27 Temmuz 2023 Perşembe
ABD’de Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre ekonomik büyüme beklentileri aşarak yüzde 2,4 olarak gerçekleşti. Ülkede dayanıklı mallara yönelik siparişler, Haziran ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 4,7 artarak 302,5 milyar dolara çıkarken, mal ticaret açığı da yüzde 4,4 geriledi.
ABD’nin ekonomik büyümesi, beklentilerden daha güçlü gelen tüketici harcamaları ve sağlam ticari yatırımların desteğiyle ikinci çeyrekte beklenmedik bir şekilde ivme kazandı.
Ticaret Bakanlığı’nın Perşembe günü açıkladığı ilk değerlendirmelere göre, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla önceki üç aydaki yüzde 2’lik hızın ardından yıllık yüzde 2,4 arttı. Piyasanın beklentisi büyümenin yüzde 1,8 olması yönündeydi.
Tüketici harcamaları, yılın başındaki artışın ardından yüzde 1,6’lık bir hızla artarken beklenti bu rakamın yüzde 1,2 olarak gerçekleşmesiydi.
Fed’in tercih ettiği temel enflasyon metriği ise, yüzde 3,8’le beklenenden daha yavaş bir hızda ilerledi.
ABD ekonomisi, ekonomistlerin birkaç ay önce olmasını beklediklerinden daha iyi durumda. Ekonomistler öngörülerinde bir resesyon olasılığı konusunda ikiye bölünmüşken, güçlü işgücü piyasası, sağlam tüketici harcamaları ve şimdi düşen enflasyon, ABD’nin ekonomik gerilemeden kaçınacağına dair umutları güçlendiriyor.
Fed Başkanı Jerome Powell Çarşamba günü, Merkez Bankası’nın faiz oranlarını çeyrek puan artırmasının ardından yaptığı açıklamada, Fed yetkililerinin artık bir resesyon öngörmediğini belirtmişti.
Bununla birlikte Fed’İn politika faizini 22 yılın en yüksek seviyesine çıkarması gibi faktörler nedeniyle ekonomide ters rüzgarların sürdüğü değerlendiriliyor.
Yine de, Fed’in gösterge faiz oranı 22 yılın en yüksek seviyesinde ve tüketici baskısının köpürdüğüne dair bazı işaretler ile ters rüzgarlar devam ediyor.
Kişisel Tüketim Harcamaları Fiyat Endeksi, Nisan-Haziran döneminde yıllık bazda yüzde 2,6 ile 2020’nin kapanış aylarından bu yana en düşük büyümesini kaydetti. Gıda ve enerji kalemleri çıkarıldığında endeksin iki yılın en yavaş yükselişini kaydettiği gözlendi. Haziran ayı verilerinin Cuma günü yayımlanması bekleniyor.
Dayanıklı mal siparişleri yükseldi
ABD’de dayanıklı mallara yönelik siparişler, Haziran ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 4,7 artarak 302,5 milyar dolara çıktı.
Bu dönemde siparişlerin yüzde 1 yükselmesi öngörülüyordu.
Dayanıklı mallara yönelik siparişler, Mayıs’ta ise yüzde 2 artarak 288,9 milyar dolar olmuştu.
Ulaşım ekipmanlarına yönelik siparişler, haziranda üst üste 4. ay yükselerek yüzde 12,1 artışla 115,3 milyar dolara çıktı. Ulaşım hariç siparişler aynı dönemde yüzde 0,6, savunma hariç siparişler de yüzde 6,2 arttı.
Ömrü en az 3 yılı bulan ürünlerden oluşan dayanıklı tüketim mallarına yönelik siparişler, sanayi üretimine ilişkin bilgi vermesi açısından önem taşıyor.
Mal ticaret açığı yüzde 4,4 düştü
Öte yandan ABD’de mal ticareti açığı, Haziran’da aylık bazda yüzde 4,4 azalarak 87,8 milyar dolara geriledi.
Piyasa beklentileri, mal ticareti açığının bu dönemde 91,8 milyar dolar olması yönündeydi. Mal ticaret açığı, Mayıs ayında 91,9 milyar dolar olarak kaydedilmişti.
Söz konusu dönemde mal ihracatı 400 milyon dolar artışla 162,5 milyar dolara çıkarken, mal ithalatı da 3,6 milyar dolar düşerek 250,3 milyar dolara geriledi. Ayrıca, toptan eşya stokları Haziran’da aylık bazda yüzde 0,3 azalırken, perakende stokları yüzde 0,7 arttı.
27 Temmuz 2023 Perşembe
Avrupa Merkez Bankası (AMB) sıkılaştırma sürecine yeni faiz artışı kararıyla devam etti. 25 baz puanlık artış geçen yılın Temmuz ayından bu yana verilen 9. artış kararı oldu. Kararın ardından basın toplantısı düzenleyen AMB Başkanı Christine Lagarde, Eylül ve sonrası için alınacak kararlara ilişkin olarak açık fikirli olduklarını ifade etti.
