27 Ekim 2023 Cuma
ABD’de kişisel tüketim harcamaları, Eylül ayında yüzde 0,7 ile beklentilerin üzerinde artış gösterdi.
ABD Ticaret Bakanlığı, Eylül ayına ait kişisel gelir ve tüketim harcamaları verilerini açıkladı.
Buna göre ülkede kişisel gelirler, Eylül’de bir önceki aya kıyasla yüzde 0,3 arttı. Piyasa beklentileri ise kişisel gelirlerin bu dönemde yüzde 0,4 artması yönündeydi. Amerikalıların kişisel gelirlerindeki artış, Ağustos’ta yüzde 0,4 olmuştu.
Kişisel tüketim harcamaları da Eylül’de aylık bazda yüzde 0,7 ile beklentilerin üzerinde yükseliş kaydetti. Piyasa beklentileri, kişisel tüketim harcamalarındaki artışın yüzde 0,5 olması yönündeydi. Kişisel tüketim harcamaları ağustosta yüzde 0,4 yükselmişti.
Kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi de Eylül’de aylık bazda yüzde 0,4 ve yıllık bazda yüzde 3,4 yükseldi. Söz konusu veri, ağustosta da aynı oranlarda artmıştı.
ABD Merkez Bankasının (Fed) enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı gıda ve enerji kalemlerinin hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi, aynı dönemde aylık bazda yüzde 0,3 ve yıllık bazda yüzde 3,7 arttı.
Eylülde piyasa beklentilerine paralel artış gösteren kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi, ağustosta aylık yüzde 0,1 ve yıllık yüzde 3,8 olmuştu.
Piyasa beklentileri, Ağustos’ta çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksindeki aylık artışın aylık yüzde 0,3, yıllık ise yüzde 3,7 olması yönündeydi.
27 Ekim 2023 Cuma
İhracatı azaltacak pek çok etken ortadayken TIR’cıların vize sıkıntısı bu soruna tuz biber oluyor.
Türkiye ile Avrupa arasındaki vize sorunu giderek daha can sıkıcı bir hal almaya başladı. Turistik amaçla Avrupa’ya gitmek isteyenler artık tercih ettikleri ülke için değil, vize alabildikleri ülke için konsolosluk kapılarını aşındırıyor. Alabilenler kendilerini şanslı sayarken sürelerin kısalığına şaşırıp kalıyor. Benzer bir durum iş dünyası için de geçerli. Bloomberg HT’nin sorularını yanıtlayan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “AB ülkelerinin vize süreçlerinde adeta istismar eden bir yaklaşımla, aşırı abartılı bir evrak paketiyle vize talebinde bulunuyoruz. Bunun değerlendirilmesi de 3 hafta sürüyor. Buna bağlı olarak vize için geçen toplam süre 10-12 haftayı buluyor. Bunun sonunda ret oranları yüzde 20’leri geçti. Geçmiş dönemlerde çok rahatlıkla 2 ila 3 yıllık vize alınırken, şu anda çok daha kısa süreler için vize verildiğini görüyoruz” diyor. Patron ve yöneticiler için kapıları daraltan Avrupa aynı uygulamayı TIR şoförleri için de yapmaya devam ediyor ve ticareti her iki taraf için de güçleştiriyor.
Türkiye yıllık 225 milyar dolarlık ihracat yapıyor ve bu ihracatın yüzde 40’ı karayolu üzerinden gerçekleşiyor. Reysaş Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven, “Bir ülkenin ticaretini engellemek istiyorsanız lojistiğini engelleyin yeter” diyor ve lojistik sektörünün vize sorununu anlatıyor: “Bunu engellemek için çeşitli yollar var. Pek çok ülke de bunu yapıyor. Tonaj sınırlaması getiriyor, yakıtta sorun çıkartıyor. Örneğin Yunanistan hiç alakasız bir şekilde kendi ehliyetini istiyor. Dünyada her yerde geçen ehliyet bazen Yunanistan’da geçmiyor. Vize’nin ötesinde de engeller var. Ama bu engellemeyi en iyi AB ülkeleri vize ile yapıyor. Şoför 15 günde sefer yapıyor, 15 günlük vize veriyor” diyor.
Vize sürelerinin kısa oluşu taşımacıların her sefer için yeniden vize alması anlamına geliyor ki artan vize başvuruları ve süreçlerin yavaş işlemesi çok ciddi zaman kayıplarını beraberinde getiriyor. Günler süren evrak toplama ve başvuru süreci ve haftalarca beklemenin ardından birkaç günlük vize ile şoförler yola çıkıyor. “Sürücüm üç kere altı ay vize almış dördüncü için başvurduğunda ret alıyor. İlk başvuran için incelemesi normal ama defalarca vize almış şoförlerimiz için her seferinde günler süren incelemeler söz konusu oluyor. İki defa 6 aylık aldıysa bir sonrakinde iki yıllık versinler. Mesele başvurudaki 300 Euro’yu almaksa vize ücretini ona göre ayarlasınlar ve tek seferde alsınlar” diyor Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkan Yardımcısı Fatih Şener.
27 Ekim 2023 Cuma
Pimco’ dan Richard Clarida’ya göre Fed, dirençli ABD ekonomisinde inatçı enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını daha da artırmak zorunda kalabilir.
Dünyanın en büyük aktif tahvil fonunu yöneten Pacific Investment Management Co.(Pimco)’dan Richard Clarida’ya göre Fed, dirençli ABD ekonomisinde inatçı enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını daha da artırmak zorunda kalabilir.
Eski Fed başkan yardımcısı Perşembe günü Bloomberg’in New York’taki konferansda yaptığı konuşmada “Enflasyondaki ilerleme yaz aylarından bu yana durdu ve işgücü piyasasında gevşeklik görmüyoruz. Fed için iyi haber, beklenen enflasyonun oldukça iyi bir şekilde sabitlenmiş olması” dedi.
Son haftalarda artan Hazine getirileri, yatırımcıların merkez bankasının önümüzdeki aylarda borçlanma maliyetlerini artıracağı yönündeki beklentilerin geri çevirmesine yol açtı. Swap yatırımcıları merkez bankasının Ocak toplantısında sadece 8 baz puan daha fazla sıkılaşma fiyatlıyor.
Clarida, bu hafta başında 10 yıllık getiriyi 2007’den bu yana ilk kez yüzde 5’in üzerine çıkaran Hazine piyasasındaki satışların, tahvil arzı, parasal genişlemenin sona ermesi ve “Jay Powell’ın daha uzun süre daha yüksek” mesajı gibi birçok etkeni yansıttığını söyledi.
Clarida, “Tahvil getirileri bu seviyelerde ne kadar uzun süre kalırsa, bu oranların ekonomi üzerindeki etkilerini o kadar fazla göreceğiz” dedi.
Para politikasının daha geniş ekonomiye aktarımının gelişmekte olduğuna dikkat çeken Clarida, şirketlerin “borçlarını vadelendirdiğini ve tüketicilerin düşük 30 yıllık sabit oranlara kilitlendiğini” belirtti.