil fırsat olduğu görüşünü dile getirdi.

ABD’nin kapitalizm, Çin’in ise sosyalizm yoluyla kalkınmayı benimsediğini, her iki tarafın da bu farklılığa saygı göstererek birbirlerini kendi ölçüsüne göre yeniden şekillendirmeye, diğerinin sistemini sarsmaya ve değiştirmeye çalışmaması gerektiğini vurguladı.

“Demokrasi ve otoriterlik karşıtlığı doğru değil”

Özgürlük, insan hakları ve demokrasinin tüm insanlığın ortak değeri ve arayışı olduğunu ifade den Şi, “demokrasi ve otoriterlik karşıtlığı” anlatısının günümüz dünyasını ve zamanın eğilimlerini doğru tanımlamadığı değerlendirmesinde bulundu.

Hiçbir ülkenin mükemmel bir demokratik sisteme sahip olmadığına, gelişmeye daima muhtaç olduğuna dikkati çeken Şi, “Nasıl ki ABD’nin Amerikan stili bir demokrasisi varsa Çin’in de kendine özgü demokrasisi var. Her ikisi de kendi ulusal koşullarına uygun. Çin’de uygulanan ‘bütüncül süreç halk demokrasisi’ ülkenin gerçeklerine, tarihine, kültürüne uygun ve halkın iradesini yansıtıyor.” ifadelerini kullandı.

“Ticaret veya teknoloji savaşı kimsenin çıkarına değil”

Şi, küreselleşmiş dünyada ticaret veya teknoloji savaşları başlatmanın, ekonomik bağları koparmanın, tedarik zincirlerini kesmenin hem piyasa ekonomisinin ilkelerine hem de uluslararası ticaret kurallarına karşı olduğunu belirterek, “Bu girişimler kimsenin çıkarına değil. Ekonomik ve ticari bağların, bilimsel ve teknolojik etkileşimlerin siyasallaştırılmasına ve silaha olarak kullanılmasına karşıyız.” diye konuştu.

Biden ile Şi’nin görüşmesi, dünyanın en büyük iki ekonomisine sahip ülkeler arasında son dönemde ekonomik ve teknolojik rekabetteki sorunların sıkça gündeme geldiği, Çin’in bu alandaki artan nüfuzuna karşı ABD ve müttefiklerinin stratejik sektörlerdeki ekonomik ilişkileri yeniden değerlendirildiği bir döneme denk geldi.

Yüz yüze ilk görüşme

Liderler, daha önce her ikisinin de başkan yardımcısı olarak mevkidaş olduğu dönemde yüz yüze görüşmelerde bulunmuştu. Ancak taraflar, Biden’ın geçen yılın başında göreve başlamasından bu yana yalnızca iki kez çevrim içi ve bir kez de telefonda görüşürken hiç bir araya gelmemişti.

Çin Devlet Başkanı Şi, Kovid-19 salgınının başlamasının ardından yaklaşık 2,5 yıl boyunca yurt dışı ziyaretlerine ara vermiş ve yüz yüze diplomasiden kaçınmıştı.

(Kaynak: BloombergHT.com )

14 Kasım 2022 Pazartesi

Geçen hafta ABD’de beklentilerin altında gerçekleşen enflasyon riskli varlıklara yönelik ilginin artmasını beraberinde getirirken, yeni hafta sınırlı kayıplarla girdi.

Wall Street endeksleri geçen haftayı yükselişle tamamlamalarının ardından yeni haftaya vadeli işlemlerde sınırlı kayıplarla başladı.

S&P 500 ve Nasdaq 100 geçen haftayı beklentinin altında kalan ABD enflasyonunun etkisiyleyüzde 5,9 ve yüzde 8,84 yükselişle noktalamıştı.

Asya endekslerinde ise Çin’in açıkladığı destek paketlerinin olumlu etkileri gözleniyor. Japon Nikkei 225 negatif ayrışırken, Çin CSI 300 ve Hong Kong Hang Seng artıda.

Konut şirketleri Çin ve Hong Kong’daki yükselişe öncülük ederken, Country Garden Holdings Co. hissesi rekor bir hareketle yüzde 55 tırmanış kaydetti.

ABD’de geçen hafta açıklanan tüketici enflasyon verisinin ardından Fed’in daha güvercin bir politika izleyebileceği beklentisi ile haftayı yüzde 3,5 düşüşle tamamlayan Bloomberg Dolar Endeksi, Fed Guvernörü Christopher Waller’ın yaptığı açıklamalarla bu sabah yüzde 0,4 artıda.

Waller Fed’in faiz indirimlerini sona erdirmeden “gidecek daha yolu olduğunu” ve faiz artışlarının gelecek bir veya iki toplantıda bitmeyeceğini belirtti.

ABD’DE ENFLASYON EKİM’DE BEKLENTİNİN ALTINDA KALDI

ABD’de Demokratlar Senato’yu vermedi

ABD’de Demokrat Parti tüm tahminlere ve tarihi örneklere meydan okuyarak ara seçimlerde ABD Senatosu’ndaki çoğunluğunu korumayı başardı.

Demokratlar Arizona ve Nevada eyaletlerindeki senatörlerin galibiyeti sayesinde 100 üyeli Senato’da 50 koltuğun sahibi olup, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in eşitliği bozan oy hakkıyla kritik yasaları çıkarmaya yetecek çoğunluğu ellerinde tuttular.

ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Chuck Schumer, seçim sonucunu bir zafer ve “haklı çıkarma” olarak değerlendirdi. Schumer, zaferi partisinin ajandası ile başarılarına ve ayrıca seçmenlerin eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından desteklenen aşırı adayları reddetmesine bağladı.

ABD Temsilciler Meclisi’nin kontrolünün kimde olacağı ise henüz netlik kazanmadı ama Cumhuriyetçiler çoğunluk için gerekli olan 218 koltuğun 211’ini almış durumda. Demokratlar 203 koltuk kazandı.

Başta batı eyaletlerde olmak üzere oyların sayımı pazar gecesi itibarıyla devam edildi.

Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi çoğunluğunu elde etmesi Biden yönetiminin önümüzdeki iki yıl boyunca kapsamlı bir yasama gündemi gerçekleştirmesini zorlaştırabilecek bir unsur olsa da Senato çoğunluğunun korunmasının Demokratlar için geçen iki yılda atılan adımların geri çekilmesine karşı bir siper olması bekleniyor.

(Kaynak: BloombergHT.com )