08 Kasım 2023 Çarşamba
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) iç borç stokundaki payı Ekim ayı itibariyle yüzde 4,6’ya geriledi. Böylelikle TCMB’nin payı deprem öncesi seviyelere yaklaştı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) makro ihtiyati çerçevede sadeleşme adımlarını sürdürürken, bilançosunda da sadeleşme eğilimine devam ediyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre Ekim ayında TCMB’nin iç borç stokundaki payı yüzde 4,6 seviyesine geriledi. Böylelikle TCMB’nin bu varlıklardaki payı deprem öncesi seviyelere yakınlaşmış oldu.
Geçen yılın sonunda açıklanan 2023 Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi metninde 2023 yılında TCMB’nin tahvil alımlarının bilanço büyüklüğünün yüzde 7’sine kadar artırılması öngörülmüştü.
Bununla birlikte bu yılın Şubat ayında Türkiye’yi sarsan deprem felaketi sonrasında yapılan BES düzenlemesi ile kotasyon yoluyla bankalardan DİBS alımı ve piyasa yapıcı bankalardan doğrudan alımların devam ettiği görülmüştü.
Bu gelişmelerin etkisiyle TCMB’nin iç borç stokundaki payı Mayıs’ta yüzde 7,4’e kadar yükselmişti. Böylelikle pandemiden bu yana en yüksek seviye izlenmişti. Haziran 2020’de TCMB’nin iç borç stokundaki payı yüzde 7,6’ya çıkmıştı.
TCMB’de yaşanan yönetim değişikliğinin ardından bu payda gerileme eğilimi başladı. TCMB’nin iç borç stokundaki payı Temmuz’da yüzde 6’nın altına, Eylül’de ise yüzde 5’in altına geriledi. Pandemi etkilerinin ortadan kalktığı 2022’de bu pay yüzde 4’e kadar gerilemişti. Şimdi dikkatler TCMB’nin bu payını ne kadar kısabileceğine çevrildi.
08 Kasım 2023 Çarşamba
QNB Finansbank 2024 yılına ilişkin Türkiye büyüme tahminini yüzde 4’ten yüzde 3,5’e çekti. Banka ekonomistleri değerlendirmelerinde tüketim harcamalarındaki eğilime vurgu yaptı.
QNB Finansbank, tüketim harcamaları, kredi büyümesi ve sıkılaşmaya atıfta bulunarak 2024 Türkiye büyüme tahminini yüzde 4’ten yüzde 3,5’e revize etti.
Banka başekonomisti Erkin Işık ve ekonomistler Deniz Çiçek ile Kaan Özçelikkale’nin yayımladığı raporda kartlı harcama verilerindeki reel değişimin üç aylık ortalamasının ekim sonu itibarıyla negatife döndüğü belirtilerek “Bu sonuç, yılın ilk yarısında büyümeye en büyük katkıyı yapan tüketim harcamalarının ikinci yarıda zayıfladığına işaret etmektedir” denildi.
Ekonomistler ekim sonu itibarıyla 13 haftalık ortalama reel net kredi kullanımının sıfır seviyesinin altına inerek tarihsel eğilime göre yavaş bir reel kredi genişlemesine işaret ettiğini belirtti.
QNB Finansbank ekonomistlerinin raporunda şu değerlendirmeler yer aldı: TCMB’nin faiz artırımı ile likidite ve kredi düzenlemeleriyle yürüttüğü sıkılaştırmanın sürmesiyle, önümüzdeki dönemde reel kredi kullanımında daha belirgin bir yavaşlama olmasını bekleriz. Bu da bir miktar gecikmeyle birlikte, iç talep ve büyüme göstergelerinde zayıflamaya yol açacaktır.