Euro Bölgesi’nde enflasyon hedef seviyelerin üzerindeki seyrini devam ettirirken, Avrupa Merkez Bankası (AMB) sıkılaştırma sürecinde yeni bir faiz artışı kararına imza attı.
AMB faizleri 25 baz puan artırdı. Bu artışla mevduat faizi yüzde 3,75; politika faizi yüzde 4,25 ve gecelik borç verme faizi yüzde 4,50 seviyesine yükseldi.
Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin beklentisi faizlerin 25 baz puan artırılması yönündeydi.
Haziran’da Euro Bölgesi’nde enflasyon yüzde 5,5 olarak ölçülmüştü.
Karar metninde enflasyonun çok uzun süre yüksek kalmasının beklendiği ifade edildi. Metinde gelecek kararların etkisiyle faizlerin yeteri kadar kısıtlayıcı olacağı da vurgulandı.
Bazı rakamlar gevşeme belirtileri gösterse de, çekirdek enflasyonun genel olarak yüksek olmaya devam ettiğini ifade eden AMB, finansman koşullarının yeniden sıkılaştığını ve talebi giderek azalttığını, bunun da enflasyonu hedefe geri çekmede önemli bir faktör olduğunu söyledi.
Eylül ile ilgili net bir yönlendirme yapılmadı
Piyasalar faiz kararında Eylül ayına ilişkin aradıkları net yönlendirmeyi bulamadı.
Karar metninde önümüzdeki döneme ilişkin olarak “Yönetim Konseyi’nin gelecekteki kararları, enflasyonun yüzde 2’lik orta vadeli hedefe zamanında geri dönmesini sağlamak için, gerekli olduğu sürece AMB’nin temel faiz oranlarının yeterince kısıtlayıcı seviyelerde belirlenmesini sağlayacaktır. Yönetim Konseyi, uygun kısıtlama seviyesini ve süresini belirlemek için verilere bağlı bir yaklaşım izlemeye devam edecektir” ifadeleri kullanıldı.
Para politikası sıkılaştırmasının hanehalklarını etkilemesi 12-18 ayı bulsa da AMB’nin bir yıla ulaşan faiz artışı serisi firmalar ve hanehalkları üzerinde etkisini göstermeye başladı.
Euro Bölgesi’nde ticari kredilere olan talepte yaşanan sert düşüşle birlikte bölgenin en büyük ekonomisi Almanya da resesyondan çıkmakta zorlanıyor. İmalat sektöründe süregelen zayıflığın ardından hizmet sektöründe durgunluk görülmeye başlandı.
Lagarde: Eylül ve sonrası için açık fikirliyiz
Kararın ardından AMB Başkanı Christine Lagarde kameraların karşısına geçti. Lagarde son toplantıdan bu yana yaşanan gelişmelerin beklentilerini desteklediğini ifade etti.
Lagarde’ın öne çıkan ifadeleri şunlar oldu:
Kısa vadeli ekonomik görünüm bozuldu. İmalat zayıf iç taleple gerilerken hizmet sektörü daha sağlam göründü. İstihdam piyasası güçlü kaldı. Ekonominin kısa vadede zayıf kalması bekleniyor.
Mali politika ekonomiyi daha verimli kılmak için yeniden tasarlanmalı. Hükümetler teşvik uygulamalarını azaltmalı.
Enflasyonu etkileyen unsurlar değişiyor. Çekirdek enflasyon göstergeleri yüksek kalmaya devam ediyor. Euro Bölgesi içindeki fiyat baskıları artan şekilde önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.
Büyüme ve enflasyon görünümü oldukça belirsiz. Bankalar için fonlama daha maliyetli hale geldi. Geniş TLTRO geri ödemeleri Haziran’da sorunsuz ilerledi.
Enflasyon gerilemeye devam ediyor ama uzun bir süre boyunca yüksek seviyede kalacak gibi görünüyor.
AMB’nin faiz kararı oybirliği ile alındı. Eylül ve sonraki toplantılarda alınacak kararla ilgili açık fikirliyiz. AMB bir toplantıdan diğerine farklı davranabilir.
Bilançonun küçültülmesi konusunu ele almadık.
Kesinlikle politikanın güçlü bir şekilde aktarıldığını görüyoruz.
Eylül’de faiz indirimine gitmeyeceğiz. Eylül’de artış da olabilir, pas da geçebiliriz.
Faizlerle parasal sıkılaşma arasında bir tercih söz konusu değil. Faiz oranları AMB için kilit enstrüman niteliğinde.
27 Temmuz 2023 Perşembe
Ekonomistler, TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ilk enflasyon raporu sunumunun ardından TCMB’nin enflasyon tahmini hakkında değerlendirmelerde bulundu.
