10 Ekim 2023 Salı
ABD Merkez Bankasının (Fed) Denetimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michael Barr, banka sermayelerinin artırılmasına yönelik düzenleme teklifinin, bankaların finansman maliyetlerini yükseltebileceğini ancak daha fazla zararı karşılamalarına imkan sağlayacağını ifade etti.
ABD Merkez Bankasının (Fed) Denetimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michael Barr, Amerikan Bankacılar Birliğinin yıllık toplantısında yaptığı konuşmada, finansal sistemin beklenmedik stresi atlatabilmesi için bankaların yeterli sermayeye sahip olmasının önemine işaret etti.
Büyük bankaların sermaye gereksinimlerinin artırılmasına yönelik teklife değinen Barr, söz konusu teklifin faydalarının maliyetlerden daha ağır basacağına inandığını söyledi.
Barr, teklifin daha yüksek finansman maliyetlerine yol açabileceğini belirterek, sermayenin bankaların alacaklılarına geri ödeme kabiliyetlerini riske atmadan daha fazla zararı karşılamalarına olanak tanıdığına dikkati çekti.
“Bankalar hanehalkları ve işletmelere kredi vermeyi sürdürebilir”
“Daha iyi sermayeye sahip bankalar, zararları daha iyi karşılayabilir ve stres zamanlarında hanehalklarına ve işletmelere kredi vermeye devam edebilir, bu da sağlıklı ve güçlü bir ekonomiye sahip olmamıza yardımcı olur” değerlendirmesinde bulunan Barr, Fed ve diğer düzenleyicilerin, sektörden önerilen tekliflere ilişkin yorumları memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.
Fed, ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) ve Para Birimi Kontrol Ofisi (OCC) ortaklığında, risk ağırlıklı varlıkların ölçümü ve büyük bankaların yasal sermaye gereksinimlerine yönelik yeni teklif yayımlanmıştı.
Teklifin, 100 milyar dolar veya daha fazla toplam varlığı bulunan bankalar için geçerli olacağı ve topluluk bankaları için sermaye gereksinimlerinin değişmeyeceği açıklanmıştı.
Getirilecek risk duyarlılığı ve tutarlılıktaki iyileştirmelerin, etkilenen bankaların sermaye gereksinimlerinde artışla sonuçlanacağı belirtilmişti.
09 Ekim 2023 Pazartesi
Orta Doğu’da yaşanan çatışmalar küresel piyasalarda güvenli liman alımlarının canlanmasına yol açarken, doların diğer para birimlerine kıyasla değer kazandığı görüldü. Dolar/TL kuru ise ilk işlemlerde 28 seviyesinin üzerini test etti.
Küresel piyasalarda jeopolitik tansiyon nedeniyle dolar güçlenirken, Dolar/TL kurunda da yeni rekor seviye test edildi.
Dolar/TL kuru bankalararası piyasadaki ilk işlemlerde 28,09 seviyesini gördü. Kur daha sonra 27,70 civarında denge kazandı. İki yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 24,17 olurken, Türkiye’nin risk primi de 410 baz puanda.
Orta Doğu’da jeopolitik gerginliğin tırmanacağı beklentisiyle yatırımcıların dolar ve altına yönelmesiyle dolar, euro ve sterline karşı değer kazanırken riskli para birimleri değer kaybetti.
Bloomberg Dolar Endeksi haftanın ilk işlemlerinde yüzde 0,2 yükseliş gördü. Euro/Dolar yüzde 0,3 kayıp yaşadı.
Güvenli liman olan bir başka para birimi olan Japon yeni de kuvvetlendi.
Dolara karşı yüzde 0,1 değer kazanan yen G-10 para birimleri arasında Norveç kronu ile birlikte dolara karşı yükselen tek para birimi konumunda.
- TÜRKİYE ZİYARETİNİ TAMAMLAYAN IMF’DEN EKONOMİ ANALİZİ
IMF’den Türkiye analizi
IMF ekonomistleri Türkiye ziyaretini tamamlayarak büyüme tahminleri açıkladı.
Buna göre IMF Türkiye büyümesinin 2023’teki yüzde 4’ten 2024’te yüzde 3,25’e yavaşlamasını tahmin ediyor.
Fonun Türkiye cari açık/GSYH beklentisi 2024 için yaklaşık yüzde 3 seviyesinde. 2024 yıl sonu itibarıyla enflasyonun yüzde 46’ya gerilemesini bekleyen IMF bu yılın ise yüzde 69 enflasyonla tamamlanmasını öngörüyor.