08 Kasım 2023 Çarşamba
İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan ihracat iklim endeksi Ekim ayında 48,5 değerini aldı. Önceki veri yüzde 49 olarak kaydedilmişti. İhracat ikliminde 2023 başından bu yana en belirgin bozulma kaydedilirken, zayıflığın ana kaynağı Avrupa olmaya devam etti
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi eşik değer 50,0’nin altında kalarak Ekim ayı 2023’te 48,5 olarak gerçekleşti.
Türk imalat sektörü ihracatının en büyük on pazarından yedisinin bulunduğu Avrupa’da söz konusu pazarlardan İspanya hariç tümü ekim ayında daralma kaydetti. İspanya’da üretim değişim göstermedi. ABD, Orta Doğu ve Asya’nın bazı bölgelerinde büyüme görüldü. Hindistan’da büyüme yüksek temposunu korurken, Singapur, Endonezya ve Filipinler kayda değer üretim artışlarıyla öne çıktı.
İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi Ekim’de üst üste üçüncü ay 50 eşik değerinin altında gerçekleşti. Eylül’de 49 olan endeks 48,5’e gerileyerek dış talep koşullarında yıl başından bu yana en belirgin bozulmaya işaret etti.
Avrupa pazarlarında daralma
Türk imalat sanayi ihracatçıları, yılın son çeyreğinin başında zorlu bir talep ortamıyla karşı karşıya kalmaya devam etti. Son aylarda olduğu gibi, zayıflık yine büyük ölçüde Avrupa’daki ana ihracat pazarlarında süregelen yavaşlamadan kaynaklandı. ABD genişleme patikasında kalırken, bazı Asya ülkeleri ve Orta Doğu büyüme eğiliminin yoğunlaştığı diğer bölgeler oldu.
Türk imalat sektörü ihracatının en büyük on pazarından yedisinin bulunduğu Avrupa’da söz konusu pazarlardan biri hariç tümü ekim ayında daralma kaydetti. Bu durumun tek istisnası, üretimin değişim göstermediği İspanya oldu. Birleşik Krallık’ta ekonomik aktivite üst üste üçüncü ay azalırken, Almanya’da daralma eğilimi dört aya ulaştı. İtalya ve Fransa’da ise son beş ay boyunca üretim düşüş gösterdi. Türk imalat sanayi ürünlerinin en büyük ikinci ihracat pazarı olan ABD, Ekim ayında da büyümeye devam etti. Genişleme ılımlı düzeyde olmakla birlikte son üç ayın en yüksek hızında gerçekleşti.
Asya’da büyüme
Talebi olumlu yönde etkileyen pazarların büyük bölümü yine Orta Doğu’da yer aldı. Büyümenin son dört ayın en yüksek temposuna ulaştığı Birleşik Arap Emirlikleri, anket paneli kapsamında en hızlı genişleyen pazar oldu. Bir diğer önemli ihracat pazarı olan Rusya’da ise üretim ekim ayında güçlü bir şekilde artmaya devam etti. Böylece ekonomik aktivite son dokuz ay boyunca büyüme kaydetti. Dördüncü çeyreğin başında güçlü performans gösteren diğer pazarlar ise Asya ülkeleri oldu. Hindistan’da büyüme yüksek temposunu korurken Singapur, Endonezya ve Filipinler de kayda değer üretim artışlarıyla öne çıktı.
İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi, “Türk imalat sanayi ihracatçıları, Ekim ayında da Avrupa ekonomisinin içinde bulunduğu zor durumdan etkilenmeye devam etti. İktisadi faaliyetin birçok önemli ihracat pazarlarında gerilemesi, genel iklimin bozulmasına yol açtı. ABD ekonomisindeki dayanıklılık belirtilerinin yanı sıra Asya ve Orta Doğu’nun bazı bölgelerinde gözlenen büyüme ise genel tablodaki bozulmaya engel olamadı. Bu nedenle, yeni ticaret arayışlarına yönelen imalatçılar dünyada ekonomik durumun daha güçlü seyrettiği bölgelere odaklanmaya karar verebilirler.”
Endekste eşik değer olan 50’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.