TCMB’nin yeni Başkanı Hafize Gaye Erkan enflasyon raporunun sunumu için ilk kez kameraların karşısına geçti.
Sunumda açıklanan verilere göre, TCMB 2023 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 22,3’ten yüzde 58’e çıkardı. 2024 yıl sonu enflasyon tahmini ise yüzde 8,8’den yüzde 33’e yükseltildi. 2025 yıl sonu enflasyon tahmini de yüzde 15 oldu.
Ekonomistler, TCMB’nin açıkladığı tahminlere ilişkin şu yorumları yaptı:
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, Enflasyon Raporu Toplantısı’nda TCMB’nin yılsonu enflasyon tahmininin yüzde 22’den yüzde 58’e çıkarılmasının “gerçekçi ve inandırıcı bir adım” olduğunu belirtti. “Kredibilite açısından pozitif” olduğunu kaydeden Demiralp “Bizim yılsonu tahminimiz yüzde 72” açıklamasını yaptı.
Şengül: Uzun süredir görmediğimiz kadar gerçekçi tahminler
Bilgi Üniversitesi CEFIS Araştırma Direktörü Özlem Derici Şengül, enflasyon tahminine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “TCMB’nin bu yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 58, gelecek yıl yüzde 33. Resmi rakamlar bazında uzun süredir görmediğimiz kadar gerçekçi tahminler.” dedi.
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay, konu hakkında yaptığı yorumda, “Enflasyon Raporu toplantısında, TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan teknik yönü güçlü bir sunum yaptı. Arkasındaki analiz güzel.” dedi. Değerlendirmesinde, TCMB’nin yıl sonu enflasyon tahminin yüzde 58 olduğunu belirten Özatay, “Ben daha yüksek beklesem de makul” ifadelerini kullandı. Özatay değerlendirmesine şu sorularla devam etti:
“Makul olmayan: Neden politika faizi yüzde 17,5? Neden iş kredi sıkılaştırması gibi yan yollara bırakılıyor? Neden mevduat faizi düşük olsun isteniliyor?”
Sözer: Enflasyon tahminlerini revize ederek bir yere varamayız
Virtus Global Yönetici Ortağı İnanç Sözer, değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
“Biz yüzde 5’lik bir enflasyon hedefini konuşuyoruz. Aşağı yukarı her ay yüzde 5 geliyor. Enflasyon tahminlerinde kabaca 3-4 senedir görmediğimiz kadar samimi bir revizyon var. Ancak revizyonlara rağmen, önümüzdeki 3 sene boyunca tek haneli enflasyonu görmeyecek olmamıza rağmen resmi enflasyon hedefimizi yüzde 5’te tutabiliyor olmak, ‘Ya Merkez Bankası Kanunu’nun bunu nasıl bağlayıcı ve şeffaflık açısından kıymetli olduğunu bilmiyor olmak demek, ya da ben sizden sadece zaman istiyorum, bunları zaman içinde düzelteceğim’ demek anlamına geliyor.
Ne yazık ki Merkez Bankası’nın da ekonomi yönetiminin de fark etmesi gereken birinci husus; Türkiye’nin son 2 yıllık döngü içerisinde, TÜİK’in olağanüstü metodolojik yaklaşımına rağmen yüzde 86’lara yükselen bir enflasyonla mücadele ediyor olması. Türkiye’nin bugün birinci sorunu yüksek enflasyondur. Sayın Başkan da bunu çok güzel şekilde ifade etti. Ancak enflasyon tahminlerini revize ederek bir yere varamayız. Samimi bir hedefi revizyon yapmak zorundayız. ‘2023’te ben gerçekten yüzde 5’i yakalayamam, o sebepten dolayı benden yüzde 5’lik enflasyon hedefini beklemeyin’ itirafını yapabilmesi lâzım.
Türkiye ne yazık ki, para politikasında Sayın Başkanın ifade ettiği gibi 2 tane kısır tartışmaya giriyor. Birincisi siyasi tartışmalar. Bunun memleketimize bir faydası yok. Bunu bırakalım siyasetçiler yapsın. Ancak istikrar analistleri açısından siyaseti değil, bizim daha çok makroekonomik istikrarın nasıl tesis edebileceğini konuşmamız lâzım. Bunu yapabilmek için de ne yazık ki o kadar zamanımız yok. Zaman istemek TL’deki kayıplara göz yummak demek gibi oluyor. O yüzden bence bu konuda bir gözden geçirmeye ihtiyaç var. Öte yandan bugün genel anlamda Başkanın performansını olumlu karşılamak lâzım. Yüksek enflasyonla mücadele etmeye çalışırken manevraları çok zor. Bir yün yumağını çözmeye çalışıyor. O yüzden de kademeli olması vurgusunu çok yapıyor. Ancak hem iletişim mekanizmasını hem de toplumdaki hesap verilebilirlik ilkesi konusunda daha çok adım atması gerekiyor.”