IMF, tahminlerinin politika faizinin artırılması ve finansal sektörde bazı önlemlerin serbestleştirilmesini yansıttığını belirtti.
09 Ekim 2023 Pazartesi
İSO Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi Eylül’de 49,0 ile eşik değerin altında kaldı
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi eşik değer 50,0’nin altında kalarak Eylül 2023’te 49,0 olarak gerçekleşti.
Ağustos ayında da eşik değerin altında kalan endeks 49,1 olarak gerçekleşmişti. Türk imalatçılarının ihracat pazarlarındaki genel talep koşulları özellikle Avrupa’daki zayıflık nedeniyle eylül ile üst üste iki ay bozulmuş oldu.
İhracat iklimindeki zayıflama büyük ölçüde Avrupa’dan gelen talebin azalmasından kaynaklandı. Türk imalatçılarının Avrupa’daki en büyük dört ihracat pazarı olan Almanya, Birleşik Krallık, İtalya ve Fransa’da ekonomik aktivite eylül ayında düşüş kaydetti. ABD’de ekonomik aktivite üçüncü çeyrek sonunda da genişlemeyi sürdürdü. Üretim ağustosta olduğu gibi çok sınırlı bir artış gösterdi. Orta Doğu’da talep ise genel olarak canlılığını korudu.
Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi’nin Eylül 2023 dönemi sonuçları açıklandı. Endekste eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.
İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, eylülde eşik değer 50,0’ın altında kaldı ve 49,0 olarak gerçekleşti. Ağustos ayında 49,1 olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, eylülde 49,0’a gerileyerek üst üste iki ay 50,0 olan eşik değerin altında kalmış oldu.
Avrupa’dan gelen talep azaldı
Türk imalatçılarının ihracat pazarlarındaki genel talep koşulları özellikle Avrupa’daki zayıflık nedeniyle eylül ile üst üste iki ay bozuldu. Büyümenin merkezi yine Orta Doğu ve Hindistan olurken, ABD’de talep koşulları üçüncü çeyrek sonunda genel olarak istikrarlı seyretti. İhracat pazarlarının talep koşullarındaki bozulma bir önceki aya oldukça yakın seyretti. İhracat iklimindeki zayıflama büyük ölçüde Avrupa’dan gelen talebin azalmasından kaynaklandı. Türk imalatçılarının Avrupa’daki en büyük dört ihracat pazarı olan Almanya, Birleşik Krallık, İtalya ve Fransa’da ekonomik aktivite eylül ayında düşüş kaydetti. Bu pazarlar toplamda Türk imalat sanayi ihracatının yaklaşık yüzde 23’ünü oluşturuyor. Avrupa’nın diğer ülkelerine bakıldığında, Hollanda, Avusturya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde de üretimin azaldığı görüldü. İspanya, İrlanda ve Yunanistan’daki büyüme ise görece pozitif oldu.
Orta Doğu’da talep canlılığını korudu
Öte yandan, ABD’de ekonomik aktivite üçüncü çeyrek sonunda da genişlemeyi sürdürdü. Üretim ağustosta olduğu gibi çok sınırlı bir artış gösterdi. Orta Doğu’da talep genel olarak canlılığını korudu. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan’da büyüme ivme kazanırken, Katar’da da ekonomik aktivite belirgin artış sergiledi. Mısır ve Lübnan’da ise üretimin azaldığı görüldü.
Orta Doğu hariç tutulduğunda, anket kapsamında takip edilen ülkeler içerisinde en hızlı genişleme Hindistan’da ölçüldü. Bu ülkede büyüme bir önceki aya çok yakın seyretti ve güçlü seyrini korudu.
Diğer BRIC ülkelerinin performanslarında ise farklılıklar gözlendi. Rusya’da üretim belirgin bir şekilde artmaya devam ederken, Çin’de büyüme son dokuz ayın en düşük seviyesine geriledi. Brezilya’da ekonomik aktivite ağustos ayındaki hafif artışın ardından yeniden düşüşe geçti. Bu düşüş hafif olmasına rağmen yaklaşık son iki buçuk yılın en belirgin düzeyinde gerçekleşti.
İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan S&P
Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi:
“Avrupa’daki ekonomik zayıflık eylül ayında Türk imalatçıları için engel oluşturmaya devam etti ve üçüncü çeyrek sona ererken dış pazar satışları açısından firmaların önündeki seçenekleri sınırlandırdı. Buna ek olarak ABD’deki büyümenin ılımlı seyretmesi sonucu, kilit ihracat pazarları içerisinde talep artışının ana kaynağı yine BAE oldu. Rusya’da da ekonomik aktivite dirençli görünümünü korudu.”